Paylaş
Önemli bir hatip, güçlü bir lider gitti.
Ancak unutmayalım:
Bu “dönüşü olmayan” bir gidiş değildir. Ama bu aşamada gerekli olan bir gidiştir.
Olayın kendisine gelince:
Baykal’ın “Bu bir kaset olayı değildir, bir komplodur. Komplo, hukuk dışı, ahlak dışı bir tertip demektir. Bir komplo yaparken bazen haneye tecavüz edersiniz. Duvarlara, eşyalara gizli kameralar yerleştirirsiniz. Gizli çekimlerle insanların en korunaksız görüntülerini alırsınız, kesersiniz, biçersiniz, aktarırsınız, montaj yaparsınız çarpıtırsınız” şeklindeki sözleri birebir doğruyu yansıtmaktadır.
Baykal’a göre söz konusu “Komployu gerçekleştirenler, bunu sapık oldukları için ya da ticari kazanç sağlamak için veya şantaj yapmak için” değil, “Ahlaklarına, vicdanlarına uygun bir siyaset yapmak için düzenlemişlerdir.”
Nitekim Baykal ne demek istediğini “Komplo yapanlar zaten işlerini sizlere güvenerek yapıyorlar. Komploculuğa hayat alanı açanlar ‘çok ayıp ama’ diyenlerdir” şeklindeki sözleriyle açarak, bu çirkin olayın faturasını siyasi iktidarın önüne koydu.
Bu aşamadan sonra karşımıza yanıt isteyen bazı sorular çıkıyor:
- Baykal’ın yerine CHP Genel Başkanlığına kim gelecek?
Bu sorunun yanıtı için henüz çok erken. Ama bizim bildiğimiz Baykal’ın, 22-23 Mayıs günleri toplanacak CHP Kurultayını yönlendirmekten vaz geçmesi beklenemez.
- Baykal’ın istifası bu yaz -kanımızca Eylül’de- yapılacak Anayasa referandumunu nasıl etkiler?
Baykal istifa etmese halka, “Anayasa değişikliğine hayır deyin” diyecekti. Ama bu olay görevde kalsa da onun etki gücünü kırardı.
Ayrılması ise, onun gibi iyi bir hatibin eksikliği nedeniyle “hayır”cıların gücünü azaltacak.
Kısaca iki halde de bu olay “hayır” cıları zora soktu. Taa ki CHP bu darbeyi bir “silkiniş” sebebine dönüştürsün, elindeki tüm yetenekleri sahaya sürerek, bu dönemi “partinin yeni liderini belirleme olanağı veren bir arenaya dönüştürme” becerisini göstersin.
- CHP’nin geleceği ne olur?
CHP bundan daha ağır vartaları atlatmış (örneğin 1953’de tüm maddi varlığı elinden alınmış) bir partidir. Çünkü kurumsal yapısı çok güçlüdür. O nedenle bunu da atlatır. Hatta Baykal’ın, karşısına rakip çıkmasın diye Parti Tüzüğüne özel hükümler koydurması gibi, aday belirleme hakkını fiilen kendi elinde toplaması gibi “parti içi demokrasiyi” boğan uygulamaları biterse, bu olay belki de CHP’nin önünü açar.
Paylaş