TAM da Türkiye’de “yüksek askeri komuta heyeti” arasındaki tayinlerin en kritik olanlarının tartışıldığı son cumartesi akşamı KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’ndan “Kıbrıs sorunundaki son durum”u dinliyorduk. Sadece o değil, Rumlarla görüşmeleri “teknik” düzeyde yürüten Kudret Özersay da anlattı.
Ama aklımız Türkiye’deki krizdeydi.
O nedenle bu konuları ilk fırsatta ele almak üzere erteliyoruz.
Hoş, dünkü gazetelerimize göre “kriz” çözülmüş.
Çünkü Genelkurmay Başkanlığı’na Org. Işık Koşaner, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na da, Org. Erdal Ceylanoğlu tayin edilmiş.
Kara Kuvvetleri Komutanı olması beklenen Orgeneral Hasan Iğsız neden bu göreve getirilmemiş derseniz, bunun yanıtını Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek dün verdi:
Diyor ki:
“Eğer her şeyin hesabını ben veriyorsam, son sözü de benim söylemem demokrasinin özünde vardır(...)”
Sayın Çiçek’in sözleri, doğru ama eksik:
Hesabı sen vereceksen, yetkiyi elbet sen kullanacaksın. Ama son sözü sen değil, millet söyleyecek.
O nedenle, tamam “tayinler” yapıldı. Ama tayinlerin yapılması “krizin” bittiğini ifade etmedi.
Yanlış anlaşılmasın, “hükümetle Silahlı Kuvvetler arasındaki gerginlik”ten söz etmiyoruz. Onun gerçekten bitip bitmediğini yeni Genelkurmay Başkanı Koşaner döneminde görürüz.
Ama asıl başka bir kriz var ki biz onun ne zaman biteceğini merak ediyoruz.
Bakın Genelkurmay Başkanlığı’nın web sitesinde dün, yukarıda sözünü ettiğimiz tayin ve terfilerle ilgili kısa fakat açık bilgi vardı.
Elbet olması da lazımdı.
Ama kaç gündür kamuoyunun Genelkurmay’dan beklediği asıl bilgilere ilişkin hâlâ tek satır yoktu.
Batman’ın Beşiri İlçesi’nde “5 teröristin etkisiz hale getirildiğini” bildiren haber notunu “yeterli” sayarsanız mesele yok ama gerçek şu ki Genelkurmay Başkanlığı, 23 Temmuz’dan beri kamuoyuna sadece, “TSK ve TRT’nin işbirliği ile hazırlanan ‘SAVAŞTA BARIŞTA TÜRK ORDUSU’ isimli televizyon programı” hakkında bilgi veriyor.
Merak ediyorsanız “Bu hafta, ‘Sahil Güvenlik Komutanlığı’ konulu bölüm” yayınlanacakmış.
Peki “Heronlar PKK’ya çok zayiat verdiriyor. Bunları etkisiz hale getirelim” dediği ileri sürülen Üsteğmen ve muhatabı Albay hakkında bu konuşmanın ihbar edildiği 2007’den beri ne işlem yapıldı, bilmiyoruz.
Dağlıca, Aktütün, Gediktepe baskınlarıda “ihmali” olan var mı, öğrenebilmiş değiliz.
PKK’nın 19 Temmuz günü Çukurca Hantepe mevziine yaptığı baskında 7 askerimizin şehit edilmesinin ardında bir kusur var mı bilmiyoruz.
Kısaca kamuoyu ile Genelkurmay arasındaki krizi aşabilmiş değiliz.
Koşaner Paşa dağdaki teröristten önce bu “bilgilendirmeme” krizini gidermeli.