Gidemedim maça çünkü görevdeydim.
Muhabirliğimden beri görev kutsaldır diye yetiştirildik.
Hürriyet Dünyası hurriyet.com.tr’den canlı yayın yapacaktı.
Şermin Terzi, İsmail Er, Ahmet Ercanlar, Gökhan Karataş..
Ve DHA’nin gizli kahramanları kameramanlar..
Hepsi görevdeydi..
İnternetten yayın yapacak olan Web TV ve Spor Servisi, gazetenin sayfalarını hazırlayacak olan Spor Servisi Ekibi tam kadro hazırdı..
“Aç kaldım, susuz kaldım, Terk etmedi sevdan beni..” diyor ya şair..
Takım sevgisi de böyledir. Terk edemezsiniz..!!
Siz isteseniz de “O” sizi terk etmez, bırakmaz.
Gölge misali; siz nerede, o orada!
Kendini bilmez birileri tarafından ceza yedi ya Beşiktaş!
Güya takımlarını çok seviyorlar ya (!), bu yüzden sahaya girdiler!
Zararın daniskasını verdiler oysa..
"Herhangi birinin senden nefret etmesinin asıl nedeni; senin gibi olmak istediği halde asla senin gibi olamayacağını bilmesidir..." Nasıl bayılırım bu söze..
Kıskançları, hasetleri ne de güzel anlatır..
Ama en iyisi, yaratıcılıktan yoksun olanların zavallı ruh halini anlatması bakımından taçlandırılmış sözdür bu..!!
Bir kez daha Fenerbahçe’nin stadındayım.
Güneş daha batmamış..
Hava güzel mi güzel..
Futbolcular ısınırken Beşiktaşlı oyuncuların sahasında 2 güzel kumru görüyorum..
Beşiktaşlı futbolcuların neden kötü oynadıkları belli oldu!
“Gerçekçi ol, imkansızı iste..!! Che Guevara”“Akıllı ol, canımı ye.. Dayım..”Bu bir duvar yazısı..
Beşiktaşlıları özetlemesi bakımından önemlidir bu söz!
Her sezon ve her maçta bu zıt duygu yer beyinleri..
En imkansızı ister her Beşiktaşlısı..
Misal kupaların kupasını almak..
Karşısına kim çıkarsa yenmek ister taraftar..
Bir gün önce “deniz” olan İnönü’den eser yok.
Sular çekilmiş(!) Cumartesi sanki serap gördük.
Maç seyretmeyi hayal etmiştik, hayal kırıklığı ile döndük!
Ne demişler, “Hayal kırıklığı yaşamak istemiyorsan hayal kurmayacaksınız..”
“Gelecek ile ilgili planlarınızdan söz edip Tanrı'yı güldürmeyin..”Bu söz, ne zaman aklıma düşse, ben hep hayatı sorgularım!
Çünkü, hayata bir ‘bakış açısı’ getirdiği gibi futbolu da anlatır.
Hatırlayın o zaman bu sözü, hedeflediğiniz bir şeyi yapamadığınız an!
“Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin. Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin.. (X) Ben, bu güzel sözün şifrelerini çözmeye çalışırken, .
Boğaz Köprüsü’nün üstünden geçerken aşağıya bakıyorum.
Denizi görüyorum mavi mi mavi..
Çıldırmış gibi yağan yağmur, yukarıdan saldırıyor o güzel maviliğe..
Aşık olacak kadar güzel aşağısı..
Beşiktaş aşıklarının toplanacağı yere yaklaşıyorum. İnönü’ye yani..
“Bu yağmur da nereden çıktı” diyorum. .
Böyle yazmıştım ligin ilk yarısında..
Bunlar da sevmeyi bırakmışlar ve “Ruhları yanmış” anam babam..Fernandes’in dışında kim vardı Allah aşkına Karabük’te..
Quaresma’nın derinlemesine attığı ve sonu Fernandes’in müthiş asisti ile gole dönen o pasın dışında hangi hareketi vardı oyunda kaldığı sürede.. Ya da diğerlerinin..
Bence, bu takımın (oyuncuların) “Ruhu yanmış..”Fena haldir bu..
Perişan eder adamı..
Nereden mi belli..? İkili mücadelelerin hepsinden belli..
Topu kaybeden Beşiktaşlı oyuncuların itirazları çocukçaydı..
Maçtan sonra turşu suyu içmeye giden kimdi?
“Yönetim İstifa” sesleriyle inliyor stat.
“Yav, ne oluyor, yönetim daha yeni seçildi, nedir bu?” diye anlamaya çalışıyorum.
Kapalı, “Yönetim istifa” diye bağıranları “yuhalıyor..”Yeni Başkan da geldi, kuruldu İnönü’deki koltuğuna..
Her halde o da “Bu ne be, dakika 1 gol 1, daha yeni başkan olduk” diye düşünürken,
Çarşı, çarşılığını yapıyor ve “Şaka yaptık, Şaka yaptık” diye bağırıyor..
Enteresan 1 Nisan şakası böyle gerçekleşiyor İnönü’de..