Mesude Erşan

Detoks şart mı?

10 Aralık 2017
Son yılların popüler pazarlarından biri detoks ürün ve kürleri. Öyle mucizevi etkiler vaat ediliyor ki insan kendini, bedenine karşı bunları yapmakla mükellef sanıyor. Yaşam boyu dikkat etmek yerine, kısa dönemli program ve uygulamalar yapmak da pek çoğumuza daha kolay geliyor. Peki bu iddiaların ne kadarı kanıtlanmış bilgi?

Türk Toraks Derneği’nden göğüs hastalıkları uzmanları bağışıklık sistemi için bu tür desteklerden çok sağlıklı yaşamayı öneriyor. Yani kilonuzu normal sınırlarda tutmak, spor yapmak (her gün düzenli yürüyüş gibi) ve hareketli olmak, güneş almak, stres ile baş edebilmeyi öğrenmek bağışıklık sistemini güçlü tutuyor. Derneği web sitesinde halk sağlığına yönelik önerilerde bulunan uzmanlar, “Bağışıklık sistemini güçlendirmek için hiçbir ek gıda, bitkisel ürün veya ilaç takviyesine gerek yok. Karaciğer ve böbrekler vücudumuzda zaten aslen detoks yapıyor” diyorlar.



Vücudunuzun detoks sisteminin hayat boyu mükemmel çalışmasını istiyorsanız, karaciğer ve böbreklerinizi iyi koruyun. Bunun için sigara, aşırı alkol, yoğun ilaç gibi toksik maddelerden uzak durun. Beslenmenize dikkat edin. Zeytinyağı gibi sağlıklı yağlar içeren, taze sebze meyvenin yer aldığı, rafine şeker, karbonhidrat ve kırmızı etin ise az tüketildiği Akdeniz diyeti etkisi bilimsel olarak da kanıtlanmış tek beslenme yöntemi.

Bitkiler her derde deva

Yazının Devamını Oku

Enfeksiyonlara karşı çaresiz değiliz

27 Kasım 2017
Dünyanın neresine giderseniz gidin bakteri, virüs, parazit, mantar vb. mikroorganizmayla karşılaşırsınız. Elbette hepsi, herkesi, hemen hasta etmiyor. Ancak bazı koşullar bulaşmaları ve hasta etmelerine zemin hazırlıyor.

 Aslında vücudun savunma sistemi mikroorganizmaların girişini, çoğalmasını ve hasta etmesini önleyecek silahlara sahip. Ancak bazen savunma sistemi bozuluyor, işlevini yerine getiremiyor. Kötü hijyen koşulları, beslenme bozukluğu, yaşın her iki uç noktası (bebeklik–yaşlılık), iklim, fiziksel bariyerlerin yetersizliği (cilt ve mukozalarda ki bozukluklar), kalıtımsal ya da kazanılmış bağışıklık sistemi yetmezlikleri, stresler, kronik hastalıklar, tıbbi ve cerrahi tedaviler, aşısızlık gibi nedenler savunma sistemini zayıflatıyor ve hastalıklara duyarlı hale getiriyor.



Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü’nün verdiği bilgilere göre, enfeksiyonlar farklı yollarla insanlara bulaşıyor. Soluyarak (verem gibi) da alabiliyoruz. İnsandan insana fiziksel dokunmayla (HPV gibi.) ya da su, kan, dışkı gibi ara kaynaklardan da geçebiliyor.
Neyse ki enfeksiyonlara karşı çaresiz değiliz. Bazı önlemler alarak korunmak mümkün.

Enfeksiyon hastalıkları görülen bölgelere seyahat edenler ya da bu bölgelerden göç edenlerin aşılanması, çocukluk ve yetişkin aşılarının tam ve düzenli yapılması alınabilecek önlemlerden. Aşıyla sadece çocuklar değil, yetişkinler de enfeksiyonlardan korunuyor. Difteri, tetanos, boğmaca, kızamık, kızamıkçık, menenjit, çocuk felci, hepatit B, hepatit A, zatürree, grip dahil olmak üzere bir çok hastalığı kontrol etmek mümkün.

