Ukrayna’dan gelen İsveçli

"Özi Kalesi’nin karşı yakasında Aksu kenarına gelip feryada başladılar: El-aman bize sefâin (gemi) gönderin, ol canibe (tarafa) geçirin.

Haberin Devamı

Zirâ düşmanımız takip etti. Bir ocağız, sönmemizi revâ görmeyin. Devlet-i aliyye sayesine (gölgesine) sığındık, kuşça canımızı halas etmeğe (kurtarmaya) ve ol ulu devletin ab-ı hayatını içmeye sebep olun.

Ukrayna’dan gelen İsveçli

*

Silahdar Fındıklılı Mehmet Ağa’nın (ö.1726) “Nusretname” adlı eserine göre bu yakarış, bir grup İsveçliye aittir. Peki ama, bu askerler neden kaçıyorlardı ve Osmanlı toprağı olan Özi Kalesi kapısında neden sığınma talep ediyorlardı?

Ukrayna’dan gelen İsveçli

BÜYÜK KUZEY SAVAŞI

Haberin Devamı

1700’lerin başında, Avrupa’nın kuzeydoğusunda “Büyük Kuzey Savaşı” vardı. Mücadele esasen İsveç Krallığı ile Polonya-Litvanya Birliği arasındaydı. (Polonya-Litvanya, Belarus ve Ukrayna topraklarının da hâkimi olduğu için Osmanlı’nın kuzey komşusuydu). İsveç, Polonya-Litvanya’ya 1706’da boyun eğdirmiş gibiydi. Ancak Doğu Avrupa’yı İsveçlilere kaptırmaya hiç niyeti olmayan Rus çarı Petro, İsveç ordusunu 1709’da Poltava’da (günümüzde Ukrayna’da) perişan etti. Yaralanan İsveç kralı XII. Karl (Şarl), canını zor kurtardı. İşte yanındaki üç yüz kadar askerle birlikte Özi Kalesi (günümüzde Ukrayna’da) önlerinde Osmanlı’dan sığınma talep eden aslında İsveç kralıydı!

Ukrayna’dan gelen İsveçli

*

Osmanlı Devleti, İsveç kralının talebini kabul edip onu maiyetiyle Bender’e (günümüzde Moldova’da) yerleştirdi. Ne var ki kral, kendi halinde bir mülteci veya “turist” değildi... Nitekim XII. Karl, Valide Sultan’dan destek talep ederken İstanbul’da açılan İsveç elçiliği, Osmanlı’nın Ruslara karşı cephe alması için yoğun bir kulis faaliyeti yürütüyordu.

İSVEÇLİYİ VERMEZSEN

Ruslar da olan bitenden haberdardı elbette. Osmanlılardan XII. Karl’ın kendilerine teslimini talep ettiler. Ancak İsveç kralını korumaya karar veren padişah III. Ahmet, bu talebi reddetti. Bunun üzerine Ruslar, Osmanlı topraklarına girdiler ve savaş patlak verdi. 1711’de Prut’ta (günümüzde Ukrayna-Moldova sınırı yakınları) Osmanlı’ya yenilen Rus ordusu çekilmek zorunda kalınca, XII. Karl da Osmanlı sayesinde kazanan tarafta oldu.

*

Haberin Devamı

Ne var ki Osmanlı’nın zaferi, İsveç Krallığı’nın Ruslar karşısındaki büyük kaybını önleyemezdi. İsveç’in egemenliğindeki güneydoğu Finlandiya ve Doğu Baltık sahilleri, Büyük Kuzey Savaşı’ndaki yenilgilerle Rusların eline geçti. Tüm bunlar Rusların tarih sahnesine büyük bir bölgesel güç, bir “imparatorluk” olarak çıkışının göstergesiydi.

