Lafla değirmen mi döner?

SEÇİM sonuçları gösterdi ki, vatandaş kavga-dövüş değil, huzur, sükûn, aş ve iş istiyor.

Başbakan artık "benden-senden" ayrımı yapmamalı. "Ananı al git" dememeli, bakanlarını "kapıya koymakla" tehdit etmemeli! Öfkeli, hırslı ve kavgacı yapısı ılımlı davranmaya pek uygun değil ama kendini mutlaka değiştirmeli. Aksi halde siyaset meydanında daha ağır kayıplara uğrayacağı kesindir!

Huzur ve sükûn arayan halkımızın çoğu "dinde zorlama ve dayatmacılık" istemiyor. En önemlisi, mutfağında tencerenin kaynamasını, çoluk çocuğunun doymasını istiyor.

"Biz aday diye boş ceketi koysak seçtiririz" tavrının faturası ağır oldu. Vatandaş fazla böbürlenmeleri, "Şu ili, bu ili istiyorum" şeklindeki bencil dayatmaları sevmiyor.

Adalet Bakanı’nın tehdit ettiği Antalya ile Başbakan’ın açıkça gözdağı verdiği Çanakkale halkının, demokratik tepkisini göstererek AKP’yi silmesi iyi değerlendirilmelidir.

* * *

Ekonomide yüzde 6.2 gibi müthiş küçülmeye rağmen, yerel seçimlerde, krizin etkisinin az olduğu görüşündeyim.

Eğer böyle olmasaydı, krizin yerle bir ettiği kentlerde AKP’nin kaybetmesi gerekirdi.

Oysa işsizliğin korkunç boyutlara ulaştığı şehirlerde AKP açık farkla kazandı.

Krizden en çok etkilenen illerin başında Gaziantep geliyordu. Fabrikalar kapanmış, binlerce kişi işsiz kalmıştı. Gaziantep’ten televizyonlara yansıyan görüntüler, hep işsizlik, açlık, gözyaşı ve kederdi. Kahramanmaraş da aynı durumdaydı. Ne oldu? AKP bu iki ilde de kolayca kazandı.

Ya Bursa? Sanayimizin önde gelen kentlerinden olan, kriz nedeniyle tekstil fabrikaları kapanan, çok sayıda insanı işsizliğe mahkûm edilen Bursa’da da AKP kolayca kazandı. Denizli, Kocaeli, Sakarya’da da öyle... Demek ki kriz, AKP’nin düşüşünde birinci sebep değil!

* * *

AKP, 2001 ekonomik krizi sonucu doğmuş, gelişmiş ve iktidara gelmişti.

Bu seçimde krizin etkisi az oldu fakat krizle gelen bu parti iki buçuk yıl sonra krizle gidebilir.

Birçok ekonomist ve işadamı, küresel krizin 2011 yılına kadar süreceği görüşünde... Aynı tarihte Türkiye’de genel seçim var.

Eğer kriz devam ederse, vatandaş bunun ağırlığını her geçen gün biraz daha hissedecek. 2011 yılına geldiğimizde insanların dayanma güçleri bitmiş olacak.

İşte AKP için asıl tehlike o zaman başlıyor. Kim bilir, belki 2011’e de kalmaz, bir "erken genel seçim" gündeme gelebilir. Bu, iktidar partisi için "cankurtaran simidi" olabilir!

"Tek adam" yönetimi ve ülkenin mutlak sahibi olmak hevesiyle birlikte devam eden ekonomik kriz AKP’yi vaktinden önce bitirirse hiç şaşırmamak gerekir.

Nasıl ki, selle gelen selle giderse, krizle gelen de krizle gider!

* * *

Eskiden, bir gazeteci büyüğümüz "Bu ülke çok konuşmaktan battı" derdi.

Konuşmak... Konuşmak... Hep konuşmak!

Politikacılarımızla, işadamlarımızla, gazetecilerimizle, hep konuşup duruyoruz... Bir sonuca varmadıktan sonra konuşmak neye yarar ki?

Ne demiş Hammamizade İhsan?

"Hani meydanda eser,

Lafla değirmen mi döner?"

(Seçim sonuçları konusuna yarın devam edeceğim.)
Yazarın Tüm Yazıları