Mustafa Denizli

2. Kupa Burak’la geldi

3 Haziran 2015
Sarı kırmızılılar önce şampiyonluğunu ilan edip sonra kupa finalini oynamanın sıkıntısını yaşadılar. Ama neticede bireysel yıldızlarının performasnıyla istedikleri sonuca ulaşabilecek bir takım Galatasaray ve bunu yaptılar.

Şampiyonluk sonrası Türkiye Kupası finaline çıkmak sizce Galatasaray’ı etkiledi mi?

Galatasaray ilk yarıdaki görüntüsüyle her şeyi pazar akşamı Türk Telekom Arena’da bırakmış gibiydi. Esasında böyle maçları oynamak gerçekten zordur. Şampiyon olmuş bir takım, boşalmış bir futbolcu grubu, karşısında biraz dirençli bir rakip bulunca, istediğini ortaya koyamayabiliyor.

DİRENÇ YOKTU

Galatasaraylı futbolculara da bu oldu. Sahada istediklerini yapamayınca birbirlerine sinirlenmeye başladılar.

Tabii bu görüntü ters olsaydı, yani Galatasaray önce kupa finalini sonra da lig şampiyonluğu maçını oynasaydı, böyle bir görüntü ortaya çıkmazdı.

İlk yarıda gözüken dağınık bir Galatasaray, kendi evinde ayağına gelen fırsatı kaçırmak istemeyen bir Bursa vardı.

Yazının Devamını Oku

Galatasaray fırsatı tepmedi

25 Mayıs 2015
İkinci yarı Beşiktaş üstünlüğüyle geçti. Ama üstünlüğü sonuca çeviremezsen, karşında çok tecrübeli ve yetenekli oyuncular var. Golü bulamayınca en ufak hatanda bunu affetmeyen bir ayak çıkıyor karşına. Ve düğümü çözüyor.

Beşiktaş farklı oyuncu tercihi, Galatasaray da klasiğe yakın 11’iyle sahadaydı. İlk yarıyı bu çerçevede nasıl değerlendirirsiniz?

SON haftalarda grafikleri ters yönde hareket eden iki takım. Galatasaray ne kadar yükselişteyse, Beşiktaş o kadar ivme kaybetmiş durumdaydı maç öncesinde. Dün de kadro ve saha dizilişleri beklenenden biraz farklıydı. Üstelik müthiş bir taraftar baskısı da vardı. İlk yarıda Beşiktaş, saha yerleşiminde ve hücum organizasyonunda zorlanan bir görüntü çizdi. Üstüne Yasin’in bireysel çabasıyla geliştirip golle sonuçlandırdığı atak, tribünün desibelini daha da yükseltti. Yine de Beşiktaş, son haftalardan daha canlı bir görüntü çizdi.

Ama ilk 45 dakika boyunca üretme zorluğu yaşadı.

MAÇ YÜKSEK TEMPODA BAŞLADI

NETİCEDE bir derbi oynandı dün. Neyin, ne zaman değişeceği belli olmayan maçlardır bunlar. Galatasaray ligde yakaladığı büyük avantajı son haftaya taşımak istiyor. Beşiktaş ise bir derbi kazanmanın mücadelesini veriyor. İşte bu şartlarda bir Demba Ba kafası, ama direk gole müsaade etmedi. Her şeye rağmen temposu yüksek bir derbi oynandı ilk yarıda. 45 dakikada görünen Galatasaray’ın kadro tercihi ve saha dizilişinin daha akılcı olduğu...

İlk devre heyecanlı diyebileceğimiz bir görüntü verdi. Tabii tribünlerin de tamamen dolu olması karşılaşmaya ayrı bir görüntü kattı.

BEŞİKTAŞ HÜCUMDA ÇOĞALAMADI

İLK yarının sonu için şunu söyleyebiliriz. Beşiktaş hücumda çoğalamadı. Bu, onlar adına bir sıkıntı. İkinci yarı ne olabilir, kimleri kullanabilir, Olcay var, Cenk var, Oğuzhan var... Beşiktaş, ilk yarıdaki görüntüsünü değiştirmezse 90 dakika büyük ölçüde kullanacağı korner, frikik gibi duran toplara kalabilir. Ancak yine de şunu unutmayalım. Neticede bir derbi oynanıyor ve derbilerin nelere gebe olduğunu, nasıl değişebileceğini yıllardır yaşıyoruz. Sadece Galatasaray’ın oyunun içinde çok hırslı, istekli ve kazanma arzusunun biraz daha yoğun olduğu izlenimi var.

