Paylaş
Gerçekten paralel bir yapıdır bu..!!
Ama önce biraz maç konuşalım..
“Haftaya bir daha oynayalım mı..”
Beşiktaş taraftarlarının maç sonunda attıkları slogan buydu..
En katı vicdanların bile isyan ettiği maçın tekrarını Beşiktaş 3-0 kazandı.
Ama filmimiz aynıydı!
İlk yarı başka, ikinci yarı başka bir Beşiktaş..
Maç 3-0 olunca da rahat bir maç seyredemeyeceğimi biliyordum.
Gol gelmedi ama Serdar Kurtuluş yetişti benim; şahsi “yusufcuk” merakıma..(!)
İkinci yarının hemen başında kendini attırdı Serdar.
Bakın; hakem atmadı, Serdar kendini attırdı!
Biz Beşiktaşlılar da mazoizm düşkünlüğü olduğu açıktır. Gençliğimden beri böyledir!
Ama, vicdanların teskin edildiği bir maçtı bu!
Kim yenerse yensin en azından ilk maç kadar ADALETSİZ OLAMAZDI!
Öyle de oldu..
Çaldığı düdüklerde topu 1 metre bile ileriden attırmayan bir hakem..
Geçen maçı anımsayın bir hele..
Elbette, yanlış karar vermedi mi, verdi. Ama sonuca etki etmedi!
Ama 1 kişinin eksikliği maçın akışını temposunu nasıl da değiştirdi gördünüz mü!?
Hayatın akışı da böyledir!
O pek de önemsemediğiniz ‘1’ rakamının her hangi bir “şeyde” eksikliği, bazen ne büyük olur..
İşte, bu maçta da özellikle ikinci yarı, aynen durum böyle oldu!
Beşiktaş 2. yarı Bilic ileri çıkın diye kenarda kendini yırtsa da takım geriye yaslanınca.
Tüm Beşiktaşlılar gibi ben de taşikardi oldum tabii.. (bkz: Bakınız taşikardi ne demek?)
GELELİM BU YAZININ ANA FİKRİNE
İyi şair kelimeleri,
iyi teknik adam oyuncularını sahada iyi dizer!
Antrenör “dizilişi” iyi yapmalı, bir sonraki mısrayı önceden okumalıdır!
İyi şairin kelimeleri dizdiği gibi..
Çünkü Futbol, Edebiyat gibidir.
İyi yazarsan sarhoş edersin adamı.
Kelimelerin ahengidir bu..!!
Sözcüklerle oynaşmanın büyük keyfi..
İyi dizersen kelimeleri, "ritmle" de oynatırsın "anlamlarını.."
Bu, kelimelerin ahenkle yaptığı danstır..!!
Bir tür ruh aşkıdır bu..
Ruh terbiye eden adamdır edebiyatçı..
Misal; “Öyle oldu bu akşam da” cümlesi “Öyle de oldu bu akşam” cümlesi ile ayrı anlamlar taşır..
Bir “da” veya “de” eki tüm cümlenin akışını nasıl da değiştirir.
1. cümle daha çok “Her akşam oluyor da bu akşam yine öyle oldu” niteler.
2. cümle ise “Beklemiyorduk ama öyle oldu” anlamını, “İlk kez olmuş” gibiyi anlatır.
Her ikisini arasında derin bir anlam farkı vardır.
İşte buna, kelimelerin “sihirli gücü” denir..
Yine, yeni bir misal, gramer işaretleri.. (Nokta ve virgülün önemi..)
“Oku da adam ol baban gibi, (VİRGÜL BURADA) eşek olma..”
“Gibi” kelimesinden sonra gelen VİRGÜL, cümledeki babayı “Örnek baba” yapmıştır.
Ama şöyle yazarsa edebiyatçı;
“Oku da adam ol, (VİRGÜL BURADA) baban gibi eşek olma..”
Virgül iki kelime geriye gelmiştir sadece, tümce aynıdır oysa..
Bu durumda cümlenin anlamı ne olmuştur:
“Baban eşek, oku da kendini kurtar evladım..!!”
Bir "Küçük virgül" ne hale getirmiştir cümleyi gördünüz mü..?
Bu, edebiyatçının hünerli, minik bir dokunuşudur sadece..
İşte, edebiyatçının ÖNEMİ de buradadır..
Kelimelerin o büyük okyanusundu sözcükleri nerede, nasıl kullanacağını bilmektir ustalık..
İyi antrenörler de oyuncularını sahada iyi dizer..
Nerede nokta nerede virgül koyacağın iyi bilir.. Edebiyatçılar gibi!
Kelimeleri yanlış dizen edebiyatçıların kitapları bu yüzden okunmaz..
Kötü yazarlardır çünkü..
Kötü antrenörler bunlara benzer işte..!!
Aradaki tek fark biri kelimelerle biri yeşil sahanın kenarında dolaşır!
Kelimelerin zirve yaptığı yer ŞİİR'dir..!!
Edebiyatın ince ruhudur..
Aslında futbol, şiirin ta kendisidir..
Kelimelerin ahenkle dansının şahikasını şiir oluşturuyorsa, futbolun şiirini de sahadaki iyi diziliş oluşturur!
Ya iyi şiir ortaya çıkarırsın ya da kötü!
Ya iyi futbol ya da kötü..
İyi şairler, kelimeleri “İyi dizer”..
Bu yüzden de onların şiirleri dilden dile dolaşır, şarkılara mısra olurlar..!!
Bir de kötü şairler vardır. Şiir yazdıklarını sanırlar..
O berbat şiirleri sadece kendileri ile 1. derece akrabaları okur.
Kelimelerden, sözcüklerden, mısralardan anlamazlar..!!
Kötü antrenörler de kötü şairler gibidir..
Yine, yeşil sahanın kulübelerinde çok bulunurlar.
Edebiyat böyle bir şeydir işte..
Futbolla edebiyat bu yüzden iç içedir..!!
İşte, kötü bir şairle kötü bir teknik adam arasındaki rabıta aynen böyledir.
Birbirleri ile paralel bir “İlişkileri” vardır..
Neyse anam babam OC yine kaçar..
En Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben Can; Orhan Can..!!
Kelimelerin gücü adına,
kötü şair ve kötü antrenörleri anarak, Muzaffer Tayip Uslu'nun
“Gramer Dersi” başlıklı şiirini tüm edebiyat ve şiir severlere armağan ediyorum..
“Sevmek” bir kelimedir
“Sarı saçlı” dersem bir kız için
Sıfat söylemiş olurum
“Ben sarı saçlı bir kız sevdim”
Bir cümledir. Sevda dolu bir cümle
Nokta koymalı, durmalı zira
Zira “açlık” da bir kelime
Cümleye gelmez sarı saçlı kız gibi
Ah elbet dolaşırsa ölüm sık sık dilime
“Öleceğim, ölüyorum, öldüm”
Diyeceğim bir gün..
Paylaş