Mesude Erşan

Uzun güneş banyosundan sonra denize, havuza atlamayın!

12 Ağustos 2018
Sıcak ve nemli hava kalbin yükünü zaten artırıyor. Bunun üzerine uzun süre güneş altında durduktan hemen sonra deniz veya havuzda soğuk suya atlanması kalp krizine kadar varan ciddi sorunlara zemin hazırlayabiliyor.

Kalp-damar hastalığı veya kalp yetmezliği gibi sağlık problemleriniz varsa tatile çıkmadan önce mutlaka doktorunuzla görüşün. Doktorunuz ilaç dozlarında değişiklik yapabilir, özellikle idrar söktürücü ilaç dozlarının aşırı sıcak havalarda azaltılmasını isteyebilir. Çünkü idrar söktürücü ilaçlar nedeniyle gelişen aşırı sıvı kaybı, tansiyon düşüklüğü ve buna bağlı bayılmalara yol açabiliyor. Ayrıca doktor önerisi olmadan kesilen ilaçlar aşırı tansiyon yükselmesi sonucu kalp kriziyle sonlanabiliyor.

Soğuk havuz, deniz ve duş damarları büzer
Uzun süren güneş banyolarının arkasından soğuk suya atlamak vücudun genişlemiş cilt damarlarında ani büzülmeye neden olabiliyor. Bu büzülme de ölümcül ritm bozukluklarına yol açabiliyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Refik Erdim, “Bu nedenle suya aniden atlamayın, vücudunuzu suya alıştırarak girin” diyor. Sadece soğuk havuz ve deniz suyu değil, soğuk duş da damarlarda büzülmeye yol açacağı için tansiyonu yükseltebiliyor. Damarlarda büzülme uzun sürdüğü takdirde bu tablo kalp krizine kadar ilerleyebiliyor.

Sıcaklıktaki 5 derecelik artış riski yüzde 5 artırıyor
Vücut ısısını sabit tutan en önemli mekanizmalardan biri, cildin kan dolaşımı. Bu sistem terlemeyle vücudu serinletmek amacıyla cilde kan pompalamaya çalıştığı için kalbin iş yükünü artırıyor. Bunun yanı sıra terleme sonucu oluşan sıvı kaybı nedeniyle kanın akışkanlığı azaldığı için kalp daha fazla çalışmak zorunda kalıyor. Dr. Erdim, “Bu tablo sağlıklı kişiler tarafından tolere edilebilirken kalp-damar hastalarında ise yüksek tansiyon, ritm bozukluğu, daha da önemlisi kalp krizine yol açabiliyor” diyor. Sıcaklıktaki her 5 derecelik artış, kalp krizi riskini yüzde 5 oranında artırıyor. Aşırı sıcaklarda dikkat edilmesi gereken en önemli üç kuralsa, korunmasız güneş altında kalmamak, bol bol sıvı tüketmek ve vücudu fazla yormamak.

Yazının Devamını Oku

Tatil güzel ama sıcak çarpmasına dikkat

5 Ağustos 2018
Küresel ısınma ile buna bağlı iklim ve çevre değişiklikleri insan sağlığını ciddi şekilde tehdit eder hale geldi. Sıcaklık artışı özellikle solunum sistemi, kalp-damar ve beyin hastalıklarına bağlı ölümlerde artışlara yol açabiliyor. Hem günlük yaşamınızda hem de tatillerde sıcak havanın olumsuz etkilerine karşı dikkatli olmakta yarar var.

Sanayi Devrimi ile birlikte, fosil yakıtların kullanımının artması sonucu karbondioksit, metan ve azot oksit gibi sera gazlarının atmosferik konsantrasyonları ileri derecede arttı. Enerji ve taşımacılık sektörleri de sera gazı emisyonunda büyük rol oynuyor. Dünyadaki sıcaklık artışından Türkiye de etkileniyor. Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram, “Son yıllarda, başta Akdeniz Bölgesi’nde olmak üzere Avrupa’nın çeşitli yerlerinde, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerde sıcaklık artışına bağlı çok sayıda ölüm görüldü. Bu ölümlerin daha çok sıcak çarpması, ateş ve su kaybından kaynaklandığı, kişide kalp yetmezliği, kronik solunum hastalıkları ve inme olmasının da ölümleri artırdığı bulundu” diyor.

