CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisine kaydolan çarşaflı üyelere rozet taktı.
Bundan sonra iktidarla muhalefet arasıdaki atışmaların içeriği de değişir herhalde. Şimdiden Baykal, "Bizim çarşaf masumane" demiş mesela. Erdoğan da cevap vermiş, "Çarşaf ölçen aletleri mi var?"
Buradan hareketle olası diyaloglara, demeçlere bir bakalım...
CHP, AKP: Benim çarşaflım senin çarşaflını döver!
AKP: Çarşaf dediniz küçümsediniz, şimdi n’oldu?
CHP: Biz çarşafa değil, çarşafın AKP’nin tekelinde olmasına karşıydık.
AKP: Gördüğünüz gibi AKP bu konuda da öncü olmuştur.
CHP: CHP ilerici bir parti olduğunu göstermiş, Türkiye’nin geleceğinin çarşafta olduğunu görmüş, gereğini yapmıştır.
CHP: Atatürk’ün annesi de çarşaflıydı.
AKP: Sizi gidi taklitçiler!
CHP: Çarşafsız seçim alınıyordu da biz mi almadık?
CHP: Herkese kapımız açık... Nevresimliler de gelebilir.
CHP: Bizim çarşaflar açık siyah bi kere!
CHP: Göğsünde CHP rozeti olan çarşaflılar üniversiteye alınmalıdır. (İç ses: Tükürdüğümüzün yarısını yalamış olalım hiç olmazsa.)
Yeni atanan 28 dekandan 11’i türban destekçisiymiş.
"Rozetçi"nin haberi olsun.
Michael Jackson, Müslüman olmuş.
Renk, biçim, din... Sıra kestirmeye geldi.
(EDİTÖRÜN NOTU: Yazarımız Pakize Suda’nın pazar günü yayımlanması gereken bu yazısı, Sayfa Editörü’nün alzheimerden şizofreniye, lodostan karayele, aşktan meşke uzanan bir dizi mazeretini boşa çıkartan bir insani hata yüzünden sayfadaki yerini alamamıştır. Gerek Pakize Suda’dan, gerekse Pakize Suda okurlarından özür dilerim. S.K.)