Yazının Devamını Oku

Gerçekten önemli olan 3 puandı

9 Mayıs 2015
Bazı hocalar başlıktaki bu sözü üçüncü, dördüncü haftada, daha önlerinde 30-31 maç varken söyler. G.Saray büyük takım olduğunu gösterdi ve kritik zamanda liderliği getiren galibiyeti aldı.

İLK YARI

İlk yarıda G.Saray’ın üzerinde bir kazanma baskısı mı vardı? Çünkü rakip kaleye kalabalık giderken arkalarında çok açık verdiler ve Konya 4 gol pozisyonu buldu.
Şampiyonluğa oynayacak takımlar baskı hisseder. Ama dün en önemli baskılardan bir tanesi tribünlerin boş olmasıydı. Şampiyonluğun en büyük adaylarından biri, sahaya çıktığı zaman kendisi ile birlikte hareket edecek kalabalıkta taraftarı görmek ister. Ama tribünler boş. Bu da baskı oluyor. ‘Bize inanmıyorlar mı’ baskısı geliyor. Oyunun ilk ciddi iki gol girişimi Konya’dan geldi. G.Saray oyuna hakim olan, topla çok oynayan ve rakip kaleye gitmeye çalışan ama bunu bir türlü beceremeyen bir görüntüdeydi. G.Saray’ın kaleyi ciddi yokladığı an, Sneijder’in kornerinde Chedjou’nun kafa vuruşundan geldi. Daha sonra Kenan, Muslara ile karşı karşıya kaldı ama kullanamadı müsait pozisyonu.

BURAK HiÇ TOP ALAMADI


Esasında Konyalı futbolcuların pozisyonlardaki etkisiz vuruş nedenlerinden biri kendilerine olan güvenleri, bir diğeri de golü yapacak oldukları isimlerdi. Bir tanesi Galatasaray, diğeri ise Muslera... Zaten Konya ciddi golcülere sahip bir takım değil. Dolayısıyla bu pozisyonlarda öylece sonuçsuz bitiyor. Buna rağmen topladığı 38 puan Konya’nın başarılı bir sezon geçirdiğini de gösterebilir. İlk yarıda oyun olarak hakimiyet Galatasaray’daydı. Top devamlı Konya sahasında ama pozisyonları Konya buluyordu. Burada bir terslik olduğu kesin. İlk yarıda Sneijder, Sabri ve Melo oyunu hareketlendirmeye çalışıyorlardı. Burak da çalışıyor ama istediği topları ne sağ ne soldan alabiliyor. Göbekten de alamıyor diyeceğim ama göbekten alma şansı yok. Çünkü Konya kendi kalesine o kadar yakın oynuyor ki, Burak’ın ilk yarıda kaleden uzakta buluştuğu bir top var, onun dışında Konya çok yakın oynadı kalesine. Dolayısıyla Burak’ın defans arkasına koşu yolu bulması mümkün olmadı.

Sonucu kalite belirler

Yazının Devamını Oku

Bu skor Cimbom'a yeter

1 Mayıs 2015
Galatasaray geride oynarken de öne geçtiği zaman da maçın mutlak hakimiydi. Sivasspor ise çok avantajlı başladığı bir 90 dakikayı farklı kaybederek noktaladı.

G.Saray’ın final için önemli bir avantaj sağladığı. Maçta takımı nasıl buldunuz?
G.SARAY oyuna baskılı başladı. Fakat Sivas’ın ilk organize gelişi Cicinho’nun ortasıyla Chedjou’nun uzaklaştırmak istediği top Utaka’ya pas olunca geriye düştü. Ki bu maçlarda dış saha gollerinin ne denli önemli olduğu aşikar. Gol öncesi Melo’dan kazanılan top, bir faul beklentisi yarattı. Ama hakem pozisyona çok yakındı. Daha sonra nefis bir Sneijder-Umut organizasyonu, Ertuğrul’un müdahalesiyle son buldu. Bunun yanında Semih uzun bir aradan sonra görev yaptı ve takıma döndü.


TOLGAY’A ÖZENDİ!