EGZERSİZ SICAK ÇARPMASINA NEDEN OLABİLİR
Aşırı sıcaklara maruziyet sonucunda ortaya çıkan sağlık sorunlarının başında sıcaklık çarpması geliyor. Güneş çarpması olarak da bilinen sıcak çarpması, uzun süre yüksek sıcaklıklara maruz kalma sonucunda vücudun aşırı miktarda ısınmasıyla gelişiyor. Aslında vücudumuz sıcaklık artışı karşısında kendini koruyacak, başta terleme olmak üzere, çeşitli mekanizmalara sahip. Ama vücudumuzun normal fonksiyonları sürdürebilmesi için vücut sıcaklığının 36.3 ile 37.1 santigrat derece arasında tutulması gerekiyor.

ÇOCUK, YAŞLI VE HASTALARDA RİSK DAHA BÜYÜK
Fizyolojik koruma mekanizmalarının henüz yeterince gelişmediği ya da fonksiyonunun azaldığı (yaşlılık, erken çocukluk, kronik hastalık gibi) koşullarda ortam sıcaklığının artışı vücutta kontrolsüz sıcaklık artışına neden oluyor. Ateş 40 derece ve üzerine çıkabiliyor. Yeterince terlemenin olmaması ya da ortamda yüksek nem bulunması durumunda vücut sıcaklığı, fizyolojik işlevleri yerine getiremeyecek tehlikeli düzeylere çıkabiliyor. Sıcak havada egzersiz yapmak ve yoğun çalışmak da sıcak çarpması riskini artırıyor.

Yazının Devamını Oku

Kalp ve diyabet hastalarına ‘sıcak’ önerileri

29 Temmuz 2018
Sıcak ve nem herkes için rahatsız edici olabiliyor. Ancak hipertansiyon, kalp hastalığı bulunanlar için bunaltıcı olmanın ötesinde sorunlarını artırıcı etki yapabiliyor. İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Eğitim ve Bilim Komisyonu Üyesi Uzm. Dr. S. Handan Karahan Saper bu hastalara bol su tüketmelerini ve güneşten korunmalarını hatırlatıyor.

Güneş ışınlarının dik geldiği 10.00 ile 16.00 saatleri arasında dışarı çıkan hipertansiyon ve kalp hastalığı olanların mutlaka koruyucu bir şapka ve güneş gözlüğüyle güneş kremi kullanmasını öneren Dr. Saper, aşağıdaki uyarılarda bulunuyor:

Açık renkli, pamuklu kumaştan üretilmiş kıyafetler giyin.

Hekim tarafından tam tersi öneri olmadığı sürece, bol su tüketin. Bu hem vücut ısısının normal aralıkta tutulması hem de yüksek sıcaklıkta meydana gelebilecek güneş çarpması gibi rahatsızlıkları önlemede faydalı olacaktır.

70-80 kilogram ağırlığında bir insanın günlük ortalama su ihtiyacı 2.5-3 litre. Dolayısıyla daha kilolu olanların su ihtiyacı daha fazla olabileceğinden öncelikle bir hekime danışarak daha fazla su tüketmesi uygun. Çay, kahve, alkol vücut ısısını artırarak terlemeye ve su kaybına neden olabileceği için yerine su, ayran, meyve suyu gibi içecekleri için.

Yazının Devamını Oku

Uzun yolculuklarda varis çorabı giyin

22 Temmuz 2018
Varisiniz varsa, yaz aylarında daha da dikkatli olmanızda fayda var. Çünkü güneş, sıcak hava ve su varisinize iyi gelmiyor. Şikâyetleri artırıyor.

