Ne oldu paralar?

2010 yılı 12 gün sonra bitecek!

“Borç yiğidin kamçısıdır” mantığıyla gırtlağımıza kadar borca gömüldük!
İktidarın bol keseden atıp övünmesine bakmayın siz...
Son 8 yılda Cumhuriyet tarihimizin en büyük borç bataklığına saplandık!
Bu aşırı borç stoku nasıl ödenir, bilemiyoruz.
Anlaşılan, kafamız duvara vurmadan uyanamayacağız.
Petkim, Tüpraş, Tekel, Ereğli Demir, Türk Telekom gibi büyük kuruluşlar dahil, ülkenin bütün değerleri, batan geminin malları gibi satıldı.
Milyonlarca dolar tutarındaki bu satışlardan ne kaldı? Bir sanayi tesisi, bir baraj ya da bir fabrika yapıldı mı? İşsizlik sorununa bir çözüm getirildi mi?
Tam tersine, yeni yatırımlar yapılmadığı, eski işyerlerinin de birçoğu kapandığı için, ülkede işsizlik büyüdü, büyüdü, korkutucu boyutlara ulaştı.
* * *
2010 yılı sonundaki iç ve dış borç durumumuz içler acısı!
AKP, ülkeyi 2002 yılında 129.5 milyar doları dış borç olmak üzere toplam 221 milyar dolar borçla devralmıştı. Bu rakam, 1923 yılından 2002 yılına kadar 79 yıllık bütün borçlarımızın toplamı idi. 8 yıl sonra bugün (kamu ve özel) iç ve dış toplam borcumuz 508 milyar dolar! Bu rakamın 266 milyar dolarını dış borçlar oluşturuyor.
Bu paralar ne oldu bilemiyoruz. Yatırım yok, iş sahaları açılmadı, yeni fabrikalar, barajlar, köprüler, okullar yapılmadı. Sahi ne oldu? Nereye harcandı bu paralar?
AKP’ye oy veren aziz vatandaşlarımız bunu hiç sorgulamayacak mı?
* * *
Sürekli okuyoruz. Hep pembe tablolar çiziliyor ama...
Rakamlar ne yazık ki onları yalanlıyor!
Türkiye’de 4 milyon asgari ücretli, 9 milyon emekli, 2.5 milyon memur ve 4 milyon da devlet yardımıyla karnını doyuran (daha doğrusu yarı aç, yarı tok yaşayan) toplam 19.5 milyon yoksul insanımız var.
Bunlar hayatta kalma mücadelesi veriyorlar!
Bu yoksul kesimi gördükçe, insan olanın yüreği parçalanır!
Dolaylı vergilerin ağırlığı nedeniyle, ülkedeki gelir dağılımı her geçen gün biraz daha bozuluyor.
73 milyon insanımızdan sadece 1.5 milyon kadarı, ülke gelirinin kaymağını yiyor. Bunlar hem çok kazanıyor, hem az vergi veriyorlar! Bazıları hiç vermiyor. İnsaflarına kalmış artık!
Vergisiz yaşayınca gelir en az ikiye katlanıyor.
En üstteki bu 1.5 milyon zadegân sınıf, paraya para demiyor, en lüks arabadan, en lüks villaya, büyük yatlara, katlara, helikopterlere kadar, akıllarına esen her şeyi satın alabiliyor.
Hele iktidara yakın olan bazı kesimler, ne alacaklarını şaşırmış durumda, her lüks mala büyük bir iştahla saldırıyor!
Lüks araç ithalatçıları hayatlarından memnun, ellerinde mal kalmadığını söylüyorlar!
Bu yıl içinde pahalı ithal otoların kapış kapış gittiği belirtiliyor ve 2011 yılının bu yıldan daha bereketli olacağı tahmin ediliyor. Neden? Çünkü ülkede kolay ve havadan para kazananlar artıyor ve bunlar derhal en lüks araçlara yöneliyorlar!
* * *
Öte yanda, dramatik tablolar da yaşanıyor.
Bu ülkede, bir dilim ekmeğe talim edenler, bir tas sıcak çorbaya muhtaç olanlar var.
Dolaylı vergilerin ağırlığı, zengin ve yoksul arasındaki uçurumu daha da derinleştiriyor.
Ülkemizin en büyük sorunlarından biri vergideki adaletsizlik ve gelir dağılımında derinleşen uçurum! Sorunlar biliniyor ama çözüm arayan yok!
Yazarın Tüm Yazıları