32. dakika ise ortalarda kalıp bir türlü kendine sahip bulamayan top, sonunda Sabri’ye geldi. Ve Sabri de tıpkı Liverpool maçında Tolgay Arslan’ın yaptığı sol ayak vuruşuna benzer bir vuruşla nefis bir gole imza attı. Sonra da Sneijder’in kornerinde Melo, Kadir’in de katkısıyla G.Saray’ı öne geçiren golü attı. Bütün bunlara rağmen G.Saray geride oynarken de öne geçtiği zaman da ilk yarının mutlak hakimiydi. Ertuğrul, ilk yarıda G.Saray’ın kullandığı bütün duran topları tutması gerekirken, tamamını yumruklayarak, G.Saray ataklarının devamını sağladı.


Yazının Devamını Oku

Yarı finalde yolu yarıladı

28 Nisan 2015
BU sezon ilk kez Bursa’nın, ‘Ben futbol şehriyim’ görüntüsü verdiği bir gündü. Bursa ilk 10 dakika oyuna son derece tempolu başladı.

Hemen aklıma geçtiğimiz haftalarda Kadıköy’de oynanan lig maçı geldi. Acaba ‘Yine böyle keyifli ve zevkli bir 90 dakika izleyebilir miyiz’ diye düşündüm.

Bu 10 dakika baskısı Bursa’ya hiçbir üretkenlik getirmedi. Oyun daha sonra tamamen dengelendi.

Ve ortada giden bir maçta Emenike, ilk ciddi atakta golü de buldu. Esasında stadın ilk kez dolu olması sanki Bursa’nın oynadığı futbolun içini boşalttı.

Bu sezon ligimizde en etkili futbolu oynayan takımlardan biri belki de ilki Bursa’nın o görüntüsü, sahada yoktu.

Olmaması da doğal. Çünkü Bursa’nın iyi ve etkili olduğu günlerde hep 4 tane ismi ön planda görüyoruz.

Bunlar Belluschi, Fernandao, Volkan ve Josue. Oyunda neredeyse hiç etkinlikleri yoktu.

Fernandao ise geldiği günden bu güne en silik futbolunu ortaya koydu. Dolayısıyla Bursa’nın dün maçı kazanması çok zordu.

Beraberlikten sonra Alves’in mükemmel frikik golü, Bursa’nın hem umutlarını hem de finale giden düşüncesini kırdı.

Yazının Devamını Oku

İki Trabzon maçı

20 Nisan 2015
Cardozo-Yatabare değişikliği geç yapıldı. Ama yine de geç verilen bu karar, G.Saray’ın ön taraftaki baskısına bir cevaptı ve sonuç verdi.

Şampiyonluk yarışında sayılı haftalar kalmışken G.Saray’ın ilk yarıdaki durgunluğunu nasıl değerlendirirsiniz?

GALATASARAY düşündüğümün gerisinde bir görüntü verdi. Türkiye Ligi’ni tanımayan biri bu maçı seyretse ve ona sorsalar ‘Hangi takım şampiyonluğa oynuyor’ diye hırsıyla, mücadelesiyle, kazanma arzusuyla ‘Trabzon’ derdi. Galatasaray’ın 8 haftalık süreçte masa üzeri tahminlerine bakınca, iki tane zor haftası gözüküyordu. Bunlardan bir tanesi Trabzon, bir diğeri de 33. haftadaki Beşiktaş maçı. Galatasaray, ilk zorlu sınavda, Trabzon’un 4-1-3-2 dizilişinde çok sıkıntı yaşadı. Kendi kalitesinin uzağında bir ilk yarı oynadı.

PENALTIYA YAKIN GİBİYDİ

Buna karşılık Trabzon sahanın her yerinde, özellikle Galatasaray orta saha ve savunmasının önünde o kadar rahat topla buluştu ki böyle bir maçta bunları görmek enteresan. Oyunun ilk 15 dakikasında kayda değer tek hareket Alex’in ‘Penaltı mı, değil mi’ tartışmasıydı. Bu tartışma penaltıya daha yakın gibi gözüktü. Ama 3 tane hakemin çok yakın olduğu bir pozisyonda buradan net bir şey söylemek zor.

DÖNÜŞLER DAHA KOLAYDIR

Oyunun ikinci yarıda dönme ihtimali nedir?