Koruyucu ilaçlar var

Yazının Devamını Oku

Gemi yolculuklarında sağlık rehberi

21 Kasım 2017
Artan gemi yolculuğu seçenekleri seyahat severlere yeni olanaklar sunuyor. Gemi yolculuklarının tadını kaçıracak sağlık sorunlarıyla karşılaşmamak için bazı önlemler alabilirsiniz. Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, gemi yolculuklarına çıkanlara önerilerde bulunuyor.

Tur programınızı ve uğrayacağınız ülkeleri gözden geçirip, randevu alarak (444 77 34 nolu telefondan) Seyahat Sağlığı Merkezleri’nde gerekli aşıları yaptırabilirsiniz. Gerekiyorsa burada sıtma koruyucu tablet reçete edebilir.

Su ve besin hijyeni önemli

Bazı gemi yolculuklarında Norovirus kaynaklı bulantı, kusma ve ishal salgınları bildiriliyor. Bu sorunlardan kaçınmanın en kolay yolu sık el yıkamak ve alkol bazlı el dezenfektanlarından faydalanmak. Ayrıca gemi vb. kapalı ortamlarda uzun süre bulunmak solunum sistemi hastalıklarının bulaşmasını kolaylaştırır. Özellikle sonbahar-kış sezonunda salgınlar yapan gribe karşı aşılanmanızda fayda var. Kıyılara yanaşıldığında suyla ve kirli besinlerle bulaşabilen hastalıklar sağlık riski oluşturabileceğinden su ve besin hijyenine dikkat edilmeli. Mümkünse pişmiş, tazeliğinden emin olunan yiyecekler, kapalı sular tüketilmeli.



Yazının Devamını Oku

Seyahate çıkmadan ‘aşı’nızı yaptırın

14 Kasım 2017
Grip vakaları kuzey yarım kürede görülmeye başladı. Türkiye’de genellikle yılın 40’ıncı haftasından itibaren başlayan grip, 45 ve 46’ıncı haftalardan sonra da atağa geçiyor. Sık seyahat edenler de grip açısından risk altında görülüyor.

19’uncu İç Hastalıkları Kongresi’nde enfeksiyon hastalıkları uzmanları, kapımızdaki gribe karşı sezonun grip aşısının yaptırılması uyarısında bulundu. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, gripten korunmak için sağlıklı yaşam kurallarına uymanın yetmeyebileceğini, aşılanmanın etkili bir korunma yöntemi olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Ünal, her yıl olduğu gibi kışın başlangıcı ve süresi boyunca grip hastalığının görüleceğini hatırlattı. Prof. Dr. Ünal, “Sağlıklı beslenmek, spor yapmak, kan şekeri ve kolesterolünü kontrol altında tutmak, hapşıran ile araya mesafe koymak, herkese sarılıp öpmemek, elleri sık sık yıkamak gibi önlemlerin yetseydi zaten hastalıklar olmazdı. Gripten korunmada aşının da mutlaka yaptırılması önemli” dedi.  Dünyada grip aşısının koruyuculuğunun artık tartışma konusu bile olmaktan çıktığını söyleyen Prof. Dr. Ünal, “Birincil koruma etkinliği, aşının içindeki virüs suşların, dolaşımdakilerle uygunsuz olduğu zamanlarda yüzde 30-40’lara düşse bile hastaneye yatış ve ölümde ciddi oranlarda azalmalar oluyor. Örneğin ABD 6 aydan büyük herkesi gribe karşı aşılıyor. Yılda 250-260 milyon doz aşı yapıyorlar” diye konuştu.



Dört virüse karşı koruyan aşı

Yazının Devamını Oku

Madagaskar ‘veba’yla mücadele ediyor

6 Kasım 2017
Vebanın ortaçağda kaldığını zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Dünya Sağlık Örgütü’nün son verilerine göre, geçen ağustostan beri Madagaskar’da büyük şehirleri de etkileyen bir veba salgını yaşanıyor. Veba Seyşeller’e de sıçradı. 9 Afrika ülkesi için de tedbir alınıyor. Ölümler olsa da şimdilik bu ülkelere herhangi bir seyahat kısıtlaması öngörülmüyor.

