HASAN Pulur, uzun yıllardan beri "Olaylar ve İnsanlar" sütununda, ülkemizdeki gariplikleri, çarpıklıkları sabırla anlatır durur. Bir süre önce "Tapuyu kim deliyor?" başlığını taşıyan köşe yazısında, devletin yaptığı haksızlıklardan bir örnek daha verdi.
Kim deldirtmeyecek tapunuzu? Sizi kim koruyacak? Devlet değil mi?
Siz istediğiniz kadar, devletin sizi koruyacağına, tapunuzu deldirtmeyeceğine güvenin. Hem tapunuzu delerler, hem de yakanıza yapışırlar.
Kim mi? Kim olacak: Devlet!
* * *
Hasan Pulur, Sema Koyunpınar adlı bir hanımın 1980 yılında Sakarya’nın Kaynarca ilçesinde bir arsa aldığını, aradan uzun yıllar geçtiğini, Sema Hanım’ın her yıl vergisini muntazaman ödediğini, 20 yıl önce kendisine tapu veren devletin, 20 yıl sonra kadıncağıza tapusunun iptali, taşınmazın tescil dışı bırakılması, tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir kararı konulması, yargılama ve avukatlık ücretinin davalıdan alınması konusunda tebligat yapıldığını yazıyor.
Niçin yapılıyor tebligat?
Çünkü arazi kıyı kenar çizgisi içindedir.
Peki, bu arazinin tapusunu kim verdi?Devlet!
Şimdi kim tapuyu iptale, halk deyimiyle tapuyu delmeye çalışıyor? Yine devlet!
Peki bunca yıl vergiyi alan kim? O da devlet!
* * *
Buna benzer bir olay da biz anlatalım.
Nesrin Hanım 36 yıl önce, 16 Mart 1972 tarihinde Silivri Selimpaşa’da bir kooperatiften ev alır, gece gündüz çalışıp, aldığı maaşın yarısını taksit ödemelerine yatırır, ev biter, Türkiye Cumhuriyeti’nden tapuyu alır. Mutludur. Çok sıkıntı çekmiş, gençliğinin en güzel yılları borç ödemekle geçmiştir ama bir eve sahip olmuştur.
Evlenir, çocukları o evde büyür, torunları olur. Derken bir gün bir tebligat alır.
Evinin tapusu iptal edilmiştir.
Beyninden vurulmuşa döner. Döner ama olan olmuştur. Silivri Kadastro Mahkemesi, bir vatandaşın açtığı davayı yıllar sonra bitirmiş, Nesrin Hanım’ın tapulu 300 metrekarelik küçücük arsasının "Mera" olduğuna karar vermiştir. Mahkeme önce Nesrin Hanım’ın lehine karar vermiş fakat Yargıtay kararı bozmuş, mahkeme de Yargıtay’la ters düşmemek için bozma kararına uymuştur. Böylece adalet sağlanmıştır!
Oysa evin bulunduğu arsanın sağı, solu, önü arkası, her yeri evlerle dolmuş, siteler oluşmuştur. Arsanın meraya benzer hiçbir yanı yoktur. Zaten etrafta köy de, sığır da yoktur. 1972 yılında mera olmayan ve devletin konut tapusu verdiği 300 metrekarelik küçük arsa, 30 Ocak 2003 tarihinde, yani 31 yıl sonra, mera olup çıkıvermiştir. Eh, sürüler artık avuç içi kadar arsada bol bol otlarlar!
* * *
Tapuyu veren kim? Devlet. Devlete güvenip, tüm gençlik yıllarında gece gündüz çalışarak taksitleri ödeyip Silivri Tapu Dairesi’nden 16 Mart 1972 tarihinde tapu alan Nesrin Hanım’ın evinin bulunduğu küçücük arsasının tapusu 31 yıl sonra "Mera olduğu iddiasıyla" iptal ediliyor.
Karar 30 Ocak 2003 tarihinde Osman Arslan’ın başkanı olduğu Yargıtay 16. Hukuk Dairesi tarafından onanıyor! Káğıt üzerinde verilen bu karar adil midir?Bunun kanunu olsa bile mantığı var mıdır?
Devlet böyle haksızlık yapar mı? Yapar! Devlet böyle tapu deler mi? Deliyor!
Nesrin Hanım, devletin tapusuna güvenilmeyeceğini böylece acı bir şekilde öğrenmiş oldu! Burası Türkiye!