GALATASARAY’ın ilk yarıdaki en önemli pozisyonu Emre’nin nefis vuruşu ve bu topun direkten dönüşüyle yaşandı. Burak, dönen topa vurdu ama bu bir Burak vuruşu olamadı. Golü atmadan sevinç yaşayacak bir vücut dili vardı. Belki o düşünce içinde böyle bir vuruş yaptı. Kısacası ilk yarı mutlak Trabzonspor üstünlüğü ile geçti. Bazı final paslarının yerini bulamaması ve ya son anda kesilmesi Galatasaray’ın şansıydı. Bu maçlarda dönüşler daha kolay olabilir. Yani ilk yarı izlediğimiz Trabzon’la Galatasaray ikinci yarıda oyun ve netice olarak yer değiştirebilir. Bunun da tayin edicisi Galatasaray olur. Bu görüntüsüyle devam ederse Galatasaray çok zorlanır. İlk yarıda maça ağırlığını koyamayan Galatasaraylılar ikinci yarıda biraz kımıldarsa oyun Galatasaray adına olumlu yana dönebilir.

Yazının Devamını Oku

Bitmedik son sözü biz söyleyeceğiz

29 Mart 2015
Hollanda ile deplasmanda beraberlik kötü değil ama ayağımıza gelmiş olağanüstü önemi olan 2 puanı kaybetmek, maçı kaybetmek gibi oldu. Yine de bitmedik.

TÖRE TOPLA HADDİNDEN ÇOK OYNUYOR

İkinci devre her şey istediğimiz gibi gitti. Ancak attığımız golün benzerini yedik. Bu sonuç ne anlama geliyor?

Ancak böyle bir gol yiyebilirdik ve onu yendik. Bir şarkı vardır “Ağla gözlerim ağla”... Öyle bir maç oldu.

Oysa oyun istediğimiz gibi gitti. Daha akıllı çıkışlar yapsak belki ikinciyi bulacağız. Töre, biraz haddinden fazla topla oynadı. Yakaladığı ataklarda arkadaşlarıyla oynayabileceği olanakları vardı.

İkinci devre ortaya koyduğumuz mücadeleye yazık oldu. Esasen Hollanda ile deplasmanda beraberlik kötü bir sonuç değil ama ayağımıza gelmiş bizim için olağanüstü önemi olan 2 puanı kaybetmek, maçı kaybetmek gibi oldu.

Roller değişse, biz 1-0 geride oynasak ve beraberliği biz yakalasak buna son derece iyi bir sonuç deriz. Umudumuz devam ediyor deriz ve aslında hâlâ da devam ediyor fakat galibiyet, bu Hollanda’yı ilk üçün dışında tutacaktı.

Şimdi yeni bir mücadelenin içine giriyoruz. En azın umutlar devam ediyor. Kaybetmek, bitmek demekti. Bitmedik. Son sözü biz söyleyeceğiz. Bu görüntümüzle umutlarımız arttı.

Umudumuz, kuralar çekildiğinde çoktu. Maçlar başlayınca kırıldı ancak her şeye rağmen bu beraberlikle hem taşındı hem arttı...

Yazının Devamını Oku

Bulamadım

23 Mart 2015
ŞUNU öncelikle söyleyeyim kadroları gördüğüm zaman, Olcay’ın yokluğunda Beşiktaş’ın Gökhan Gönül’ü nasıl durdurabileceğini merak ederken; sahaya çıkan kadroda sakatlık nedeniyle Gökhan’ın olmaması Beşiktaş adına büyük şanstı.

Notlarımı almaya başladım. ‘90 dakika neler yazabilirim’ diye. Ama öyle bir an geldi ki kağıdı kalemi bıraktım... Emenike’yi not aldım, tribünleri not aldım, kulübeyi not aldım. Ve bütün bunları gördükten sonra kendi kendime ‘Ne yazayım’ dedim. O dakikadan sonra futbol adına yazacak bir şey bulamadım.
İstiyordum ama...
Çok iyi şeyler yazmak istedim. Hele bir kaç hafta önce Fenerbahçe-Galatasaray derbisini seyrettikten sonra buradan da futbol adına, centilmenlik adına içimden geldiği gibi yazayım istiyordum ama yazamadım.
Yazamadım, yazılacak bir şey bulamadım, bulamadım. En sonunda yine bulamadım ve vazgeçtim. Okurlarla paylaşacağım bir şey bulamadığım için üzüldüm, sahada gördüklerim için daha fazla üzüldüm bulamadım, bulamadım ve noktaladım.

TARiH: 21 Eylül 2014

Mustafa Denizli: Emenike sezonu F.Bahçe’de bitiremez

Yazının Devamını Oku