Paylaş
İşte toplam yıllık burs miktarı 155 bin dolara ulaşan 2 gencin, İzmir’den ABD’ye uzanan başarı hikâyeleri...
‘KOLAY GELSİN’LE BURSU KAPTI
İki erkek kardeşi olan Zin Aladağ’ın annesi kadın hakları eğitmeni, babası ise avukat. Sanattan bilime birçok farklı alana yönelik ilgisi ve çalışmaları bulunan Aladağ, üniversiteye kabul ve eğitimiyle ilgili olarak geçen süreç hakkında şunları söylüyor: “Brown Üniversitesi’ne kabul almamı sağlayan en önemli faktörün çok yönlülüğüm olduğunu düşünüyorum. Okulumuzun Model Birleşmiş Milletler Kulübü’nün (MUN) eş başkanı, aynı zamanda konferansımızın Uluslararası Adalet Divanının Direktörü’yüm. 5 senedir haftada 6 saatim okulumuzdaki MUN çalışmalarında geçiyor. Siyaset ve hukuka olan ilgim derin olsa da matematik tutkum öne çıktı. Teknoloji ve biyoloji alanlarındaki stajlarım, akademik araştırmalarım ve projelerim de etkili oldu.
MÜZİKTEN KADIN HAKLARINA
5 yaşından beri keman çalıyorum. Başvuru makalemde müzik ve kadın haklarını ilişkilendirdim. Orkestrada her enstrüman kendi sesini koruyarak bir bütüne hizmet eder; tıpkı kadın hakları mücadelesinde olduğu gibi. Zira bireysel çabalar bir araya geldiğinde gerçek değişim sağlanabilir. Bunu vurguladım. Başvuru makalemde Türkçe’deki ‘kolay gelsin’ ifadesinin bana verdiği içten mutluluktan ve kedim Papatya’nın bana koşulsuz sevgiyi öğretmesinden bahsettim. Bu küçük şeyler bana çok büyük bir kapı açtı. Brown’a kabul edilmemin temelinde dünyayı anlamanın yalnızca devasa keşiflerden değil, sıradan anları fark edebilmekten geçtiğini anlatabilmem yatıyor.
HEDEFİM SAĞLIK TEKNOLOJİSİ
Brown Üniversitesi’nde Bilgisayar Bilimi veya İstatistik ya da Uygulamalı Matematik alanlarında çift anadal yapmak istiyorum. Teknolojinin sağlık alanında dönüştürücü bir güç olduğuna inanıyorum. Mezuniyetimden sonra genetik veri analizi ve yapay zekâ destekli teşhis sistemleri gibi alanlarda çalışarak bireyselleştirilmiş sağlık çözümleri geliştirmeyi hedefliyorum.”
KEDİSİ PAPATYA ŞANS GETİRDİ
Zin’in bursu kazanmasında kedisi Papatya’nın da büyük payı var. “Makalemde kedim Papatya’nın bana koşulsuz sevgiyi öğretmesinden bahsettim. Bu da etkili oldu” diyor.
TUTKALLI HAYAT DERSLERİ
18 yaşındaki Ali Altan Yılmaz, çocuk nefrolojisi doktoru bir anne ile jinekolojik onkoloji cerrahı bir babanın tek çocuğu. Kısaca UPenn olarak bilinen University of Pennsylvania’dan burslu erken kabul alan Yılmaz, “Bursum yıllık yaklaşık 60 bin dolar; başvururken burs ihtiyacımı bu şekilde belirtmiştim, okul da bana ihtiyacım kadarının hepsini verdi” diyor.
KENDİ KENDİNE FRANSIZCA ÖĞRENDİ
Tıpkı Zin gibi Ali Altan da UPenn’den aldığı kabulün ardında farklı faktörlerin olduğunu belirtiyor: “Bunlardan biri çeşitli ilgi alanlarımın olmasıydı. Küçüklükten beri kendi başıma öğrendiğim Fransızca sayesinde yaptığım Fransızca MUN’deki başkanlığım ve bununla beraber aynı şekilde ACIMUN’da da aldığım eş başkanlık rolüm, başvuru dosyamdaki önemli unsurlardan biriydi. Bununla birlikte yaptığım sosyal sorumluluk projelerinin, ayrıca okulda tiyatroyla ilgilenmemin, sahneye çıkmamın da etkili olduğunu düşünüyorum.
PROJESİ TÜBİTAK ÖDÜLLÜ
Bilim tutkum da ABD’den gelen kabulde etkili oldu. Fizik ve materyal bilimi araştırmalarım, nükleer kimya stajım ve bir de TÜBİTAK projem var. Bir arkadaşımla birlikte manyetik hipertermi için düşük maliyetli ve hassas bir ölçüm cihazının geliştirilmesi üzerine proje yaptık. Bu proje TÜBİTAK ödülünü kazandırdı. Daha sonra iki yıllık sürekli çalışmanın ardından proje makalem, uluslararası bir dergide yayınlandı. Geçen yaz Almanya’da yaptığım nükleer kimya stajı bu alana olan ilgimi pekiştirdi.
EMPATİ VE ŞEFKAT BAĞLARI
Kimyaya olan merakımın bir sonucu olarak üniversiteye başvuru mektubunu tutkal örneklerinden yola çıkarak yazdım. Makalemde, hayatımın farklı deneyimlerini çeşitli tutkal türleriyle özdeşleştirdim. Bu tutkalların çeşitliliği üzerinden hayatımdaki tiyatro, bilim araştırmaları ve sosyal sorumluluk projeleri gibi alanlara yaklaşımımda etkili olan çok yönlü kişiliğimi tarif ettim. Hayatımın her alanında ayrı bir tutkal kullandığımı anlattım. Örneğin, şöyle yazmıştım: Empati ve şefkatle oluşturulan bağlar, UV yapıştırıcısıyla oluşturulan bir bağ kadar kalıcıdır. Mesafe veya zorluk ne olursa olsun, güçlü kalırlar ve hayatın olağanüstü koşullarına dayanırlar.
GÜVENLİ NÜKLEER ENERJİ İÇİN ÇALIŞACAK
UPenn’de VIPER adında, enerji alanına odaklanan çift diploma programına kabul edilen Ali Altan Yılmaz hedefini, “Gelecekte de nükleer malzemelerin toplum için daha güvenli bir seçenek olarak kullanılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyorum” diye anlatıyor.
Paylaş