Sen misin dün davacı olmadığın 12 Eylül’den bugün “en büyük mağdur” rolü oynayarak şikâyet eden? Sen misin elini sıkmayacak kadar nefret ettiğin insanların acısını 30 sene sonra istismar edip göz yaşı döken? Kılıçdaroğlu o balonu fena patlattı.
Şimdi de 35’inci madde ile gündemde...
Sözünü ettiğimiz, herkesçe malum “Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yasası’nın 35’inci maddesi.”
Mehmet Ali Şahin’in, “Silahlı Kuvvetler’in vazifesi Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumaktır” diyen 35’inci maddenin yasamızdan çıkartılmasını -veya daha doğru ifadeyle değiştirilmesini- istemesinin dumanı üstündeyken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu devreye girdi ve “Getirin öneriyi hemen destekleyelim” dedi.
Hoş CHP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Suha Okay’ın söylediği gibi bu konuda CHP tarafından daha önce TBMM Başkanlığı’na verilmiş yasa önerisi aslında Mehmet Ali Şahin’in çekmecelerinde duruyor olmalı.
Onu -olmaz ya- kaybettiler diyelim, Barış ve Demokrasi Partisi milletvekili Hasip Kaplan, kendilerinin verdiği aynı konuyla ilgili öneriyi anımsatarak Mehmet Ali Şahin’i, “uyanmaya” davet etti.
Görüldüğü gibi ortada ciddi bir siyasi irade yok. Onun yerine özellikle TBMM Başkanlığı’nda yoğunlaşan bir savrukluk yahut da “kamuoyundan prim toplama” çabası var.
Zaten Şahin, 8 askerimizin PKK tarafından Hakkâri’de şehit edilmesi üzerine 19 Haziran günü:
“Vermiş olduğumuz 8 şehit haberiyle ilgili Genelkurmay Başkanı’nın kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama yapmasını bekliyorum” derken de belli ki bir sonuç almaktan çok, tribünlere oynuyordu.
Şahin’in özellikle 35’inci madde ile ilgili sözlerinin “samimi bir demokrasi inancı” yerine ucuz bir “siyasi fırsatçılık” koktuğu özellikle Kılıçdaroğlu’nun yanıtıyla su yüzüne çıktı.
Şimdi bu koroya Cumhurbaşkanı Gül’ün de katıldığı ve “Madem herkes istiyor, değiştiriversinler canım” mealinde bir görüş açıkladığı bildiriliyor.
Hoş, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun dediği gibi maddenin bugünkü halinde bile aslında bir sıkıntı yok. Nitekim Kuzu:
“Buradaki sorun şu; (birileri) bu maddeyi yorumlayarak zaman zaman TSK’nın darbe yapma hakkı olduğunu söylüyor. Tabii böyle söylemiyor ama netice olarak oraya geliyor. ‘Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koymuştur’ derken bu maddeye dayanarak kendilerini meşru olarak göstermeye çalışıyorlar” diyor.
Gerçi madde değiştirilse ve “Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak” görevi onun üstünden alınsa, ne değişir?
Önemli olan ülkeyi demokratik rejimin, hukuk devletinin kuralları içinde yönetmek değil midir?