BURSA’da olağanüstü hal ilan edildi, 2 bin 300 polis görev yaptı. "Beşiktaş’a koruma ordusu". Pazar günü Bursa’da oynanan maçın başlığı Hürriyet’te böyleydi. Bursa Emniyeti’nde izinler kaldırıldı.
Jandarma’dan takviyeler alındı. Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, yöneticiler ve siyah beyazlı kafile özel önlemlerle Atatürk Stadı’na getirildi. Erman Toroğlu yazısında diyor ki, "Beşiktaş, Bursa’ya gidiyor, Bursalı yöneticilerin bazıları "Beşiktaşlı yöneticiler gelmesin" diyor. Bursa İl Spor Güvenlik Kurulu da, "Beşiktaş seyircisi stada gelmesin" diyor. Peki bu yöneticiler bu beyanatları neden veriyor? Bursalılar diyor ki: "Beşiktaş, Rize’de Çaykur Rizespor’a karşı oynamadı. Onlara mağlup oldular ve biz küme düştük"
Beşiktaş taraftarının Bursa’daki maça alınmaması bu iddiaya dayanıyor. Arkadaşımız İsmail Er, yazısına "Yüzyılın ayıbı!" başlığını atmış. Aynı görüşteyim, gerçekten ayıp! Şükür ki iki tarafın yöneticileri maçtan önce ve sonra dostluk ellerini birbirine uzattılar. Başkan Yazıcı ve Demirören’e bu dostluk elini birbirlerinden çekmemelerini umuyorum.
Olaylar birbirini kovalıyor. İzmir’den Bandırma’da oynanan Banvitspor-P.Karşıyaka maçına giden Karşıyakalı taraftarlardan Özgür Soylu dinlenme tesisinde çıkan kavgada pompalı tüfekle öldürüldü. Cumartesi günü Bayanlar Basketbol Ligi’nde tribün terörü maçın önüne geçti. Fenerbahçe’nin G.Saray’ı 66-58 yendiği maçın bitimine 30 saniye kala hakemler soyunma odasına gittiler ve yarım saat sonra tekrar sahaya dönerek maçı bitirdiler. Duymadığımız, görmediğimi hemen her yerde olaylar çıkıyor. Ve biz bunları önleyemiyoruz.
Sporun amacı bu mudur? Silahlar, kavgalar, dövüşler hiç bitmiyor ve sorumlu kurumlar bunları önleyemiyor. Diyecekler ki "Yasalar yetersiz." Peki, Avrupa Liglerinde nasıl oluyor. Onlar da aynı kurumlara bağlı değil mi? FIFA’ya, UEFA’ya baş kaldırabiliyorlar mı?
Heysel Faciası
Acı bir hatırlatma olacak ama Heysel Faciası dünya futbolunun kara defterine yazılmış bir olaydır. 29 Mayıs 1985 günü Brüksel’de Juventus ile Liverpool arasında oynanacak olan Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası Finali’nin başlamasından önce İngilizlerin, İtalyan taraftarlarına saldırması ve çıkan panik sonucu bir duvarın çökmesi ve taraftarların tel örgülerde sıkışması nedeniyle 38 İtalyan taraftarı ile bir Belçikalı hayatını kaybetti.
Bu faciaya rağmen maç boş tribünler önünde oynandı. Platini’nin golüyle Juventus kupayı kazandı. Olay sonucu İngiltere’ye ve İngiliz takımlarına uluslararası müsabakalardan 5 yıl men cezası verildi. Liverpool ise 8 yıl men cezası aldı. Stadın adı ise "King Baudouin" olarak değiştirildi.
Bütün bunlar yaşanmış ve tekrarına fırsat verilmemiştir. Zamanın İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’ın cezalar ve önlemler konusundaki kararlılığı tarihe geçmiştir: "Futbol, holiganlara teslim edilmeyecek kadar kutsal bir şölendir."