SEÇMEN, Başbakan Erdoğan’a "padişah" olmadığını acı bir şekilde hatırlattı.
Oylardaki erime o kadar net ki, iktidar yalakalarının "AKP yine birinci parti" diye övünmelerine "züğürt tesellisi" denir.
Başbakan Erdoğan’ın "Kültürümüzde var" diyerek gururla dağıttığı "sadaka", oy kaybını önleyemedi!
Her yokuşun, her çıkışın bir inişi vardır. Artık AKP için zirveden iniş başladı.
İmparatorluklar da kurulur, büyür, gelişir, inişe geçer ve çöker!
Sandıktan çıkan sonuç Türkiye için çok hayırlıdır. Seçmen, daha önce verdiği emanet oyların bir kısmını geri aldı. Bu "Türkiye’nin tapusunu size vermedik" demektir.
"Ben bu ülkeyi dilediğim gibi yönetirim" düşüncesinde olan Başbakan, dileriz seçmenin yaptığı uyarıyı doğru anlamıştır.
Vatandaş "Kimse şah değil, padişah değil" diyor, ülkede, diktatörlük, şahlık ve padişahlık istemiyor!
* * *
Başbakan Erdoğan, seçim sonuçlarını yorumlarken sakin ve ılımlı göründü, "Tabii ki mesajı aldık. Bundan sonraki süreçte dersimizi farklı çalışacağız" dedi. İyi bir yaklaşım. Bu sözlerden, hırçın, öfkeli, kavgacı tutumunu bırakıp, insanlarımızı bir sevgi ve dostluk iklimine götüreceği anlamını çıkarıyoruz.
Dileriz bu ılımlı tavrını değiştirmez, ülkedeki kavga ortamı, gerginlik ve bölünmüşlük azalır!
Erdoğan seçimden önce hedefinin yüzde 47’nin üstü olduğunu ilan etmişti... Eğer böyle olup, oylar yüzde 50’yi bulsaydı artık onu kimse tutamaz,kendini ülkenin sahibi zanneder, gerginlik ve kavga ortamı iyice büyürdü.
Neyse ki, AKP’nin oyları yüzde 8 puan düştü de Türkiye rahatladı. Ülkemiz için hayırlı olan bu sonuç, Erdoğan’ın "Putin" olmadığını ve olmayacağını gösterdi.
2008’in son çeyreğinde ekonomi yüzde 6.2 küçüldü. Bu müthiş sonuç, krizin teğet geçmediğini gösteriyor. Çok kişi, AKP’nin oylarının düşmesini ekonomik krize bağlıyor.
Kriz de sonucu mutlaka etkilemiştir ama bence gerçek sebep "Ekonomik kriz değil, çağdaşlık kaygısı"dır. AKP döneminde din o kadar istismar edildi ki, insanlarımızın önemli bölümü, muhtemel bir şeriat düzeninden ürkerek "Türkiye nereye gidiyor?" endişesine kapıldı.
"Çağdaşlıktan uzaklaşıyoruz kaygısı" ağır basınca, bu duygu sandığa oy olarak yansıdı.
Bu ülkede çoğunluk, "Batı’nın çağdaş uygarlığına" yönelmek istiyor. AKP ise Türkiye’yi "Din eksenli tutucu bir Ortadoğu ülkesi" yapmak eğiliminde...
Millet, her gün yeni bir gerginlik yaratan Başbakan Erdoğan’dan kavga değil, sorunlara çözüm istiyor. Sonuçlar, umarız Başbakan’ı dayatmacı tutumundan vazgeçirir!
* * *
Siyasette kural böyledir. Bir parti kırılma noktasına gelip de freni kopunca, çöküşün hızlanmasını önlemek zordur.
İşte AKP böyle bir sürece girdi.
İktidarların görevi, ekonomimizi iyi yönetmek, insanlara aş ve iş sağlamaktır. İnsanların işi ve aşı olmadığı zaman ekonomi yerlerde sürünüyor demektir.
Dağıtılan yardım paketleri, buzdolabı ve çamaşır makineleri, açlığa çare değildir.
Tunceli halkı AKP’nin dağıttığı beyaz eşya, yatak, koltuk ve kanepeleri aldı ama oyunu gidip DTP’ye verdi. Neden? Vatandaş sadaka değil, iş istiyorlar da ondan!
(Seçim sonuçları konusuna pazar günü devam edeceğim.)