Paylaş
“İran’ın nükleer tesislerini hedef alma bahanesiyle girişilen saldırının aslında çok kapsamlı ve sinsi amaçları olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.”
Peki Siyonist İsrail’in “çok kapsamlı sinsi planı” ne?
İsrail’in planı aslında gizli değil, sadece yöntemi sinsi...
İsrail, Gazze’den sonra Lübnan, ardından Suriye şimdi İran’da aynı sinsi planını uyguluyor.
Hamas’ın saldırısı bahanesiyle Gazze’deki işgal ve soykırım, Hizbullah bahanesiyle Lübnan’da katliam, Suriye’de yönetim değişikliği sonrası işgal ve nükleer bahanesiyle İran’a saldırı aynı sinsi plana hizmet ediyor: Vadedilmiş topraklar ya da ‘Siyonist Büyük İsrail’ projesi.
Nitekim, İsrail’in en az 20 üst düzey komutan, dokuz nükleer bilimci, yüzlerce sivilin hayatını kaybettiği saldırılarla yetinmeyeceği açıklaması; hedefinin sözde nükleer tehdidi ortadan kaldırmaktan öte çok daha büyük ve sinsi olduğunu gösterdi.
Siyonist soykırımcı İsrail Başbakanı Netanyahu’nun bir yandan saldırıları sürdüreceğini açıklayıp, diğer yandan İran halkına ayaklanma ve rejimi devirme çağırısı bu sinsi planın parçası. İran dini lideri Hamaney’e suikast düzenleyebileceklerini bile açıklarken ABD Başkanı Trump’ın seçim kampanyasındaki slogana atıfla “İran’ı yeniden büyük yapalım. Bunu yapabiliriz.” (Let’s make Iran great again. We can do it) demesi de aynı sinsi planın parçası.
Filistin, Gazze, Lübnan, Suriye ve İran’dan sonra İsrail’in sinsi planının hedefinde hiç kuşkusuz, şimdilik açıkça dile getirmeye cesaret edemediği Türkiye var.
1 EKİM UYARISI
Nitekim, yine Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 Ekim 2024 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışında yaptığı konuşmada bunu açıkça şöyle ifade etmişti: “‘Vadedilmiş topraklar’ hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum, bizim vatan topraklarımız olacaktır. Birileri ısrarla görmek istemese de Netanyahu hükümeti Anadolu’yu da içine alan bir ham hayal kurmakta, ütopya peşinde koşmakta, bu niyetlerini de çeşitli vesilelerle ifşa etmektedir. 7 Ekim’den beri yaşanan her gelişme, bu tehdidin boyutunu biraz daha artırmaktadır. İsrail’in, Filistin ve Lübnan’daki saldırılarını çok yakından takip ederken, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde, bölücü örgütü maşa olarak kullanmak suretiyle, nasıl birer küçük uydu yapı kurmak istediğini de çok net görüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana’da 2-6 Ekim tarihlerinde düzenlenen Teknofest organizasyonunda yaptığı konuşmada bunu detaylandırdı: “Bölgemizde sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’la sınırlı kalmayacak sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Bu planın nihai hedefinin neresi olduğunu görmek ve anlamak için kâhin olmaya gerek yoktur. Tarih bilen, dinler tarihi bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkes meselenin Kudüs’le, Mescidi Aksa’yla, vadedilmiş topraklar hezeyanıyla bağlantısını zaten kolayca idrak edecektir. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklamayla, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor. Biz de sahadaki gelişmeleri bu zaviyeden anbean takip ediyoruz.”
CHP TEHDİT SAYMADI
Hatırlayacaksınız, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu uyarıları yapmasının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “TBMM’nin derhal bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz, tüm spekülasyonları ortadan kaldıracak şekilde bilgilendirme yapmalarını diliyoruz” dedikten sonra yapılan kapalı oturum sonrası İsrail’in hedefini hafife alan şu açıklamayı yapmıştı: “Türkiye, Erdoğan’ın söylediği sözden endişe etmesin, anlattıklarının altını dolduracak bir şey yok, bilmediğiniz bir şey yok. Bugünden yarına Türkiye’ye saldıracaklarına dair hiçbir şey yok. Söylenmeyenleri söylüyorum. Zaten bilmediğiniz bir şey de söylemediler.”
Aradan sadece 7 ay geçti ve soykırımcı İsrail, binlerce kilometre uzaktan Türkiye’nin sınır komşusu İran’ı füzelerle, SİHA’larla, F35 uçaklarıyla vurdu.
ESİR YAŞAMAKTANSA ŞEREFLİCE ÖLÜM
Yani soykırımcı İsrail tehdidini hafife almamak gerekiyor. Çünkü İran’dan sonraki hedefinin Türkiye olacağını tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok.
İsrail’in bölge ile ilgili planlarını hafife alan ve İran’dan sonra hedefinin Türkiye olduğunu görmeyenler için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasındaki şu sözler önemli uyarılar içeriyor: “Şayet siyasi, sosyal, ekonomik, askeri olarak güçlü değilseniz; kendinize yeterli değilseniz, caydırıcılık seviyesine ulaşamamışsanız işiniz çok zor. Her an kendini sizden daha güçlü gören birisi tepenize yumruğu indirebilir, sizi boyunduruğu altına alabilir, haraca bağlayabilir, zelil bir duruma düşürebilir. Millet olarak biz böyle bir utançla yaşamaktansa ölmeyi tercih edecek karaktere sahibiz. Daha önce de söyledim; toprağın üstünde onursuzca yaşamaktansa toprağın altında şereflice yatmayı yeğleriz. Bu irademizi mücadelelerle dolu tarihimizde defalarca ortaya koyduk. Elbette bu duruma düşmemek, kimilerinin yaptığı gibi öyle lafla, edebiyatla, mangalda kül bırakmayan afaki söylemlerle olmuyor. Bunun için çalışacaksınız, geliştireceksiniz, üreteceksiniz, ter dökeceksiniz. Rüştünüzü tüm dünyaya ispat edeceksiniz.”
BAHÇELİ’NİN UYARISI
İsrail’in sinsi planlarının ne olduğu konusunda MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin dünkü açıklaması da oldukça ilginçti: “İsrail’in siyasi ve stratejik amacı Anadolu coğrafyasını çevrelemek, Terörsüz Türkiye hedefini efendiler hesabına baltalamaktadır.”
İsrail’in sinsi planlarından birisi de terör örgütü PKK’nın Irak, Suriye ve İran yapılanmalarını kullanarak asıl hedefi olan sözde büyük İsrail projesini gerçekleştirmek. Buna karşı Türkiye’nin tutumunu Bahçeli’nin sözleriyle ortaya koyalım: “İsrail’in, İran’a karşı 13 Haziran saldırısı göstermiştir ki, her an tedbir ve teyakkuz halinde olmak coğrafyamızın bize yüklediği sorumluluktur.”
Paylaş