Paylaş
Geçen hafta gerçekleşen Ay tutulması bir kez daha astrolojiye şaşırmama neden oldu. Kime “Selam canım nasılsın” diye sorsam, “Ay tutulması mahvetti beni” cevabını alıyordum. Astrolojiden pek anlamıyorum ama gördüğüm kadarıyla tutulma kimin hangi evinde gerçekleşiyorsa o ev kişinin canından can alıyor. Mesela kardeşimin ilişkiler evinde gerçekleşmiş. Sözde astrolojiden anlıyor, o kadar gitti eğitimini aldı. “Tutulma seni nasıl etkileyecek” diye sorduğumda “Ay benim ilişkiler evimde gerçekleşiyor, kesin evlenme teklifi alacağım” diyordu. Hoop kız tutulmanın haftasında terk edildi.
Astrologlar ikiye ayrılıyor
Bu tutulma zamanlarında da astrologlar ikiye ayrılıyor: Bir taraf; her şey harika olacak, başımıza takım takım yıldızlar mucizeler yağdıracak derken diğer taraftan “Öleceksinizzz!” diyor. Valla ben tutulma falan hissetmedim, çocuğum olduğundan beri yıldızlar beni teğet mi geçiyor nedir? Çocuğu tutmaktan belim tutuluyor sadece o kadar! Astroloji benim için bıçak sırtında bir noktada yer alıyor: Gerçekten doğru mu değil mi, ben inandığım için mi öyle oluyor yoksa öyle olduğu için mi inanıyorum? Sevmek mi, sevilmek mi sorunsalı gibi bir şey. Yine de yarın gerçekleşecek olan Güneş tutulmasını biraz araştırdım. “İstanbul depremiiii!” diye bağıran astrologlar da var, tıpkı 2012’de kıyamet senaryolarının sonundaki aydınlanma gibi topluca aydınlanacağımızı iddia edenler de var. Şimdi kafayı taktım ama ben, hemen Osi’ye söyledim, deprem çantasını hazırladık. İçine koyulabilecek en saçma şeyleri koydum; Batı’nın ilk patiği, ev kafama yıkıldığında beni kurtaramaz herhalde! “Deprem çantasına para koyun” yazmışlar, bizim çantaya koyduğum parayı her nakit bulamadığımda tırtıkladığımdan hemen tükendi bile. Yok anacım Güneş tutulması, deprem falan getirmesin, ben daha hazır değilim, çantam bile hazır değil!
Paylaş