ÜLKEMİZDEKİ gariplikler, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızı da üzüyor...
Dünya artık çok küçüldü, Türkiye’deki her olay televizyonlardan ve internetten, saati saatine izleniyor.
Yücel Dönmez 29 yıldır Amerika’da yaşayan bir gazeteci... Eski ünlü Günaydın Gazetesi’nin Chicago temsilcisi idi... Şimdi Amerikalıların sevdiği usta bir ressam oldu.
Türkiye’yi uzaklardan dikkatle izleyen Yücel Dönmez, üzüntüsünü yansıtan bir mektup yollamış. Şöyle diyor:
"Ülkemizden gelen haberler hiç de iç açıcı değil.Her gün sürprizlerle karşılaşıyoruz.
Türkiye’de Darwin’in sansür edilmesi olayını Amerikalılar gülünç karşıladı ve ilkel bir davranış olarak niteledi. Biz bunun utancını hissederken bir şok daha yaşadık.
Eski Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın ’İstiklal Marşı okunurken saygı duruşu yapma zorunluluğu yoktur’ şeklindeki sözlerini biz Türkler şaşırarak dinledik.
İnsanlarımız milli değerlerine bu kadar saygısız olabilir mi?
Amerika’daki Türk Cemiyeti’nin Genel Kurul Toplantısı’nda bile, Türk ve Amerikan milli marşlarının söylenmesi ve saygı duruşunda bulunulması zorunluluktur.
Stadyumlarda maçlardan önce Amerikan Milli Marşı söylenir ve insanlar ayakta sağ ellerini kalplerinin üzerine kopup, yüzlerini bayrağa çevirerek gururla bu marşı söylerler.
Türkiye nereye götürülüyor, kuşku içindeyim.
* * *
Başbakan Erdoğan, kredi kartı ile borçlananları dürüst kabul etmiyor fakat fahiş faiz uygulamalarını dürüst buluyor. Peki, bu mağdurlar zevk için mi borçlanıyor?
Bakın size Amerika’daki durumu anlatayım:
Kredi kartlarına Amerika’da yüksek faiz uygulanır. Bunun nedeni, vatandaş gerçekten borcunu ödeyemez duruma gelirse, borçlarını sildiği içindir. Her Amerikalı 7 yılda bir defa, kredi kartı borcu nedeniyle iflas etme hakkına sahiptir.
Herkes bir şeyler konuşabilir fakat ülke Başbakanı konuşmadan, dünyadaki uygulamaları öğrenmeli ve insanları hemen üçkáğıtçı sepetine oturtmamalıdır.
* * *
Türkiye’de gazetecilik çok değişmiş! Artık doğruları yazanlara da ceza veriyorlar. Doğan Grubu’na yapılan, Amerika’da herhangi bir ulusal medyaya yapılsaydı, hükümet düşebilirdi.
Ülkemizde ise insanlar ’Burası Türkiye’ diye her garabeti normal karşılamaktan başka bir şey yapamıyorlar... Ve halk, gerçek gücün kendisinde olduğunun farkında bile değil.
Şimdi, üçkáğıtçı yerine konulan 2.5 milyon kredi kartı mağdurunun büyük bir kısmının yine AKP’ye oy vereceğine eminim. Sürü psikolojisi içindeki toplumumuzun her türlü sıkıntıyı hak ettiğini düşünüyorum. Bu başa bu tıraş!
* * *
Kredi kartları konusunda Chicago Başsavcısı ile görüştüm. Kredi kartı uygulamasında hem bankalara ve hem de vatandaşlara aynı derecede haklar verildiğini ve dengenin kurulmuş olduğunu anlattı. Amerika’da borçlarını ödeyemez hale gelen kredi kartı mağdurları, doğru olmak şartıyla, 7 yılda bir iflas etme hakkına sahip.
Amerika’da bir vatandaşın evinden buzdolabını, televizyonunu veya çamaşır makinesini haciz etmeyi düşünen bir avukatı derhal akıl hastanesine götürürler. Çünkü vatandaşın evdeki mallarına haciz, mantığın alamayacağı bir davranış olarak kabul edilir. Saygılarımla.