Paylaş
Gülelim hep beraber ya da ağlayalım, artık tercih sizin...
Yeliz Yeşilmen, “Zengin erkek de, fakir erkek de kadını üzüyor. Üzüleceksem lüks arabada üzülmeyi tercih ederim. Lüks hayatın varsa hemen Dubai tatiline gider üzüntünü atlatırsın. Öteki türlü evde çamaşır yıkamaya devam edersin” demiş.
Hahahahah...
E komik...
Ama haksız da diyemeyeceğim...
Şöyle, bir insan kendi konforunu düşünmek zorundadır.
Yani kendi gördüğünden aşağıda bir yaşam istememek son derece hakkıdır!
Yeliz Hanım diyor ki aslında “Ben zengin erkekle olurum, fakirle işim olmaz.”
Bunu kibar bir dille söylüyor.
Kim kızabilir?
Bakın bir Onlyfans fenomeni benzer bir açıklama yapıp, “Gelecekteki çocuklarım işimi beğenmezse otursunlar Ferrari’lerinde ağlasınlar” demişti.
Yani “Ben onlara sınırsız para kaynağı sağladım, bu saatten sonra kendileri bilir” demek istiyor. Yeliz Yeşilmen de benzer şeyler söylüyor...
Burada katılmadığım sadece Dubai tatili kısmı.
Tatile gerek yok.
Hatta Dubai’ye gerek yok.
Biraz vizyon gerekiyor burada.
Dubai artık çok ayaklarda...
Kafayı dağıtacak bir sürü şey bulursun. Dubai’yi eleyelim biz.
Ama “Ağlayacaksam lüks arabamda ağlarım” lafı şahane...
Burada tek bir önerim olabilir:
Bunu hayat felsefesi yapıp insanları maddi durumuna göre yargılamayın.
Hiç değilse yüzlerine vurmayın. O büyük sıkıntı işte.
Günümüzde insanlar hayat standardını yükseltecek kişilerle beraber oluyor. Bunu çok iyi anlıyorum. Haklı olabilirler...
Bence bu motivasyon, erkekleri de toprağından çıkarır.
Çalışmaya, üretmeye, kazanmaya zorlar!
Hülya Avşar’ı tebrik ederim
Söylediği çoğu söze imzamı atarım Hülya Avşar’ın...
Demiş ki, “Bir insana sadık kalmak o kadar zor ki hayatımda birinin olması bana yük geliyor.”
Şimdi kimse Avşar’a bana niye bunu yaptın diyemez bu saatten sonra.
Kadın en baştan açık açık söylüyor.
E zor kardeşim…
Sadakat büyük mesele günümüzde.
Ben en sadık olanların ihanetlerini gördüm...
O sadık olanların en yakınındakilerin ihanetlerini gördüm.
Boşanmış ama evli gibi yaşayan bazı sanatçıların birbirlerine ihanetlerini yazsam, nasıl yapar diye ağzınız açık kalır.
Ben bunları gördüm duydum...
Yani günümüzde zor zanaat sadakat.
Ama bunu açık açık söylemek güzel ve büyük bir yürek ister.
Helal yine Avşar’a...
İmzamı atarım bu sözüne de...
Benim de dedem hacı Dilancım
Uçak teröristi Dilan Çıtak “Açık saçık pozlar vermedim, kimseyi dolandırmadım” demiş. Yahu özür dilesen, “Hatalıydım” desen olay bitecek gidecek.
Bu “Dedem hacı” demek gibi bir şey! Sen hata üzerine hata yapıyorsun...
Bunun adı yüzsüzlüktür, bunun adı utanmazlıktır.
Kim ne derse desin büyük terbiyesizlikti yaptığı.
Önce kabin ekibine saldırdı, sonra polislere yaptı aynı şeyi.
Nereden buluyor bu cüreti...
Ne sanıyorlar kendilerini?
Senin babanla sorunun olabilir anlarım, işinle ilgili problemin olabilir onu da anlarım...
Ama bunun acısını başkasından çıkarma kanrdeşim.
Bu saatten sonra kafasını kuma gömmesi lazım Dilan’ın...
Bir süre ortadan kaybolması, sessiz kalması lazım.
O saygısızlık yapmaya devam ettikçe ben de onun yaptığı her şeyi yüzüne vurmayı ısrarla sürdüreceğim.
Zaten böyle yapmaya devam ederse yakında selam verecek arkadaş dahi bulamaz kendisi.
Paylaş