EXPO’lulaştıramadıklarımızdan mısınız?

EXPO 2020 sürecinin “Yürütme ve Yönlendirme” modeli ve içerdiği kırılganlık üstüne yazdığım son yazıya, çok sayıda İzmirli e-posta yoluyla destek verdi. Hele bir tanesi var ki, içindeki bir cümle, konuyu enine boyuna tartışmamızı gerektiriyor.

Haberin Devamı

EXPO 2020 sürecinin “Yürütme ve Yönlendirme” modeli ve içerdiği kırılganlık üstüne yazdığım son yazıya, çok sayıda İzmirli e-posta yoluyla destek verdi. Hele bir tanesi var ki, içindeki bir cümle, konuyu enine boyuna tartışmamızı gerektiriyor. Şöyle demiş, değerli okuyucu: “EXPO süreci, resmen basına ve kamuoyuna kapalı yürütülüyor...” Bu tespit, sıradan bir iddia ise çürütülmeye, yok sadece bir kaygı ise giderilmeye muhtaç. Bir köşesinden başlayalım.

“Nedir EXPO?” Resmi web sitesine göre, “EXPO’lar, küresel çapta bilgi birikimini daha yaşanılır bir dünya için bir araya getiren organizasyonlardır. Ürünlerden çok fikirler, kültürler ve dünyanın geleceği için projeler sergilenmektedir. Dünyanın en eski ve en büyük uluslararası etkinliklerinden biri olan EXPO, başka bir deyişle ‘Dünya Sergisi’, beş yılda bir düzenlenmekte ve altı ay sürmektedir. Katılımcıları arasında devletler, uluslararası kuruluşlar, sivil toplum örgütleri ve şirketler yer almaktadır. EXPO’nun en önemli özelliklerinden biri, ‘tema’sıdır. Geniş bir kapsama sahip olan temaların, tüm insanlığı ilgilendirmesi ve evrensel nitelikte olması gerekmektedir. EXPO, ev sahibi kentlerde kentsel dönüşüm projelerini hızlandırmaktadır. EXPO alanının büyüklüğü sınırsızdır ve katılımcılar kendi pavyonlarını inşa edebilmektedir.”

Haberin Devamı

Peki bu tariften, kaç izmirlinin haberi var? Tahminim: Çok az kişinin! Yerelin nabzını tutacak bir anket ya da kamuoyu araştırması yapılsa, “İzmirlinin EXPO konusunda açıkca ‘bilgisiz’ olduğu ve uzak ara ‘habersiz’ bırakıldığı” ortaya çıkar diye düşünüyorum. “Ulusal dava” ilân edilen (?!) bu heyecanı, İzmirli’nin sahiplenemediği bir ortamda, “yani İzmir’liye rağmen” nasıl yaşatacaksınız?

Hatırlayınız; New York’un 1994-2001 yılları arasında belediye başkanlığını yapan Rudy Giulian, 11 Eylül saldırıları sonrasında gösterdiği otorite, TV ve radyolarda düzenlediği –programlı- basın toplantılarıyla, paniği azaltma, halkı bilgilendirme ve yatıştırma konusundaki özeniyle büyük övgü kazanmıştı. Yani yapmak yetmiyor. Varsa bile yaptığınızı duyurabiliyor musunuz? Bu sıkıntımız, sadece yerelde değil. Örneğin; UNESCO’nun, “ITRΔ yılı ilân ettiği 2012’nin yarısı geçti, “Büyük Usta için bir şey yapıldığını duyanınız var mı?” diye soruyordum sağda solda... Doğan Hızlan da köşesinde yazınca, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürü Prof. Dr. Erol Erdinç bir bilgilendirme notu göndermiş de biraz fikir sahibi olabildik.

Haberin Devamı

Hiç değilse, bu köşeden, İzmir EXPO 2020 Derneği’nin girişimini paylaşalım. Başkan Bülent Kökten’in, “EXPO’yu İzmirlilere tanıtmak için, dernek olarak İzmir Fuarı’nda yer almayı özellikle genç kuşaklara ulaşmayı istiyoruz” yollu bir açıklaması var. İZFAŞ Genel Müdür Vekili ve EXPO 2020 İzmir Yönlendirme Kurulu Üyesi Mehmet Şakir Örs ise, “EXPO 2020 hedefinin 7’den 70’e tüm İzmir halkına yaygınlaştırılması gerektiğinin önemi”ne değinmiş buluşmalarında. “İEF’de İZKA ile ortak bir EXPO tanıtım alanı oluşturmayı planladıklarını ve bu alan içinde İzmir EXPO 2020 Derneği’ne yer vermekten mutlu olacakları”nı söylemiş. “Kamusal kurum ve kuruluşların yanı sıra sivil toplum örgütleri ile yapılacak olan çalışmalar da çok önemli, İzmirlilere EXPO’nun ne olduğu anlatmak, farkındalık yaratmak gerekiyor. EXPO 2020 hedefini içselleştirerek, kentin olmazsa olmaz coşkusunu, heyecanını tüm İzmirlilere yerleştirmeliyiz. EXPO 2020 hedefini en geniş kitlelere yaygınlaştırmalı ve bu konuda halkımızı bilinçlendirmeliyiz. İzmir olarak adaylık sürecini en verimli şekilde değerlendirmeliyiz” diye eklemiş. “...Meliyiz, malıyız”, tamam da ne zaman?

Yazarın Tüm Yazıları