Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan GümüşYazarın Tüm Yazıları

Kritik hafta

ABD’de 6 Kasım seçimleri öncesinde kritik haftaya girildi. Ya Demokrat Barack Obama, başkanlık dümeninde kalacak ya da yerini Cumhuriyetçi Mitt Romney’e bırakacak. Anketler, şimdiden sıkı bir yarışın habercisi. Bugün size iki adayın dış politikadaki duruşunu aktaracağım.

*
BAŞKAN Obama döneminde Türk-ABD ilişkileri üç önemli sınavdan geçti. İran ile yapılan nükleer yakıt takası uzlaşmasının ABD nezdinde kabul görmemesi, Türkiye’nin Mavi Marmara gemisini Gazze’ye gitmekten alı koymaması ve Demokratların 1915 olaylarını ‘soykırım’ sayan yasa tasarısını Temsilciler Meclisi’nin Dış İlişkiler Komitesi’nden geçirmesi ikili ilişkilerin en ciddi krizleriydi.
Tüm bu sıkıntılara rağmen Obama ve Başbakan R.Tayyip Erdoğan, Arap Baharı vesilesiyle de yakın çalışma arkadaşı olmayı bildiler. Stratejik ortaklık ve PKK’ya karşı istihbarat paylaşımı gibi olumlu gelişmeler yaşansa da ikili ilişkilerde ilerleme nispeten sınırlı kaldı. Suriye konusunda Türkiye, zaman zaman daha sert ve kararlı bir çizgide yer aldı.
*
ROMNEY ve Obama, üçüncü ve son televizyon münazarasını geçen hafta ‘dış politika’ konusunda yaptılar. Daha önceki konuşmalarında Obama’yı ABD’nin dünya liderliğinden vazgeçmekle itham eden, Suriye’de, İran’da şahin sortiler yapan Romney, neredeyse İsrail’den Çin’e kadar rakibiyle aynı çizgide bir dış politika tablosu sergiledi.
Obama, “Suriyeli muhaliflere yardım için elimizden geleni yapmalıyız” dedi. Romney destek verdi.
Moderatör, “Suriye üzerinde uçuşa yasaklı bölge düşünür müsünüz” diye sordu. Romney, “Ordumuzun Suriye’ye müdahil olmasını istemiyorum. Gelecekte de böyle bir şey öngörmüyorum” yanıtını verdi. Obama, “Beyaz Saray’da olduğum sürece İran nükleer silah sahibi olamaz” dedi. İkisi de “İsrail saldırıya uğrarsa yanında yer alırım” mesajı verdi.
*
IRAK’tan Amerikan askerini çeken, Afganistan için çekilme takvimi veren, Usame bin Ladin’i bertaraf eden Obama, ulusal güvenlikte güçlü taraf olarak seçimlere katılıyor.
Seçimlerden kim çıkarsa çıksın, devletin devamlılığı ilkesi, dış ilişkilerin sürekliliğini sağlayacaktır.
Ancak Romney seçilirse kadroların değişeceğini ve bu tanışma sürecinde aksamalar oluşabileceğini de hesaba katmak gerekir. Türkiye, öyle ya da böyle Demokrat Yönetim ile ilişkilerde uygun bir tempo yakalamayı başarmış durumda. Öte yandan Cumhuriyetçiler de geleneksel olarak Türkiye’ye daha yakın parti olarak bilinir.
Seçimlerde, yeni başkanın yanı sıra, 100 üyeli Senato’nun 33 koltuğu ve 435 sandalyeli Temsilciler Meclisi’nin tamamının yeni sahipleri de belli olacak. Yeni uluslararası konjonktürde ABD azalsa da ağırlığını koruyacaktır. Başkan kim olursa olsun, Ankara’nın yeni siyasi dengeyi ve Kongre aritmetiğini de göz önünde bulundurması hiç şüphesiz ikili ilişkilere katkı sağlayacaktır. Kurban ve Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun.
Yazarın Tüm Yazıları