Paylaş
Çünkü Trump, Pentagon, Dışişleri Bakanlığı ve istihbarat çevrelerinin ‘Suriye’de kalmalıyız, yoksa oluşacak o boşluğu DEAŞ ve diğer örgütler doldurur’ dediği bir dönemde yaptı bu açıklamayı.
LÜKS UÇAKLARI VARSA
ÖNCEKİ gün Başkan Trump muhalifi CNN’in internet sitesinde ilginç bir makale vardı. Yazıda Trump’ın Suriye politikasının şekillenmesinde ekonominin önemli olduğu vurgusu işleniyordu. Trump, Suriye’de diğer ülkelerin de ellerini ceplerine götürmesi gerektiği görüşündeydi. Nitekim Körfez liderleriyle görüşmelerinde gösterişli yaşam tarzlarına, özel jetlerine ve lüks yatlarına işaret ederek Suriye için daha fazla ödeme yapabileceklerini söylüyordu. “Biz olmasak iki hafta dayanamazsınız. Ticari uçaklara binmek zorunda kalırsınız” diyordu.
Başkan Trump göreve gelmeden önce emlak kralı olarak biliniyordu.‘Önce ABD’ sloganıyla aday olduğunda vaatleri arasında gelecekle ilgili ipucu veren unsurlar da vardı. ABD’de altyapı çalışmalarına ağırlık vermek. Dış politikada diğer aktörleri daha aktif olmaya teşvik etmek. NATO’da maddi ve askeri külfet paylaşımını daha adil bir hale getirmek...
Trump nitekim seçildikten sonra Avrupa ülkelerini baskı altına alarak NATO’da külfet paylaşımı konusunda nispeten ilerleme sağladı. Şimdi benzer bir taktik Suriye’de gündeme geliyor.
KÜLFET PAYLAŞIMI
ABD yönetimi, son hamlesiyle özellikle Suudi Arabistan’ı hedef alıyor. ABD’nin 17 yılda Ortadoğu’daki savaşlara 7 trilyon dolar harcadığını belirten Trump, geçtiğimiz günlerde Suudi Kralı Selman bin Abdülaziz ile yaptığı telefon görüşmesinde “Eğer kalmamızı istiyorsanız, para ödemeniz gerekir” dediğini söylüyor.
İsrail gibi, İran’ın Ortadoğu’da artan nüfuzundan rahatsız olan Suudi Arabistan, ABD askerinin Suriye’de kalması taraftarı. Bizzat ABD basınına konuşan Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ‘uzun vadede olmasa bile orta vadede ABD’nin kalmasını istediklerini’ söyledi.
BEYAZ SARAY’IN PLANI
DÜN ABD basınında salı günü yapılan Trump’ın Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısına dair haberler vardı. New York Times gazetesine göre kurmaylar derhal asker çekmeyi ve bir süre sonra asker çekmeyi öngören planlar sundular. İkinci plan, DEAŞ ceplerinin temizlenmesi, geri dönüşünün engellenmesi için istikrarın sağlanmasını hedefleyen plandı.
ABD Başkanı istemeyerek “Bunun için ne kadar zamana ihtiyacınız var” diye sordu. “Zaman vermek zor ama, yıllar almaz” yanıtını alınca “Buna destek verebilirim” dedi.
Associated Press Ajansı’na göre ise Pentagon’dan altı ay içinde, kasım ayındaki ara dönem seçimleri öncesinde askerlerin çekilmesini talep etmişti. Ancak sonunda belli bir takvim olmadan ‘ne zaman çekileceği’ kararı ABD Savunma Bakanlığı yetkililerine bırakıldı.
NE ZAMAN ÇEKİLECEK
ABD’nin ‘yakında’ Suriye’den çekileceğini ilan etmesinin ardından merak edilen soru ‘ne kadar’ yakında olacağı.
Donald Trump, salı günü Suriye’den çekileceklerini yinelediği saatlerde Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Joseph Votel ve ABD’nin DEAŞ ile Mücadele Koalisyonu Özel Temsilcisi Brett McGurk, Suriye’deki görevin sürmesi gerektiği yolunda açıklamalar yapıyordu. Benzer bir ton ABD medyasında da hakim.
Washington Post gazetesi baş yazısında ‘2 bin ABD askerini çekmek, hali hazırda Suriye’de yüzde 7’lik toprak tutan DEAŞ’ın yükselmesine yol açar. İran’ın Suriye’nin doğusunda kontrol sağlayıp Tahran’dan Şam’a ve Beyrut’a koridor açarak, İsrail’e yönelik tehdidi arttırır” dendi. ABD medyasında çekilmenin önceki gün Ankara’da bir zirvede bir araya gelen Rusya, İran ve Türkiye’ye yarayacağı yorumları da dikkat çekiciydi.
Sonuç itibariyle diğer ortakların külfet paylaşımı, seçimler öncesinde ABD medyasının alacağı tutum ve muhalefetin itirazı Washington’ın çekilme takviminde belirleyici olacaktır.
Trump’ın öngörülmez karar almayı sevdiğini akılda tutmakta da fayda var.
Paylaş