Paylaş
Tamam, Turgut Özal’ın Kürt açılımı çabası, Musul ile Kerkük’ü alıp Kürtler’e federasyon hakkı vermek istediği için zehirlendiği iddiası, Abdullah Öcalan’ın suikast girişimini kimin engellediği, Ergenekon soruşturmasının Gladio ile bağlantısı, Yeni Osmanlıcılık anlayışı, AKP’ye karşı darbe tertibi ve diğerleri...
Hepsi de bugün her kahve köşesinde üzerine türlü türlü komplo teorileri üretilen, Türk halkının her zaman ilgisini çekmiş vatan-millet meselesi konular ama bu kadar da baştan savma, basit anlatılmaz ki...
En kötüsü de, bu konulara dair kamuoyunun bilmediği bir şey söylenmemesi...
Yeni bir şey söylenmiyor, “Kurtlar Vadisi: Pusu”da verilen mesajlardan bir kolaj sunuluyor.
Asıl şaşırtıcı olan ise bir sinema filmi olmasına rağmen “Gladio”daki aksiyon sahnelerinin normal dizideki bir bölümden bile daha sönük olması.
ıskender Büyük elini kolunu sallaya sallaya her yere girip çıkıyor, eski paşaları evinde, tuvalette basıyor, hatta bu da yetmiyor rahmetli Turgut Özal’a bakanlar ve kuvvet komutanlarının yanında fırça çekiyor! PKK karargahını tek başına ortadan kaldırıyor falan...
Tamam, ıskender büyük de bu kadar büyük olmasına hiç gerek yoktu! Bir de ıskender’in çaylak avukatı vardı ki, o konuya hiç girmeyeceğim. Bu kadar m kötü oynanır bir rol!
Biliyorum, bunların hepsi ağır eleştiriler... Peki filmin hiç mi beğendiğim yönü yok? Var. Sadece Musa Uzunlar, sönük senaryoya ve basit diyaloglara rağmen her zamanki gibi muhteşem oynuyor.
Benim asıl merak ettiğim Kurtlar Vadisi ekibinin bu filmi kaça çektiği... 250? 500 bin dolar?
İddia ediyorum, kopya, PR harcamaları çıkarılsa bu filmin maliyeti, Kurtlar Vadisi dizisinin normal bir bölümüne eşdeğer.
Bence Kurtlar Vadisi ekibi bu filme asılmadı. Yoksa böylesine sönük bir senaryo, ucuz aksiyon sahneleri ortaya çıkmazdı. Tıpkı “Muro”da olduğu gibi ekip yine cepten yedi!
Kadınlar erkeklerden ne ister
20-30 yaş arası
1- Yakışıklı olmasını, giyinmesini bilmesini...
2- Arabanın kapısını açmasını, romantik sürprizlere imza atmasını...
3- Sevişirken ‘hep bana hep bana’ dememesini...
4- Yeterince parasının olmasını...
5- Doğum günü ve evlilik yıldönümlerini hatırlamasını...
40-50 yaş
1- Göbeğini artık eritemeyeceğinin farkına varmasını...
2- ışerken tuvaletin kapağını kaldırmasını...
3- Çocukların ev ödevine yardım etmesini...
4- Ayda bir kere de olsa sevişmesini...
5- Aynı espriyi defalarca yapmamasını...
60 yaş ve üstü
1- Küçük çocukları korkutmamasını...
2- Banyonun yerini unutmamasını...
3- Takma dişlerini nereye bıraktığını hatırlamasını...
4- Günleri şaşırmamasını...
5- Niye güldüğünü hatırlamasını...
Not: Bu yazı biraz benden, biraz da funzug adlı blog’daki “What Woomen Want in a Man” adlı yazıdan harmanlanmıştır.
TRT’ye Eurovision önerisi
Madem Hande Yener, Hayko Cepkin, Bedük, Emre Aydın, Manga, şebnem Ferah, Hadise ve diğerleri Eurovison’a katılmakta bu kadar hevesli, o zaman eskisi gibi Türkiye çapında bir eleme düzenlensin.
Şarkısına güvenen yarışmaya katılsın, halktan gelen oylarla hak eden kazansın.
Böylece medyanın TRT’nin tek adaylı sistemine dair getirdiği eleştiri de ortadan kalkar. Ayrıca bu tür halk oylamasına dayalı bir elemeden en kârlı da TRT çıkar.
Aday şarkıların kliplerinin bir ay TRT’de döndüğünü, Türkiye elemesi için görkemli bir törenin düzenlendiğini, her bölgenin tıpkı Eurovison’da olduğu gibi aday şarkıcılara puan verdiğini düşünün. TRT’nin reytingi tavan yapar, gelen SMS’lerden de güzel de para kalır!
Son bir not: Bu önerinin gerçekleşmesi için bu yıl yeterli vakit yok ama TRT Eurovison adayı sanatçının reklam gelirine ortak olmalı. Hadise örneğinde olduğu gibi, artık büyük markalar Eurovison’a katılan sanatçıların peşine yapışıyor.
Paylaş