Paylaş
Tembelin, ahlaksızın ödüllünderildiği bir ülke gördünüz mü? Türkiye belki de tüm dünyanın eğitim tarihine işte böyle bir örnek hediye etti:
Geçen yılın ekim ayında TBMM’ye hükümet tarafından gönderilen “öğrencilere af” konulu bir yasa tasarısı, sadece Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilinin değil, muhalefet görevini yapan CHP ve MHP’nin de desteğiyle Meclis genel kurulundan geçti.
Çünkü partiler üniversite eğitiminin daha da kalitesizleşmesi konusunda tam bir işbirliği halindeydiler.
İddiaya göre yüksek öğrenimine -herhalde çoğunca hiç de iyi olmayan nedenlerle- son verilen 640 bin kişi, iki aylık bir süre içinde başvururlarsa eski okul veya fakültelerindeki öğrenimlerine bıraktıkları yerden devam edebileceklerdi. Devam etmeden belirtelim:
Demokrat Parti’nin iktidara geldiği 1950’den beri her beş yılda bir çıkarılan, böylece üniversitelerimizin saygınlığını hiçe indiren öğrenci affı rezaleti, güle oynaya bir kere daha sahnelenmiş oluyordu.
Ama eski yasalar hiç değilse “Bıraktığın okul veya fakülte hangisi ise, git oradaki eğitimini tamamla” diyordu.
Bu defa öyle yapılmamış:
Görüşmeler devam ederken verilen bir önerge sayesinde -ki onu da tüm partiler desteklemiş- yasaya yeni bir hüküm konmuş:
“Silahlı Kuvvetlere bağlı Eğitim Kurumları ile Polis Akademisi ve bağlı Yüksek Öğretim Kurumlarından” kovulan -veya ilişiği kesilen- eski öğrencilerin aynı okullara dönmesi, saygıdeğer milletvekillerinin aklına pek yatmamış olsa gerek ki, bunların öğrenim görecekleri fakülte veya okulların “Yükseköğretim Kurulunca belirlenmesini” emretmişler.
Nitekim YÖK de tutmuş “polis olamaz, subay olamaz” denen öğrencilerden her birini uygun gördüğü fakülteye ama örneğin 20’sini de Türkiye’nin en prestijli üniversitelerinden Boğaziçi’ne yerleştirmiş.
Dün kendi sütununda bu konuya değinen Mustafa Mutlu bu imtiyazlı tembeller için, “Dershane yok/ Çalışmak yok/ Stres yok/ Sınav yok/ Tercih yok!/ Tek şart 1995’ten sonra Harp Okullarından ya da Polis Meslek Yüksek Okulu’ndan atılmış olmak” diyordu.
“Yüksek öğretimdeki bilimsel kaliteyi yükseltmeye” söz veren YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’a göre “Kanun böyle gerektiriyor”muş. Onlar da “Kanun ne diyorsa onu” yapıyorlarmış.
İşin kötü yanı, muhalefet artık bir şey yapamıyor. Çünkü hem bu rezalate ortaklar hem de yasa yürürlüğe girdikten sonraki üç aylık süreyi kaçırdılar. O yüzden CHP Anayasa Mahkemesi’ne başvurup bu yasa “eşitliğe” de “eğitimin temel ilkelerine” de aykırı diyemiyor.
Hani CHP Grubu askeri yargının yetkisi budanırken Meclis’te uyumuştu ya... İşte öyle bir durum.
Paylaş