Özellikle uzun yolculuklarda, saatlerce hareketsiz kalmak toplardamarlarda göllenmeyi, dolayısıyla hastaların şikâyetlerini artırabiliyor. Kalp ve damar hastalıkları cerrahisi uzmanı Dr. Macit Bitargil, uzun sürecek yolculuklarda varis çorabı giyilmesini öneriyor. Dr. Bitargil ayrıca, uzun araba yolculuklarında kısa aralar verip kısa yürüyüşler, uçakta bulunduğunuz yerde ayak egzersizleri yapmanın da şikâyetleri azaltabileceğini söylüyor. Gebelerin ayrıca dikkat olması gerekiyor. Çünkü gebelerde rahim büyüdükçe, toplardamarlara baskı artacağından yine bu dönemlerde şikâyetler de artabilir.

Her yaşta çıkabilir
Varis genellikle bacak üzerinde gözle görülen kılcal damarlanmalarda artışla başlıyor. Çap olarak daha büyük olan yüzeysel damarların, genişleyerek görünür hale gelmesiyle devam edebilen bu hastalığın ileri evrelerinde bacakta ödem, cilt renginde kararmalar ve yara oluşumları gelişebiliyor. Dr. Bitargil’in verdiği bilgiye göre, gün içerisinde bacaklarda dolgunluk hissi, şişlik ve çap artışları, sabah giyilen ayakkabının ilerleyen saatlerde ayağı sıkmaya başlaması, gece uyurken uykudan uyandıran gece krampları, merdiven inip çıkarken, çömelip kalkarken bacak ağrıları olması bu hastalığın önemli belirtileri.



Yazının Devamını Oku

Yaz aylarında kulak sorunları artıyor

15 Temmuz 2018
Deniz ve havuz keyfi kulak hastalıklarına yol açabiliyor. Kulak kanalının ıslak kalması, temiz olmayan havuz ve deniz suyu, iltilap, mantar, dış kulak enfeksiyonuna zemin hazırlıyor.

 Bilhassa kirli havuz ve deniz kulakla ilgili sorunları artırıyor. Dış kulak yolu iltihabı, yaz aylarında artış gösteriyor. Çünkü yüzen ve suyla teması artanların dış kulak kanalındaki koruyucu salgı tabakasının ortadan kalkması nedeniyle enfeksiyonlara daha yatkın hale geliyor. Dış kulak yolu iltihabında kulak kanalı ağrılı, şiş, kızarık ve nemli oluyor. Kulak kepçesi hareket ettirildiğinde ve kulak önündeki kıkırdak çıkıntıya bastırıldığında ise şiddetli ağrılar oluşabilir.

KULAKLIK DA KULAĞI HASTA EDİYOR
Central Hospital kulak burun boğaz hastalıkları uzmanı Dr. Irmak Uçak’ın verdiği bilgiye göre, kulak kanalı cildinin dış bölümündeki salgı bezleri, dış kulak yolu cildini tabaka gibi kaplayan bir salgı oluşturuyor. Salgı zamanla katılaşıyor ve kulağın dışına doğru atılıyor. Kulak sağlığını koruyan bu salgının yokluğunda kulakta kuruma, kaşıntı ve enfeksiyona yatkınlık oluyor. Öte yandan salgının fazla ve koyu kıvamlı, kanalın dar oluşu, kulaklık veya işitme cihazı kullanımı ve pamuklu çubuklarla yapılan kulak temizliği gibi sebepler salgının kulak kanalında birikmesine neden olabiliyor. Bu birikme ise zamanla tıkanıklığa yol açabiliyor. Pamuklu çubuk, sivri uçlu cisimler, havlu kenarı, peçete gibi malzemelerle kulak kanalının iç kısmını temizlemeye çalışmak, katılaşmış salgıyı kulak zarına doğru itebiliyor. Bu durum kulağın kendini temizleme fonksiyonunu bozarken, kulak cildine ve kulak zarına da zarar verebiliyor. Yaz aylarında denize ve havuza girdikten sonra bu tıkaçlar suyun etkisiyle yumuşayarak şişebilir ve kulakta tıkanıklık, dolgunluk hissi, işitme azlığı gibi şikayetlere yol açabiliyor.




