Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan GümüşYazarın Tüm Yazıları

O belgeler

ŞOKE edici. Suudi kanalı El Arabiya, Türk pilotlarının ölümüyle ilgili açıklayacağı belgeleri böyle pazarlamıştı.

Haberin Devamı

Ancak değil şoke edici, doğruluğu bile kanıtlanmamış dokümanlar tam bir zırva çıktı.

* * *

GRAD roketi. Hürriyet’in Suriyeli muhalifler üzerinden de ulaştığı belgelerde inandırıcı olmayan iddialardan ilki uçağın Grad füzesi tarafından düşürülmüş olduğu.
Grad çok namlulu roket sistemi ilk olarak 1963 yılında Rusya tarafından üretilmiş. Bir kamyon üzerinden ateşlenen roketler, füze ya da güdümlü mermiden farklı olarak hedef takip özelliğine sahip değil. Sabit hedefleri vurabiliyor. Savaş başlığı olarak parça tesirli, kimyasal ya da yangın çıkarıcı mühimmat kullanılabiliyor. İlk versiyonları 40 adet roketi 20 km’ye yenileri ise 30 km menzile kadar gönderebiliyor. Daha çok piyade veya hafif zırhlı araçlara karşı kullanılıyor. Dolayısıyla bu çok namlulu roket sistemiyle uçak vurmak, silahın üretiliş amacıyla pek de uygun bir durum değil.

* * *

Haberin Devamı

ŞEHİTLER. Belgelerdeki bir diğer tutarsız iddia pilotların kaza yerinde Suriye dalgıçları tarafından bulunduğu, Rusya’nın emriyle şehit edildiği, naaşlarının da tekrar yerine yerleştirildiği.
Suriye böyle bir şeye cüret edebilmiş midir? Diyelim ki, pilotlarımızı gerçekten de sağ ele geçirdi ve öldürdü. Bu durumda şehit naaşlarını, 1300 metre derinliğe indirebilecek bir teknolojiye sahip midir?
Çünkü enkazın tespit edilmesi, farklı akıntılar ve suyun kaldırma gücüne karşı cesetlerin enkaz yanına yerleştirilmesi çocuk oyuncağı değildir.
Ayrıca Suriye niye bunu yapsın, Rusya niye böyle bir emir versin. Nereden baksanız inanılmaz bir kurgu gibi duruyor.

* * *

YAYINCILAR. 22 Haziran’da meydana gelen olayla ilgili doğruluğu kanıtlanmamış iki belgeyi Suudi sermayeli El Arabiya kanalı sızdırdı.
Hürriyet muhabirlerinden Fatma Aksu’nun ulaştığı Suriye Vatan Hareketi temsilcileri üçüncü bir belge daha olduğunu belirterek bunların doğruluğundan emin olduklarını savundular. Muhalif temsilcilerden Dr. Ubeyde Abdulrahman, bir de Türk Hükümeti’nin Suriyeli muhalifler için yaptıklarının yeterli olmadığını ima eden açıklamalarda bulunarak “Türkiye’den Esad rejimine karşı daha güçlü kararlar almasını bekliyoruz” dedi.

* * *

Haberin Devamı

ZAMANLAMA. Belgeler tam da Türk kamuoyunda rahatsızlık yaratan Özgür Suriye Ordusu’nun komutasını Suriye topraklarına taşıdığını açıklamasına rağmen liderlerin geri döndüğü haberleri sonrasına denk geldi.
Ve tam da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ABD’de verdiği bir mülâkatta Suriye’den gelen mültecilerin sayılarının 130 bini bulduğunu, sınırda güvenlik tehdidinin olması halinde risk alınabileceğini söylemesinden iki gün sonra açıklandı. Ayrıca AK Parti Kongresi arifesinde hükümet için sıkıntılı bir konu gündemde yer bulmuş oldu.

* * *

AMAÇ nedir? Esad Yönetimi’ne yönelik zaten var olan hasmane duyguları körüklemek mi? Rusya ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmek mi? Yoksa Türkiye için hayati önemde olan Oslo süreci yeniden tartışılmaya başlanmışken sadece gündem değiştirmek mi?
Niyet ne olursa olsun, El Arabiya belgeleri inandırıcılıktan uzak olsa da gündem başlıklarından biri haline gelmeyi başardı. Küllenmeye yüz tutan bir ateşi yeniden alevlendirdi. Kamuoyu vicdanında bu dosyanın kapanmadığını gözler önüne serdi. F-4 vakasını bir kez daha hatırlattı.
Dolayısıyla burada yapılması gereken konuyla ilgili BM çerçevesinde bağımsız bir araştırma komisyonu kurulmasını bir kez daha gözden geçirmektir.

Yazarın Tüm Yazıları