Kalbinle duy, aklınla gör!

BAŞBAKAN’ın Davos resti hálá tartışılıyor... Bu, çok yerinde bir tepki mi? Kahramanlık mı? Kabadayılık mı? Yiğitlik mi? Yoksa gereksiz bir çıkış ya da sahte bir öfke mi?

Dünyada saygınlığımız artıyor mu yoksa itibar mı yitiriyoruz?

Onun sert davranış biçimi, seçimle ilgili siyasi bir yatırım mı, yoksa içten gelen doğal bir tepkinin insancıl sonucu mu?

Ülkede, bu düşüncelerin tamamını savunan karşıt görüşlü kişiler var.

Kişisel kanaatime göre, Davos’ta haksızlığa uğrayan Başbakan, yapılması gerekeni yaptı.

Fazla abartılı olmasına rağmen "Cesur bir çıkıştı" diyebiliriz. Ancak biz Başbakan’ın aynı hassasiyeti Kıbrıs, Musul, Kerkük konularında ve "askerlerimizin kafasına geçirilen çuval" olayında da göstermesini isterdik.

Sayın Erdoğan, 30 bin insanımızı kaybettiğimiz PKK terörü için de böyle sert çıkabilmeli, Kuzey Irak’ta teröristleri barındıranlara kararlı bir tavırla posta koyup, "Barzani ve Talabani benim için bitmiştir!" diyebilmeliydi.

Başbakan, Gazze’de hayatlarını kaybedenlere haklı olarak üzülüyor. Bu doğrudur. Ezilenlerin haklarını savunması soylu bir davranıştır. Fakat aynı hassasiyetin, PKK kurşunlarıyla şehit olan askerlerimiz ve onların aileleri için de gösterilmesi gerekmiyor mu?

İktidar yandaşları bize kızıyor, karşıt fikirleri dinlemek onlara zor geliyor. Fakat yararlanmasını bilene, acı ilaçlar gibi karşıt fikirler de faydalıdır.

* * *

Davos’ta politik bir Başbakan değil, duyarlı bir insan gördük.

Tabii bu, uzun vadede ülkemizin aleyhine olabilir, önümüze ağır faturalar çıkabilir ama insanlık açısından yerinde bir harekettir. Davos’un sonuçlarını ileride göreceğiz.

Artık ülkemizin gerçek gündemine dönme zamanı gelmiştir.

Başbakan sakin sulara eriştiğine göre Hamas sevdasını bir yana bırakıp halkımızın sıkıntılarına eğilmelidir.

Doğalgaza Ocak 2008’den bu yana 5 defa yapılan ve yüzde 70’i bulan zamların sadece yüzde 17’sinin geri alınması belki gözleri boyar, "29 Mart’ta iktidara oy getirir" ama insanlarımızın derdine deva olmaz.

Bugün, ülkemizin gerçek gündemi ekonomik krizdir, açlıktır, işsizliktir!

Her gün yeni yeni insanlar işlerini kaybediyor, geçim sıkıntıları artıyor.

Krizi fırsata çeviren tuzu kuru insanların dışında, endişe ve sıkıntı içinde olmayan yoktur.

* * *

DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız, Tayyip Erdoğan’a şöyle sesleniyor:

"Anladık Sayın Başbakan, anladık!

Aslansınız, kaplansınız da şu derin ekonomik krize nasıl bir çözüm bulacaksınız?

Üstelik bir yerlerin ’fatihi’ de oldunuz. Peki... Katlanarak büyüyen işsizliğe, açlığa, intiharlara, özetle şu derin ekonomik krize nasıl bir çözüm bulacaksınız?

Durum o kadar kötüdür ki, bunları bağırıp çağırmakla çözemezsiniz.

Ağır sıkıntılar, insanları ölüme bile götürüyor. İki işadamımız daha, ekonomik kriz nedeniyle borçlarını ödeyemez hale geldiği için intihar etti.

Ekonomi uzmanlarına göre 29 Mart’tan sonra işsizlik yüzde 20 daha artacak. Her sorun daha da büyüyecek, asıl kriz, yerel seçimlerden sonra başlayacak!

İnsanlar, aşını da, işini de, ekmeğini de kaybediyor. Siz ülkenin gerçek gündemine dönün Sayın Başbakan... Herkes sizin çocuğunuz gibi gemi, pardon gemicik sahibi değil! Bırakınız gemiyi, gemiciği, milletin tutunacak bir dalı bile yok!"

İşte, milletvekilinin bu sesini dinleyin, gerisini ne ben sorayım, ne siz söyleyin!
Yazarın Tüm Yazıları