Madagaskar’daki veba salgını devam ediyor. DSÖ (WHO-Dünya Sağlık Örgütü), şu ana kadar Madagakar’da 124 kişi veba salgınından dolayı hayatını kaybetti. 12 Ekim 2017’e kadar ülkedeki 114 ilçenin 35’inde toplam 684 vaka (şüpheli, muhtemel ve doğrulanmış), 57 ölüm bildirilmişti. Salgının başlamasından bu yana en az 15 sağlık çalışanında veba tespit edildi. Ancak son bilgilere göre, ölüm sayısı Madagaskar’da 124’e ulaştı.

Veba Seyşeller’e de sıçradı. DSÖ, Seyşeller’de vebayla temasa girebilecek uluslararası yolcular için çok düşük risk olduğunu belirtti. Mevcut bilgilere dayanarak Seyşeller veya Madagaskar’da seyahat veya ticaretle ilgili herhangi bir kısıtlamayı tavsiye edilmedi. Salgın Madagaskar’da kontrol altına alınmaya çalışılırken Etiyopya, Kenya, Mozambik, Tanzanya, Komorlar, Mauritius, Seyşeller ve Fransız bölgesi Renuion Adası’nın da risk altında olduğu bildirildi.Yakın zamanda, 1994’de ve 2002’de Hindistan, 1997’de Endonezya ve 2003 yılında Cezayir’de yine veba salgınları yaşandı. DSÖ kayıtlarına göre, son ciddi veba salgını Peru’da 2010 yılında yaşandı ve 12 kişi hastalığa yakalandı.



Nasıl bulaşıyor?

Yazının Devamını Oku

Hepatit A her yerde

30 Ekim 2017
Geçtiğimiz hafta büyük yaygından etkilenen ABD Kaliforniya’da hepatit A salgınıyla mücadele için bazı bölgelerin çamaşır suyuyla yıkanması kararı alınmıştı. Yine aynı amaçla kentte 40 bin kişinin hepatit A’ya karşı aşılanacağı açıklandı. Hepatit A ile sadece afet bölgelerinde değil Türkiye dahil, dünyanın her yerinde karşılaşabilirsiniz.

Dünya gelinde 120 milyon kişi hepatit A virüsü ile enfekte. Her yıl yeni 1.4 milyon yeni vaka bildiriliyor. Yine yılda yaklaşık 34 bin kişi bu nedenle yaşamını kaybediyor. Türk Gastroenteroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Birol Özer, hepatit A virüsünden korunmada temizlik ve aşılamanın önemli olduğunu hatırlatıyor. En etkili yöntem hepatit A aşısı. Aşı 6 ay arayla iki doz şeklinde uygulandığında yüzde 94-100 oranında bağışıklık sağlıyor ve 10-30 yıl koruyor.

TÜRKİYE’DE DE SIK GÖRÜLÜYOR
Prof. Dr. Özer’in verdiği bilgiye göre, Türkiye’de erişkinlerin yüzde 72-100’ü bu hastalığı geçiriyor. Virüs genellikle, oral yolla yani kişiden kişiye temas veya virüs bulaşmış su ve yiyeceklerin tüketilmesiyle bulaşıyor. Hastalıktan korunmada su ve besinlerin kirlenmesinin önlenmesi, el yıkama, temizlik ve aşılama önemli. Ayrıca virüs kaynatmayla 5 dakikada tamamen yok oluyor. Çamaşır suyu da etkili. Enfeksiyon bazen su veya gıda(virüs bulaşmış) kaynaklı salgınlar şeklinde kendini gösterir.

