Paylaş
Düşüncenin, tereddütün fişini çekiveriyor. Hop o şeye dalıyorsunuz.
Halledilmeyen işler, bekleyen şeyler, sıradakiler, ertelenmekten pestil gibi olmuşlar, hepsine çare.
O sıradaki sisi hemen dağıtıyor, tavsiye ederim.
İçinizden beş, dört, üç, iki, bir diyor ve uzaya füzeyi yollar gibi o şeye atılıyorsunuz. Çok da zevkli.
Çok da çılgın. Soğuk duş gibi bir şey.
Artık şundan eminim.
İnsana kendisi dışında konuşan, izah eden, ikna eden, vazgeçiren biri yok.
İnsan kendisiyle monologda çoğu zaman.
Ha arada bir uyduları ayarlayıp, uzaydan ses almaya çalışan bir çocuk gibi, radyo vericisini sağa sola oynatarak bir şeyler duymaya ihtiyaç duyuyoruz.
Ben onların bile balinalarla konuşan insanlarınki kadar halden anlamaz diller olduğunu düşünüyorum.
Dinlemek çoğu insanın neredeyse hiçbir zaman beceremediği bir şey.
İnsanlar sürekli akıllarından ve beyinlerindeki hoparlörlerden kendi FM yayınlarını dinliyor.
Onlara aykırı, uymayan şeyler söyleyenlere de yer açmazlar. Ona yer açmak kas gerektirir.
Yürek gerektirir. Akıl gerektirir. Güven gerektirir.
Daha saymayayım. Bunlar bir arada zor bulunur insanlarda.
O yüzden buna karalar bağlamayalım da, bu iç konuşmaların bizi bir sürü şeyden caydıran cadaloz yapısını bozalım istiyorum.
5’ten geri geri sayarak mı yapacağız bunu demeyin.
Evet 5’ten geri geri sayarak işe koyulunca, bizi durduran bir sürü söylem susup oturuyor.
Hep yazmak istediğim o kitabı yazamıyorum.
5-4-3-2-1 başladın ilk satır! Şunu arayacaktım bak yine unuttum. 5-4-3-2-1 alo!
Doktora gidecektim , spora gidecektim, oraya uğrayacaktım, bunu unutuyorum, neden buna başlayamıyorum, cevap verecektim, okumaya başlayacaktım, alıp gelecektim, götürecektim...
Hepsi 5-4-3-2-1 yöntemi sayesinde nihayetine eriyor.
Bir şeyin en zor yanı başı, en başı. Başlaması. Gerisi gelir lafı çok doğru.
Gerisi sana doğru geliyor çoğu şeyin.
Hadi bu hafta üşenmeyip deneyelim. 5’ten geri sayıp füzeyi ateşleyelim.
Tek bir şeyi bile başlatsak, bu hafta yeter bize.
Paylaş