Paylaş
Biz de yüzyıllardır zaten bilinen bazı şeylerin laboratuvar ortamı veya araştırma gruplarında da doğru olduğunu gördüğümüzde “Oh be büyüklerimiz gerçekten haklıymış!” deyip rahatlıyoruz.
Geçen pazar sabahı İsmet Berkan’ın Hürriyet’teki köşesinde “Kilo vermenin sırrı kuvvetli bir kahvaltıda” başlıktaki yazısını okurken de aklıma önce bunlar geldi. İsmet Berkan yazısında “İsrail’de Tel Aviv Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada sabah kahvaltısının güçlü tutulduğu diyetlerin diğer diyetlere oranla daha fazla kilo verdirdiği ve bel çevresinde neredeyse iki kat daha fazla incelme sağladığını” anlatıyordu.
Araştırmanın sonucunda güçlü bir kahvaltının ön planda olduğu diyetlerin diğerlerine kıyasla trigliserid seviyesini daha çok düşürdüğü, iyi kolesterol HDL seviyesini daha çok artırdığı da anlaşılmış.
Kahvaltı grubundaki diyetçilerin insülin, glikoz seviyelerinin ise daha çok düştüğü anlaşılmış. Netice olarak bu grubun açlık ve tokluk şekerlerinin daha dengeli hale geldiği, insülin seviyelerinin daha bir istikrarlı kaldığı sonucuna varılmış.
ÖNEMLİ BİR BİLGİ
Bu aslında çok ama çok önemli bir bilgi ama bir taraftan da oldukça iyi bilinen bir “geleneksel kilo yönetimi ritüeli”nin araştırma bazındaki tekrarından farklı yeni bir şey değil.
Çok iyi biliniyor ki beslenme modelini bir üçgen şeklinde planlayıp bu üçgeni üç eşit parçaya enlemesine ayırdığınızda üçgenin tabanındaki büyükçe alanın sabah kahvaltısını, orta bölümdeki ikinci kısmın öğlen, üçgenin tepesini oluşturan en küçük alanın ise akşam yemeğine ayrılması gerektiği geleneksel beslenme modellerinde zaten çok iyi biliniyor ve uygulanıyor.
Bir örnek gerekirse diyelim ki 2000 kalorilik bir beslenme modeli uyguluyorsunuz bu modelde kahvaltıya 800, öğle yemeğine 700, akşam yemeğine 500 kalori ayırmanız doğru yaklaşım. Eğer bir üçgeni ters çevirir de sabaha 500, öğlene 700, akşama 800 kalori ayıracak olursanız kilo almanız, özellikle de alttan yukarıya doğru ters üçgen ya da dondurma külahı şeklinde kilo almanız kaçınılmaz hale gelir.
YARISI VE İKİ KATI
Zaten bu nedenle eskiler kilo problemi olanlara “sabah krallar gibi beslen, öğlen bir prens kadar dikkatli ye, akşam ise bir fakir sofrası kurmaya çalış” diye öğüt vermişlerdir. Kilo kaybı sağlayan kalorisi sınırlı diyetlerde de bu prensibe uymakta, günlük kalorinin ağırlıklı bölümünü sabah kahvaltısında alıp en hafif kısmını akşama bırakmakta fayda var.
Kilo vermenin en doğru yolunun kilo almaya sebep olan bir kilo sorunu varsa o sorunu çözmek olduğu kesindir. Temeldeki tıbbi sorun çözülmedikçe kilo alıp vermeler yıllarca devam edip gidecektir. Eğer böyle bir sorununuz yok da sadece fazla kilolarınızdan kurtulmak arzusundaysanız İsmet Berkan’ın da yazdığı o eski formül her zaman geçerlidir: Ne yiyorsanız yarısı, ne kadar hareket ediyorsanız iki katı.
Paylaş