BU fıkra komşumuz İran için yazılmış... İranlı yazar Daryus Şayegan’ın “Yaralı Bilinç” adlı kitabında yayınlanan fıkra şöyle:
Yıllarca ülkesinden uzak kalmış bir adam, İran’a döndüğünde ülkesine kavuşmanın heyecanı içindedir. Evine gitmek için Tahran Havaalanı’nda bir taksiye biner. Yarı yolda şoföre, ilk tütüncüde durmasını söyler. Şoför sorar: “Tütüncüde ne yapacaksınız beyim?” “Sigaram kalmamış... İki paket sigara alacağım.” “Alamazsın beyim, sigarayı artık camide satıyorlar!” “Camide mi satıyorlar? Yahu, cami Allah’ın evidir, oraya ibadet etmeye gidilmez mi?” “Hayır beyim! İbadet etmek için artık üniversiteye gidiliyor.” “Peki, o zaman öğrenim nerede yapılıyor?” “Öğrenim hapiste yapılıyor beyim!” “Hapiste hırsızlar, soyguncular yok mu?” “Onlar artık mecliste beyim!” ¡ ¡ ¡ Yine komşumuz İran’dan bir hikâye... Humeyni devriminin daha tam yerleşmediği dönemde, laikliği savunanlara karşı, onları yatıştırmak için, İranlı mollalar şöyle diyorlarmış: “Biz laiklerin hakkını da koruyacağız. Laikliğin güvencesi biziz!” Sonra olanlar malum... Şeriatın en katı şekliyle uygulandığı bir ülke oldu İran... Kümese müdür aranıyormuş. Başvuranlar arasında tilki de varmış... Kalıbına kıyafetine bakıp, tilkiyi çok beğenmişler ve tavuk kümesine göz kulak olması için işe almak istemişler... “Ne ücret istiyorsun?” diye sorulunca tilki kıkır kıkır gülerek: “Vallahi, ben gülmekten söyleyemeyeceğim, siz ne verirseniz verin” demiş! ¡ ¡ ¡ Yabancı bir diyarda, ülkelerini batıran yöneticiler, öfkeli halkın gazabından kurtulmak için kaçacak ülke arıyorlarmış... Uzun uzun araştırdıktan sonra Türkiye’ye sığınmaya karar vermişler... Yakınları merakla “Neden Türkiye?” diye sormuş. Cevap vermişler: “Çünkü yeryüzünde memleketlerini batırdıkları halde el üstünde tutulan yöneticilerin bulunduğu tek ülke Türkiye’dir. Orada güvende olacağız!” ¡ ¡ ¡ Politikacılar atıp tutuyor ya... Cüneyt Arcayürek anlatıyor: “Adam kürsüde ‘Bizim oralarda öyle atlar vardır ki, başı doğuda, gerisi batıda...’ derken dinleyenlerden biri atılmış: “Yahu, ata yürüyecek yer bırakmadın!” ¡ ¡ ¡ Yoksul bir kızın anası-babası ölmüş, kız ortalıkta kalıvermiş. Komşuları kıza akıl vermişler: “Ağaya git, eşek iste, sana bir eşek versin. Eşekle su taşır, geçinir gidersin.” Kız, ağaya gidip eşek istemiş. Ağa şöyle bir durum değerlendirmesi yaptıktan sonra kıza: “En iyisi, seni evlendireyim” demiş “Bir koca beş eşeğe bedeldir!” ¡ ¡ ¡ İnsanlar neden korkarlar? Bu konuda söylenmiş güzel sözler var: “İnsanların çoğu konuşmaktan korkuyor, başına dert açmaktan korktuğu için...” “Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için...” “Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için...” “Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için!”