Beş çayına niyet ev yemeğine kısmet

BİRÇOK sektör gibi yeme-içme de Türkiye’de büyümesini sürdürüyor. Milyarlarca liralık bir ekonomik büyüklük ve binlerce insan için istihdam kaynağı… Pazarın büyümesinde itici güç ise çalışan ailelerin sayısındaki artış. İzmirli Müge Sodol Pala da bu itici güçten ilham alarak yeme-içme sektörüne girmiş. “Beş çaylarını yapıp kapatırım” diyerek 2006’da İzmir Karşıyaka’da açtığı mekân, ev yemeklerinin olduğu bir markaya dönüşmüş. Annesinin, kayınvalidesinin ve kız kardeşinin de desteğini arkasına alan İkramevi’nin kurucusu Pala’yla girişimcilik serüveninden geleceğe dair planlarına birçok konuyu konuştuk.

İLK ADIM KOMŞULARA İKRAM
İzmir’in tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda esnaflık yapan bir babanın kızı olarak 1980’de dünyaya ‘merhaba’ demiş Müge Sodol Pala. Zaman zaman kadın deri çanta satışı yapan babasının yanına giderek esnaflık kültürünü öğrenen Pala, Manisa Celal Bayar Üniversitesi İktisat Bölümü’nü bitirdikten sonra da kariyerine burada devam etmiş. Müge Sodol Pala’nın merak duyduğu bir alanda da mutfakmış. Dışarıda yemek yemeyi pek sevmeyen Pala, evinde pişirdiği yemekleri komşularına da ikram etmiş. Müge Sodol Pala, hikâyenin devamını şöyle anlatıyor:

‘TUTKUNU İŞE DÖNÜŞTÜR’ ÖNERİSİ
“Hem annemin hem de eşimin annesinin tarif defterlerini kullanarak her gün yeni yemekler ortaya çıkarma isteğim vardı. Ege mutfağı esintili yemekler yapıyordum. Tabii bu durumdan komşular pek memnun olsa da eşim için aynı şeyi söyleyemeyiz. Bu tutkumu işe dönüştürmemi önerdi, ‘Bir yer aç, ticaretini yap’ dedi. Bu sözden aldığım cesaretle 2006’da İzmir Karşıyaka’da ‘İkramevi’ ismiyle küçük bir yer açtım. Pasta, börek ve kurabiyeden oluşan bir menümüz vardı. O dönem kayınpederim de bu işin temposunun çok yüksek olduğunu söyleyip emin olup olmadığımı sordu. ‘Beş çaylarını yapıp kapatırım’ diye yanıt verdim.”

PAZARDAKİ AÇIĞI GÖRDÜ
Tabii ‘beş çayı yapıp kapatırım’ söylemi pek de uygulanır olmamış. Çünkü sürekli gelen bir talep varmış. Bu taleple de menüye yeni ürünler eklenmiş. “Birinci yılın sonunda hamile kalınca annem Makbule Sodol, çok hamur işiyle beslenmeyeyim diye zeytinyağlılar yapıp dükkâna getirmeye başladı. Bu kez kendimiz için yaptığımız bu ürünlere talep gelmeye başladı. Biz de bu isteğe kayıtsız kalmadık ve Ege mutfağı ağırlıklı ev yemekleri yapmaya yöneldik. Odağımızı beş çayından bu yöne kaydırdık. İşten evine gelen çalışan kadınlara ya da yalnız yaşayanlara önemli bir seçenek sunmak da istedik. Bu pazarda bir açık vardı çünkü” diyen Pala, İkramevi’nin doğuş öyküsünü paylaşıyor.

 
BAŞARININ SIRRI KADIN EMEĞİ
MÜGE Sodol Pala’nın ilk günden beri en büyük destekçisi anneler. Pala’nın annesi Makbule Sodol ve kayınvalidesi Esin Pala, İkramevi’ndeki en büyük yardımcısı. Bu ekibe 10 yıl önce Ege Üniversitesi Biyokimya mezunu kız kardeş Duygu Sodol da dahil olmuş. Dörtlü arasında yapılan görev dağılımı başarının anahtarını oluşturuyor. Başarının arkasındaki bir diğer güç ise kadın emeği. İkramevi’nde 25’e yakın kişi çalışıyor. Bunların tamamına yakını ise kadın. Pala, istihdam noktasında hemcinslerine öncelik tanıyor.

70 ÇEŞİT LEZZET
İKRAMEVİ’nde tamamen ev yapımı mantığıyla katkısı ürünlerden oluşan yiyecekleri tüketiciyle buluşturduklarını söylüyor Müge Sodol Pala ve ekliyor: “Günlük 70’e yakın çeşit çıkarıyoruz. Sıcak ve taze tüketime önem veriyoruz. Sağlıklı beslenmeyi önemsiyoruz. Ürünlerimizi dileyen lokantamızda tüketebiliyor, dileyen de çeşitli online yemek siteleriyle ya da kendi sitemiz üzerinde sipariş vererek paket servis yoluyla ulaşabiliyor. Gel al götür de bir seçenek. Bunların yanı sıra catering hizmetimiz de bulunuyor. Sabah 08.00’de başlayan üretim akşam 20.00’ye kadar sürüyor, 21.00’de kapanıyoruz.”

KISA KISA
Küçük bir işletme olarak yola çıkan İkramevi’nin bugün ev yemekleri konseptinde önemli bir noktaya geldiğini ifade ediyor Müge Sodol Pala ve ekliyor: “Bu yapımızı koruyarak devam ettirmek istiyoruz. Bize çok franchise teklifi geliyor ama butik yapımızı koruyarak yolumuza devam etmek en büyük hedefimiz.”