Paylaş
Katılanların bir kısmı şöyle:
Kenan Doğulu, Hayko Cepkin, Sertab Erener, Can Bonomo, Duman, Athena, Adamlar, Ceza, Mor ve Ötesi...
Listede daha birçok grup ve solist var.
“Dahası da olacak” deniliyor. Çok güzel, çok şahane, bu tür etkinliklerin çoğalması da gerekiyor.
Gel gör ki, “Dayanışma Konseri”nin biletleri satışa çıkar çıkmaz eleştirilmeye başlandı.
Eleştirenler haklı.
Çünkü biletlerin kategorize ediliş biçimi hayli sınıfsal.
5 bin liralık bilet alırsan etkinliğe katılabiliyorsun.
500 ve bin liralık biletler ise etkinliğe katılım hakkı vermiyor.
İşin ilginç yanı bir de 10 bin liralık bilet var.
O bileti alana da etkinliğe katılım hakkı verilmemiş.
Şöyle mi düşünüldü acaba:
10 bin lirayı verecek olan zaten zengindir, katılmasa da olur.
500 ve bin lira verebilecekleri ise hiç içeri almayalım, ortasını bulalım, 5 bin olsun...
Elbette niyet iyidir.
Zaten amaç konserden çok yardım toplamak olmalı.
Ama ortada tuhaf bir bilet kategorisi ve yardım edecek insanları kendi aralarında yarıştırmak var.
Düşünsenize, paranız ancak bin liraya vermeye yetiyor.
5 bin liralık bilet alanlara etkinliğe katılım hakkı verildiğini görüp kendinizi kötü hissetmez misiniz?
Bana kalırsa her kategoride bilet alanın içeriye girme hakkı olmalıydı.
Konsere katılan sanatçılar belki bu yanlıştan geri dönülmesini sağlar bir an önce.
Yakında bu tavsiyeler de gelebilir
Olası İstanbul depremi için peş peşe haberler çıkıyor.
O haberlerden birinde, zemin katta oturanlara 15’inci saniyeye kadar dışarı çıkma tavsiyesi veriliyordu.
Peşine şu cümle eklenerek: Bunun pratiğini yapın!
Yakında şöyle tavsiyeler de gelebilir, hazır olalım:
Bir an önce crossfit’e başlayın, apartmandan çıkış sürenizi böylece hızlandırmış olursunuz. Yetmedi, 100 metre koşucuları gibi yaşayın, her daim atletik olmanız şart.
Phaselis’teki dozer
Kemer’deki Phaselis’e dozerin girdiğini görünce inanamadım.
1. derece arkeolojik sit alanı olarak yıllardır korunan Phaselis Antik Kenti’nin iki koyuna, “Phaselis Antik Kenti Ören Yeri ve Bütünleyici Kıyı Alanı Çevre Düzenlemesi” projesi yapılacakmış.
Özeti şu: Günübirlik tesis!
Çalışmanın kapsadığı alan 85 bin metrekare, az değil.
Antik kentin kalıntılarına zarar verilmeyecek belki ama burada günübirlik tesise gerek var mıydı Allah aşkına?
Günün sonunda yapılan her çalışma ormana zarar vermeyecek mi?
Hatta şimdiden iş makinelerinin ağaçları söktüğü söyleniyor, bu doğru mu?
Paylaş