Paylaş
Ünal Güner isimli kişi kendini sözde şifacı olarak tanıtanlardan. İnternette videosunu izledim.
Haberlere falan da konu oldu. Çok enteresan gerçekten.
YouTube’da videosu defalarca izlenen ‘Çuf Çuf Hoca’ isimli biri var.
Bir ‘Çuf’ diyor sakat iyileşiyor. Bir ‘Çuf’ daha diyor yatan kişi dans etmeye başlıyor...
Bu da onun gibi işte.
Neyse.
Bu Ünal Güner beyefendi evliyaların mesajlarını danışanlarına ilettiğini söylüyor.
‘Evliyaların mesajlarını iletecekleri bir aracıya ihtiyacı vardı o benim’ diyor.
Peki asıl büyük habere gelelim... Bu şahsın seans ücreti 129 bin liraymış! 129 bin!
İnsanlar bu paraları veriyor bu dolandırıcıya ve iyileşeceklerini sanıyor.
Ben size de kızarım.
Size de pes derim.
Yahu adam biraz eline yüzüne dikkat etmiş, birkaç film izleyerek mistik yüz işaretlerini öğrenmiş, el hareketleriyle oralara buralara dokunmayı çözmüş diye 129 bin lira ödenir mi...
Bu kadar mı çaresiz kaldınız?
İnşallah böyle tipler dolandırıcılıktan gözaltına alınır da her şeye kanmaya hazır vatandaşlarımız kurtulur bunlardan.
İş başarılı, ne yapacaklardı?
Başarılı işler hep taklit edilir. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Derseniz ki bizde biraz daha fazla... Amenna...
Bir oyuncu menajeri “Gözünüz aydın bütün yapımcılar buram buram toprak işi hazırlıyor. Teşekkürler Uzak Şehir” diye yazmış.
Kanal D’nin bu sezona damga vuran “Uzak Şehir” dizisine gönderme yapıyor.
Aslında belki de kendince kızıyor yapımcılara. Bir işin başarılı olması ancak takdir edilir. Böyle mevzulara meze yapılmaz. Ayrıca bir iş tuttu diye benzerlerinin tutacağının da garantisi yoktur. Aksine genelde tutmaz.
“Uzak Şehir” şüphesiz ‘uzak ara’ en iyisi bu sezonun...
Taklitlerini zaten bekliyorduk. Ama işin kolayına kaçmaktan vazgeçsek keşke. Keşke tutan bir işi tekrar etmek yerine elimizi taşın altına sokup daha farklı işler yapsak.
Eğer bu açıdan yaklaştıysa o oyuncu menajeri olaya o zaman sonuna kadar arkasındayım.
Zaten yeni sezonda hep birlikte göreceğiz o kopya işlerin teker teker final yaptığını!
Kim suçlu bilemedim?
Ne garip dönemlerden geçiyoruz.
Bir adam internetten tanıştığı 6 kadını dolandırmış.
11-12 milyon liralardan bahsediliyor.
Ama kendi açıklamasında “Ben dolandırmadım sadece borç istedim verdiler” diyor.
Şimdi bu adama kızalım kızmasına da ona kızdığımız kadar bu kadınlara da kızalım!
Yahu bu ne saçmalıktır!
Sen yeni tanıdığın birine güvenip onca parayı nasıl verirsin?
Bu nasıl bir büyüdür, nasıl bir teslimiyettir? Şimdi dava açmışlar da paralarını geri istiyorlarmış da...
Geçmiş olsun. Verirken düşünecektiniz.
Bu adam eminim aranızdan 2-3’ünü istese tekrar kandırır, dolandırır...
Kangren oldu bu iş
Yetkisiz çakar ve siren işi artık kangren haline geldi.
Özellikle İstanbul’da sayıları çok arttı.
Dönem dönem engel olunuyor sökülüyor çakar ve sirenler sonra bir bakıyorsunuz tekrar hortluyor.
Ben İstanbul Valisi Davut Gül’ün bu konudaki samimiyetine inanıyorum.
Hepimiz gördük, biri çakarlı aracıyla “ben valinin yeğeniyim” diye dolaşıyordu caddelerde.
Vali de açıklama yaptı:
“Yeğenim değil, olsa da bir şey değişmezdi zaten.”
Bize böyle hareketler lazım.
Böyle kararlı duruşlar...
Ben öyle arabalar görüyorum ki yollarda.
Tahsisli, yetkili, görevli falan olması imkânsız o aracın.
Ama bir bakıyorum çakarı var.
Yahu sizin ne hakkınız var?
Trafiğe de etki ediyorsunuz, insanların sinirini de bozuyorsunuz, baştan sona zarar ziyansınız.
Yeteneksizsiniz!
Türk YouTuber’ların kanallarına bakıyorum arada.
Gezip dolaşanlar, 3-4 kişi bir araya gelip hesabı birbirine ödetme oyunu oynayanlar, 100-150 tane hamburger yiyenler falan var.
Hiçbiri süper bir yaratıcılık ürünü değil anlayacağınız.
Mesela yemek yiyenler gittikleri her yerde; ‘abiiiii çok lezzetli ben böylesini yemedim’ diyor.
Yalan söylüyor.
Sözde zarfa koydukları kredi kartını kasiyere çektirerek hesabı kimin ödeyeceğini seçenler ‘ah vah ben bittim’ diye bağırıyor.
Ama sponsorlu dükkânlarda para ödemiyor yani yalan söylüyorlar.
Ülke ülke gezenler ‘en tehlikeli yere
ben gittim’ diyor,
eline mikrofonu alıp sokaktaki insanları
taciz ediyor.
Sonra “50-100 ülke gezdim ben hepsini cebimden ödüyorum” diyor.
E yalan söylüyor.
YouTuber çöplüğüne döndü etraf.
Ben izlerken sinirden kuduruyorum.
Aslında ben en ufak bir zekâ belirtisi görmediğim her işi izlerken kuduruyorum.
YouTube işi ‘içerik üretme’ işidir.
Onu taklit et bunu taklit et gitmez bu
gemi ilerlemez ben söyleyeyim size.
Paylaş