ÇOCUKLAR DAHA HAFİF GEÇİRİYOR
Çocukların yüzde 92’sinde hastalık hafif belirtilerle atlatılırken erişkinlerin yüzde 75’inde belirgin hepatit tablosu oluyor. Hastalarda ortalama 28 (15-50) günlük kuluçka döneminden sonra bulantı, kusma, sarılık, karın ağrısı, koyu renkli idrar, açık renkli dışkı, kaşıntı şikayetleri ortaya çıkıyor. Bazı hastalarda eklem ağrısı ya da cilt döküntüsü şeklinde de bulgu verebiliyor. Hastaların yüzde 85’i, 2-3 ay içinde iyileşirken 6 aylık sürede ise tamamı düzeliyor. Prof. Dr. Özer, “Bu hastalıkta kronikleşme görülmez. İyileşip antikor gelişenlerde koruyuculuk ömür boyu sürüyor. Bir daha tekrar enfeksiyon gelişimi söz konusu değil. Ancak yüzde birden az vakada koma gelişimine neden olan ciddi karaciğer yetmezliği gelişiyor. Bu tablo daha çok 50 yaş üstü ve kronik Hepatit B ya da C infeksiyonu olanlarda görülüyor” diyor.

Türkiye’de 2012’den beri çocuklara 18 ve 24’üncü aylarda 2 doz aşı düzenli olarak uygulanıyor. Daha önce doğup, aşılanmamış olanlar eğer hepitat A geçirmemiş ve kronik hastalıkları varsa (diyabet, kalp ve damar hastalıkları, bağışıklığı baskılanmış vs.) aşılanmaları öneriliyor.

Yazının Devamını Oku

İtalya’da Chikungunya salgını

16 Ekim 2017
Geçtiğimiz ay İtalya’nın Lazio bölgesinden (Anzio ve Latina kıyılarının yanısıra Roma şehrini içeren bölge) Chikungunya hastalığı bildirildi. Ay sonuna kadar 183 vaka bildirilse de bunların 109’u doğrulanmıştı. Değerleri hala araştırılıyor.

Chikungunya, virüsle enfekte sivrisinekler tarafından insanlara bulaştırılan viral bir hastalık. Ateş ve şiddetli eklem ağrısına neden oluyor. Kas ve baş ağrısı, bulantı, yorgunluk ve döküntü diğer belirtileri. Eklem ağrısı sıklıkla güçten düşürüyor. Bu nedenle virüs akut, subakut(akut ile kronik arasında) veya kronik hastalığa neden olabiliyor. Hastalığın kendine özgü bir tedavisi bulunmuyor. Tedavide belirtiler hafifletilmeye çalışılıyor. Sivrisinek üreme alanlarının insan yerleşimine yakınlığı chikungunya için önemli bir risk faktörü.



AFRİKA, ASYA, AMERİKA, HİNT YARIMADASI’NA DA VAR

Chikungunya hastalığı çoğunlukla Afrika, Asya, Amerika ve Hint Yarımadası’nda görülür. Avrupa’daki ilk bulaş da 2007’de, yine İtalya’nın kuzey doğusundaki Emilia Romagna bölgesinde bildirilmişti. Bu salgın sırasında laboratuvar tarafından doğrulanmış 217 vaka vardı. Bir sivrinek türü olan aedes albopictus kaynaklı salgınların Avrupa’da mümkün olduğunu anlaşıldı.



Yazının Devamını Oku

Böbrek hastaları için tatil tüyoları

24 Eylül 2017
Bazı önlemleri almak koşuluyla böbrek hastalarının seyahat etmemesi için hiçbir neden yok. Ancak bilhassa su kısıtlaması olanların daha dikkatli olmasında yarar var.

Prof. Dr. Murat Aksoy “Doktorum Yanımda, Zamane Hastalıkları” kitabında böbrek hastalarına da sorunsuz seyahatin ipuçlarını veriyor. Kronik böbrek hastalığınız var ve doktorunuz su içmenizi kısıtlamışsa tatil için sıcak bölgeleri tercih etmeyin. Çünkü sıcak terletecek.
Aksoy böbrek hastalarına şunları öneriyor:

* Su alımını böbrek yetersizliğinin derecesine göre biraz daha artırın.

* Su kaybının neden olduğu dehidratasyon için önlemler alın.

Yazının Devamını Oku