Ukrayna’dan gelen İsveçli

KUZEY-GÜNEY 

DOĞU-BATI

Avrupa haritasına baktığınızda İsveç ve Türkiye, birbirinden çok uzakta görünüyor. Ancak bu iki ülkeyi tarihte birbirine yaklaştıran “çok güçlü” bir etken var: Rusya. Rusya, Ukrayna ve Moldova, Türkiye’nin deniz komşuları. Üstelik bunlar çok önemli ticari ilişkilerimizin olduğu ülkeler.

*

Tarihin bir cilvesi olarak, Rusya’nın Ukrayna’daki “özel askeri operasyonu” kuzey-güney hattında İsveç, Finlandiya, Polonya, Litvanya’yı -ve tabii Ukrayna’yı-, Türkiye ile aynı anlatıda bir kez daha buluşturdu. Elbette, Vilnius’taki NATO Zirvesi’ndeki hedefler ve taraflar 300 yıl öncekiyle aynı değil. Ama mesele aynı: Avrupa’nın en doğusunda kimin sözü geçecek? Kimin dediği olacak? Rusya’nın mı, AB-NATO ikilisinin mi? Ve 13 Temmuz 1878 tarihli Berlin Antlaşması’nın 145. yıldönümüne girerken (onu da başka bir yazıda anlatırız), Türkiye’nin Avrupa ile ilişkileri nasıl ilerleyecek?

Haberin Devamı

Ukrayna’dan gelen İsveçli

KRALIN GECİKEN BORCU

Osmanlı, XII. Karl’ı düşmana vermemişti ama İsveç kralı “demirbaş” olarak kaydedildiği Osmanlı hazinesine hayli sıkıntı veriyordu! Kral, beş yıllık zorunlu misafirlik sonunda, 1714’te hazineye ve bankerlere olan borçlarını ödeme sözüyle ülkesine döndü. Ancak İsveç kralının bu borcu, yıllarca ödenmemiştir. Hatta bu mesele, tarihte eşine az rastlanır, uzun bir süreçtir. Öyle ki yıllarca ödenmeyen büyük meblağ karşısında çaresiz kalan Osmanlı Devleti, 20 yıl sonra, 1734’te borcun yarı yarıya indirilebileceğini bildirmişti!

*

Mesele ancak 1737’de yapılan bir anlaşmayla çözüm aşamasına geldi. Buna göre İsveç, Osmanlı’ya tam teçhizatlı bir savaş gemisi, 30 bin adet süngülü tüfek ve yedi top yollayacak, böylece askeri malzemeyle XII. Karl’ın borçlarını ödemiş olacaktı. Ne var ki, yola çıkan gemi Cebelitarık’ta battı. Onun yarı muharip gücünde bir gemi, nihayet 1739’da İstanbul’a ulaştı. 30 bin tüfekse, İstanbul’da verilen rüşvetlerle 19 bine indirildi! Ve sonunda kralın borç senedi iade edildi.

*

Haberin Devamı

Umarız, İsveç’in NATO’ya giriş sürecinde Türkiye’ye verdiği sözlerin akıbeti, İsveç kralının yaklaşık 300 yıl önce verdiği sözler gibi olmaz.

TÜRKLERE ÖZEL YASA

İsveç kralı “Demirbaş” Karl ile birlikte İsveç’e gidip aylarca borçların tahsil edilmesini bekleyen Müslüman askerler (kimi rivayetlere göre onlara “Askersson” adı verilmişti) ve Yahudi bankerlerin varlığı hukuki bir sorun ortaya çıkardı. Çünkü ülkede yaşayan herkesin vaftiz edilip Hıristiyan olması zorunluydu. Bu sebeple Osmanlı tebaası Müslümanların ve Yahudilerin baskı görmeden yaşayıp ibadet edebilmeleri için özel bir izin çıkarıldı. Yani İsveç, daha önce de Türkiye ile bağlantılı olarak yasalarında değişiklik yapmak durumunda kalmıştı!

Yazarın Tüm Yazıları