Paylaş
Üstelik yapılan bu hataların koskoca tarihi kulübü ne hallere düşürdüğünü görüp yaşadığı halde.
Yıllardır hep aynı tespiti yaptım;
Herkes kendi görevini layıkıyla yapacak. Ne bir eksik, ne de fazla...
Camia içindeki tüm paydaşlar bu bilinçle hareket etmeli.
Yönetim, basın, taraftarlar, Divan Kurulu önce kendi kapısının önünü temizleyecek.
Ancak o takdirde her yer tertemiz olur.
*
Başkan, başkanlığını yapacak ve bazı hassasiyetlere dikkat edecek.
Kişi ve taraftar dernekleri ile yüz göz olmayacak.
Taraftar, kulübü asla yalnız bırakmayacak. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyecek. Olası durumlarda tepkisini de mutlaka dile getirebilmeli ama bunu yaparken de 2 önemli noktaya dikkat edecek;
1. Siyasi veya dönemsel konjonktürlere ya da kişisel çekişmelerden bağımsız olarak her zaman ve herkese eşit bir şekilde yapacak.
2. Eleştiri sınırlarını aşıp, kişi veya kurumlara had bildirme veya tehdit noktasına getirmeyecek.
Tabii aynı durum basın, medya için de geçerli.
Kimse patronlarının istekleri doğrultusunda yazıp, çizmemeli. Özgür ve başı dik bir şekilde yazmalı, konuşmalı.
*
Kısaca herkes kişilerle uğraşmayı bırakıp, kendi işini en iyi seviyede nasıl yapabileceğine odaklanmalı.
Aksi halde Bursaspor düştüğü bu bataklıktan asla çıkamaz...
Yazımızı Einstein’in güzel bir sözüyle kapatalım;
“Dünya, kötülük yapanlar değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden kötü bir yerdir.”
Tabii bunu yaparken yukarıda belirttiğimiz 2 hususu her daim akılda tutacağız...
Eşit ve seviyeli...
Paylaş