Paylaş
KÜRESEL ölçekte sağlık hizmetleri sektörünün 9 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe yaklaştığı tahmin ediliyor. Bunun 2028’de de 10,9 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor. Türkiye’de sektörün büyüklüğü milyarlarca liralarla ifade ediliyor. Sektörün büyümesi adına kamunun yanında özel sağlık sektörü de yatırımlar yapıyor. Sektörün büyümesi için emek veren kurumlardan biri de Can Sağlık Grubu… Biri Manisa Salihli, diğeri de İzmir Çiğli’de iki hastanesi olan grup, İzmir’e 2 yeni hastane daha kazandırmayı hedefliyor. Sağlık Bakanlığı’ndan gerekli izinlerin çıkmasını bekleyen Can Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Muzaffer Keskiner ile yatırım planlarından sağlık turizmine birçok konuyu konuştuk.
İKİ HASTANEYE 40 MİLYON DOLAR
Sağlık alanındaki ilk yatırımın 2002’de Manisa Salihli’de hayata geçtiğini hatırlatan Dr. Muzaffer Keskiner, buna 2017’de İzmir’in de eklendiğini söylüyor. Muzaffer Keskiner, İzmir’in birçok sektörde gelişme içerisinde olduğuna dikkati çekiyor ve ekliyor:
“Bu gelişme de kentin hem kuzey hem de güney aksında yeni sağlık yatırımlarını zorunlu kılıyor. Aliağa, Çandarlı, Ayvalık’a kadar çok ciddi bir coğrafyada özel sağlık kuruluşu ihtiyacı söz konusu. Biz hem kuzey hem de güney aksını odağımıza almış durumdayız. Şu an yönetmeliklerde birtakım değişiklikler oldu. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı’ndan onay bekleyen İzmir özelinde iki hastane yatırımımız bulunuyor. 40 milyon dolarlık bir yatırımdan söz ediyoruz. Bakanlıktan beklentimiz atıl bölgelerdeki sağlık yatırımlarının ihtiyaç olan noktalara taşınmasına olanak sağlanması. Yönetmeliklerde kolaylaştırıcı maddeler yapılırsa, yatırımlarımızın önü açılırsa, İzmir’le birlikte Ege’nin farklı lokasyonlarında da yatırım yapmak istiyoruz.”
YATIRIM SADECE HASTANEYE DEĞİL
Yatırımların hem bölgenin giderek artan sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasına hem de istihdam kaynağı oluşturmasında önemli bir rol oynayacağını ifade ediyor Dr. Muzaffer Keskiner… Bir yandan 2 hastane için onay bekleyen Can Sağlık Grubu, öte taraftan ise İzmir Özel Can Hastanesi özelinde de çeşitli yatırımlar yapıyor. Keskiner, bu konuda ise şunları söylüyor:
"Hem Türkiye’de hem de dünyada yaşam süreleri uzuyor. Hal böyle olunca da onkolojik hastalıkları artıyor. Buna yönelik de İzmir’in en iddialı medikal onkoloji kliniğini açtık. Hizmetimize karşı yoğun bir talep var. Kanserin sonraki süreçlerini de yönetmek gerekiyor. Öte yandan kadınlara yönelik olarak meme hastalıkları konusunda yeni bir birim oluşturuyoruz. Meme radyolojisi, meme onkolojisi ve meme estetiği konusunda ileri düzeyde teknolojik bir yatırım planladık ve hayata geçiriyoruz.”
GİYİLEBİLİR TEKNOLOJİLERİNİ KULLANACAĞIZ
Op. Dr. Muzaffer Keskiner, kurum olarak ileri teknolojiyi odaklarına aldıklarını aktarıyor. “İmkanlarımızla hastalarımızın yaşam kalitelerini iyileştireceğiz” diyor Keskiner. Keskiner, “Evde sağlık politikası geliştiriyoruz. Giyilebilir sağlık teknolojilerinden yararlanarak zaman ya da sağlık durumları nedeniyle hastanemize gelemeyenlere bu hizmeti veriyoruz. Bulunduğu yerde bu hizmeti vereceğiz. Buna başladık. Bu konuda ileri teknoloji yatırımlarımız bulunuyor. Giyilebilir sağlık teknolojisi sayesinde de elimizde iyi bir veri oluşuyor. Buna göre harekete geçme imkanımız oluyor. Veriyle hızlı müdahale edeceğiz. Dünyadaki gelişmeleri yakında takip edip onu burada uygulamak istiyoruz. Burada yapay zekayı da kullanacağız. Hastanemizde yapay zeka uygulamalarıyla zenginleştirilmiş erken tanı ve tedavi cihazları başta olmak üzere çok ciddi bir yatırım planlamaktayız. Tüm endoskopi sistemimizi yapay zekayla zenginleştirilmiş, çok erken evrede patolojileri tespit edebilecek imkanlara kavuşturma çalışmalarımız var” şeklinde konuşuyor.
SAĞLIK TURİZMİ İÇİN DİREKT
UÇUŞ OLMAZSA OLMAZ
SAĞLIK turizminin Türkiye için bir şans olduğunu ifade ediyor Op. Dr. Muzaffer Keskiner,… Ama Türkiye’nin giderek bu şansı kaybetme riski içerisinde olduğunu söylüyor Keskiner, “Sağlık turizmi, rekabet yoğun bir alan. Ciddi yatırımlar yapanlar var. Bazı yanlış uygulamalar da bize eksi yazdı. Biz bu alanda evrensel etik değerlerle hareket ediyoruz. İzmir özelinde bakarsak, beklentimiz yerel ve merkezi yönetimin bir arada kentin sağlık turizmi alanında hızla koşmasının önündeki engelleri kaldırması. İzmir hak ettiği payı alamıyor. İstanbul, Antalya ve Ankara’nın payı çok yüksek ama İzmir’in payı yüzde 4,5 civarında. Burada en önemli başlık ulaşım. Dünyanın pek çok merkezinden İzmir’e direkt uçuşların başlaması gerekiyor. Avrupa’dan en az 6-7 büyük kentten, Afrika’dan, Körfez ülkelerinden ve hatta Amerika kıtasından direkt uçuşlar sağlanmalı. Özel sağlık sektörü yurtdışından gelen ciddi bir hastane talebiyle karşı karşıya. Bunun yanı sıra sağlık turizminden kaynaklanan yoğun talebe cevap verebilmek için de yeni yatırımlara izin verilmeli” diyor.
KISA KISA
Hem devletin hem de özel sağlık sektörünün sağlık turizmi konusunda çok ciddi değişim programları olduğunu aktarıyor Op. Dr. Muzaffer Keskiner, “Tabii bu başarıyı yakalamak için bir tek Can Hastanesi’nin ve devletin çabası yetmez. İzmir’in gündemini belirleyen sağlık kuruluşlarının da desteği önemli. Öncelikle ortak paydaları belirleyip o paydaları genişletmek lazım. Güç birliği şart. Bu yaklaşımla da İzmir’de bir dernek kurulması için çalışıyoruz. Aktif ve dinamik bir dernek olsun istiyoruz” diye konuşuyor.
Paylaş