Yazının Devamını Oku

Kenenin üzerinde izmarit basmayın

26 Haziran 2018
Kamp, yürüyüş, piknik, bisiklete binme, tırmanma, balık tutma gibi açık hava etkinliklerinden kene ile dönebilirsiniz. Bütün keneler KKKA (Kırım Kongo Kanamalı Ateşi) bulaştırmıyor. Ama bilhassa hastalığın göründüğü bölgelerde yaşıyor, şu veya bu nedenle bulunuyorsanız dikkatli olmanızda yarar var.

Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Çağrı Büke, keneye karşı alınabilecek önlemleri şöyle sıralıyor:

* Vücudun göz ve dudaklar dışındaki, tüm deri yüzeylerine elle kene kovucuları sürün.
* Elbiselere permetrin içeren kene kovucular giyilmeden önce sıkın. Bu tür kene kovucular asla vücuda sürülmemeli. Özellikle pantolon alt kısımlarına ve çoraplara dış yüzeylerine uygulanmalı. Elbiseler uygulandıktan 2 saat sonra giyilmeli.
* Açık renkte ve uzun kollu giysiler giyin. Pantolon paçalarını, çorap, botlarınızın içerisine sokun.
* Gün bitiminde kıyafetlerinizi çıkarın, dışarıda güneş ışığına maruz bırakın ya da yıkayın.
* Yere oturulacak ya da uzanacaksanız yer örtüsü kullanın.

Yazının Devamını Oku

Güneşe kendinizi yaktırmayın

18 Haziran 2018
Güneşe korumasız maruz kalmak pek çok soruna zemin hazırlıyor. Yanıklara yol açmakla kalmıyor. Kahverengi lekelere, foto yaşlanma denen erken kırışıklıklara da neden oluyor. Fazla maruziyetin neden olabileceği en büyük sorunsa cilt kanseri.

Cilt hastalıkları uzmanlarının güneşin zararlı etkilerinden sakınmak için önerileri şöyle:

* Güneş ışınlarının direkt geldiği öğle saatlerine dikkat! Bilhassa 12.00-15.00 saatleri arası. En ideali, 11.00-16.00 arasında mümkün olduğu kadar gölgelere sığınmak.

* Son yılların sloganı: Sağlıklı bronzlaşma yoktur. Bu doğru. Güneşin zararlı etkilerinin cilde geçmesini engelleyen, yüksek koruma faktörlü koruyucular kullanın. Terleme, deniz veya havuza girme gibi nedenlerle koruyucunun etkisi azalacaktır. Sık aralıklarla sürün. Şapkasız dolaşıyorsanız ve bilhassa saçınız yoksa başınıza da sürün.

* Güneş gözlüğü de gözleri ve göz çevresini koruyan önemli bir bariyer. Güneş cildi yaşlandırdığı gibi gözleri de harap ederek, başta katarakt olmak üzere hastalıklara uygun ortam yaratıyor. Göz çevresini de koruyacak, ultraviyole ışınlarından koruyacak, sağlığınız için ayrıca tehdit oluşturmayacak ürünleri tercih edin.

Yazının Devamını Oku

Astımsanız tüple dalmayın, yamaç paraşütüyle atlamayın!

11 Haziran 2018
Aslında astım tedaviyle kontrol altına alınabilen bir hastalık. Egzersize de engel değil. Ancak bazı sporlardan kaçınmak gerekiyor. Bunlar arasında yaz tatillerinde yapılanlar da var.

Türk Toraks Derneği Astım Çalışma Grubu’na göre, astım akciğer içi hava yollarında daralmaya neden olan ve alevlenmelerle seyreden müzmin bir akciğer hastalığı. Hava yollarındaki daralmanın nedeni mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının şişmesi. Hastalık tekrarlayan nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı, hışıltı, ıslık sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösteriyor.

Türkiye’de 12-13 erişkin, 7-8 çocuktan biri astım hastası. Çoğu hasta egzersize bağlı nefes darlığı nedeniyle günlük hayatında fiziksel aktivite yapmaktan kaçınıyor. Çalışma grubu uzmanları, “Uygun tedaviyle solunum fonksiyonları normale gelen astımlılar, özellikle de çocuk ve gençlerin egzersiz yapmamaları için hiçbir neden yok” diyor.



Yeni klorlanmış havuzlardan kaçının

Yazının Devamını Oku