Mesela scooter’lara iki kişinin binmesi ve süratli gidilen yollara çıkmaları engellenecekmiş.
Evet maliyetli ama çok basit bunun önüne geçmek.
Bindirmezsin 2 kişiyi isterseniz o aletin üzerine.
Binmesinler de zaten.
Çünkü ‘önlem, can sağlığı, başkalarının hayatını tehlikeye atma’ dediğin kavramların ne olduğunu bilmeyen bir zihniyet geziyor sokaklarda.
Umurlarında değil o cahillerin kurallar.
Hız sınırına gelince.
Ona da uydu üzerinden müdahale edilecek
Daha 2 hafta olmadan 3 ünlü isim gitti adadan.
Biri elendi onun durumu ayrı.
İkisi pes etti.
Resmen ünlüleri eliyor bu yıl Dominik şartları.
Berdan Mardini ve Seçkin Piriler, ‘biz yokuz’ deyip aflarını istemişler. Demişler ki, burada şartlar çok zormuş, biz böylesini beklemiyorduk.
E ne bekliyordunuz?
Bakın işte ‘attığınız taş ürküttüğünüz kuşa değmedi.’
Babasıyla Access Consciousness yani bilince erişim yöntemiyle iletişime geçtiğini söylemiş.
Bakın şu işe ki aynı yöntemle Atatürk, Mevlana ve Meryem Ana’yla da iletişimdeymiş Beste...
Biraz izleyeyim dedim videoyu...
“Galaktik dostlardan’ (burada uzaylıları kastediyor) mesajlar geliyor bana” falan dedi.
Sevgili Beste...
Uzaylılar vardır yoktur tartışmayacağım.
Ama sana mesaj yollamalarına pek inanmadım ben.
“Yüzümde estetik yok. Film için gerginleştirici bant kullandık” dedi diye olmuş bunlar...
◊ Eski haline bak sen...
◊ Kesin estetik yağmuruna tuttun kendini...
◊ Çirkindin şimdi yalancı güzelliğin var...
Bunun gibi çirkin sözler söylenmiş.
Ben size bir şey diyeyim mi...
Zaten güzeldi de şimdi daha bir güzel olmuş Büşra.
Martı’nın kurucusu zeka dolu bir cevap vermiş Kadıköy Belediye Başkanı’na.
“Sorunu teknoloji ile çözelim biz hazırız” demiş.
Aslında ben de rahatsızım kaldırımlara park edilen scooter’lardan.
Dar kaldırımlara öyle dikkatsizce park ediyorlar ki. Yürümek falan imkansız hale geliyor. Ama çözüm şov yaparcasına, kilitlerini kameralar önünde kırarak toplamak değil.
Çözüm onlara park yeri yaratmaktan geçiyor.
Çünkü belli ki bu sistem kaldırılmayacak, talep var...
O yüzden gelin rahatsız olduğumuz konuları bir masa etrafında konuşarak çözelim.
Kaldı ki Kadıköy gençlerin de yoğun yaşadığı bir yer.
Gerard Pique tarafından aldatılan Shakira yeni şarkısını resmen eski sevgilisi için söylemiş.
Sözler hiç dolaylı değil, direkt olarak Pique’ye.
Diyor ki o şarkıda Shakira:
◊ Ben iki 22’lik kıza değerim...
- Doğru, değer. Değmese bile değer, çünkü arada yaşanılan yıllar var. Öyle aldatıp, çekip gitmek falan büyük terbiyesizliktir.
◊ Bir Rolex’i bir Casio ile takas ettin...
- Aynen öyle. Ama bazen erkekler kaliteyi anlamsızca itebiliyor. Çünkü zordur kaliteli kadını taşımak.
Çünkü belli bir aşamaya kadar normal sayılabilecek bir duygudur.
Ama ‘seviye’ aşıldı mı kemirir, yer bitirir insanı.
Şarkıcı Bendeniz getirdi aklıma kıskançlığı.
Gülşen’le ilgili demiş ki:
“Ne şovu yapıyor Allah aşkına! Arkana iki dansçı kızı koyup da bunun adına şov diyemezsin. Yapılan göz boyama.”
Bak sevgili Bendeniz, bu işe göz boyama dersen onu seven milyonlarca kişiye de hakaret etmiş olursun.
◊ Hiçbirimiz “Dünya standartlarında şov yapıyor” demiyoruz Gülşen için.
Ama “Türkiye’de ezber bozuyor” diyoruz.
İyi de çalmış.
Bizce ülkece gurur duymuşuz bu durumdan...
Gözlerimiz falan dolmuş.
Ya bir dakika ama...
Neden gurur duyuyoruz, neden göğsümüz kabarıyor...
Bu kadar kolay mı bu işler...
Sevmem böyle karşılaştırmaları ama dünyanın birçok ülkesinde çocuklar 5 yaşında başlıyor piyano çalmaya, keman öğrenmeye, yeteneklerini keşfetmeye...