Paylaş
Sadece büyükelçiler değil, Ankara’da yaşayan eşlerinin de bağlamaya büyük hayranlık duyup ders aldığını hatta mini konserler verdiğini biliyoruz.
Almanya’nın yeni Ankara büyükelçisi Jürgen Schulz da bu geleneğe uydu. Yeni büyükelçi, bağlama dersi almaya başladı. Boş zamanlarında gitar çalmayı seven Schulz’un bağlama dersleri aldığı, Büyükelçiliğin resmi sitesinden duyuruldu. Schulz’un kısa sürede son derece başarılı olduğu görüldü.
Schulz’dan önce de Almanya’nın Ankara büyükelçisi Martin Erdmann’ın eşi Marion Erdmann saza büyük ilgi duymuş ve çalmayı öğrenmişti. Alman çiftin Âşık Veysel hayranı olduğu ve büyükelçilikte ünlü ozan için gece düzenledikleri de biliniyor.
Hatta Marion Erdmann’ın, hocasıyla beraber bağlama çalıp türkü söylediği görüntüler sosyal medyada büyük ilgi toplamıştı. Marion Erdmann’ın saz hocası Eren Yıldız ile düet yaparak Türk ve Alman şarkılar söyleyen görüntüleri sempati uyandırmıştı. Marion Erdmann, gitarına tel ararken tanıştığı saz hocasından bağlamanın hikâyesini dinleyip etkilendiğini, ardından da derslere başladığını anlatmıştı o tarihlerde. Yeni büyükelçinin de aynı yoldan gittiğini görüyoruz.
Büyükelçiler, görev yaptıkları ülkelerde diplomatik başarıları kadar, ülkelerin kültürel değerlerine gösterdikleri ilgi ve alakayla daha çok iz bırakıyorlar sanki.
NESİME’YE EL UZAT
ULUSLARARASI Af Örgütü Türkiye Temsilciliği, tüm dünyada olduğu gibi bugün ve yarın Riyad’da yapılan G20 zirvesindeki, duyarlı politikacılara kadın hakları savunucusu Nesime el Seda’nın cezaevinden çıkması için çağrı yapıyor.
Temmuz 2018’den beri Suudi Arabistan’da cezaevinde olan Nesime için, Türk siyasetçilerin ve diplomatların da devreye girmesi, uluslararası alanda konunun gündeme getirilmesi için uğraş veriliyor. Nesime yıllarca kadınların araç kullanma hakkını, gündelik işlerini erkek bir ‘vâsi’ olmaksızın gerçekleştirebilmelerini savundu. Son aylarda bu yasaların bir kısmı değişti ancak o halen hapiste...
SİYANÜR NASIL SAVUNULUR?
BALTAYI TAŞA VURMAK
SİYANÜRLE altın aranmasının çevreye verdiği zararı bilmeyen yoktur. Bu konu, geçtiğimiz hafta Meclis’te de ilginç tartışmalara neden oldu.
CHP’nin siyanürle altın ayrıştırmasına ilişkin grup önerisinin Meclis görüşmeleri, iktidarla muhalefeti karşı karşıya getirdi. İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs, Artvin Murgul’daki madeni anımsatarak, “Yoğun yağış alan bir bölge olduğu gerçeğini de dikkate alırsak havuzun taşması kuvvetli bir ihtimal olup, Allah göstermesin Murgul’dan Borçka’ya, oradan da Karadeniz’e kadar zehir saçılması tehlikesi söz konusudur” dedi.
Çevre Komisyonu’nun AK Partili Başkanı Muhammed Balta ise “Bir kere siyanür havuzu değil, bunlar siyanür tankları. Kaldı ki bu bütün gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de 18 civarında siyanürle alakalı üretim yapılan bölge var. Ben inceledim, bu iddialara kargalar güler. Siyanür havuzu yağmur yağacak, taşacak ve oradaki insanları öldürecek. Böyle bir şey yok” savunması yaptı. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un Balta’ya dokundurması, tartışmayı iyice ilginç hale getirdi. Özkoç, “Hatip hem ülkeyi, hem dünyayı aydınlatacak çok önemli bir konuşma yapmıştır. Siyanür havuzuyla ilgili, siyanür tankı diyerek de toplumu ve bilim adamlarını aydınlatmıştır. Dünyada siyanürün çevreye verdiği zararla ilgili tüm araştırmalar da bu konuşmadan sonra çöpe gitti” dedi.
Siyanürle altın aramanın doğaya verdiği zarar tüm dünya tarafından kabul edilirken, Çevre Komisyonu başkanının yaptığı bu ilginç savunma, tutanaklarda böyle yer aldı. Tarihe not düşüldü.
Paylaş