‘İmkânsıza ulaşmanın tek yolu onun mümkün olduğuna inanmaktır’

Birilerinin çıkarlarını korumak için verdikleri kavga değil ama...
Herkesin hakkını, hukukunu korumak için kavga verdiği ve kitlelerin onların yanında saf tuttuğu bir Türkiye hayal ediyorum.

*

Hiç kimsenin aynı fikirde olmadığı bir Türkiye hayal ediyorum. Kimsenin aynı görüşte olmamasının tek görüş birliği olduğu bir Türkiye.

Görüş farklılıklarının yapıcı tartışmalara yol açtığı, konuşarak ‘ortak iyi’ye varabildiğimiz bir Türkiye hayal ediyorum.İnsanların katılmadıkları fikirlerin bile dile getirilmesi için mücadele ettikleri bir Türkiye hayal ediyorum.

*

Özgür bir Türkiye hayal ediyorum.
Seçim hakkının sandıklarla sınırlı olmadığı, sandıktan çıkan sonuç fark etmeksizin herkesin her konuda kendi seçimini yapabildiği bir Türkiye hayal ediyorum.
Seçimlerinden dolayı kimsenin yargılanmadığı ve seçimi her ne olursa olsun seçebilmenin verdiği özgürlük duygusunun hayatta sahip olduğu en büyük güç olduğunu her yurttaşının idrak ettiği bir Türkiye hayal ediyorum.
Özgürlükle gelen sorumluluktan kaçmayan insanların yaşadığı bir Türkiye hayal ediyorum.

*

İnsanların yaşamlarını kendilerinin yönettiği, en yüksek fiyatı verene kul köle olmadıkları, güçten ısırık almak için zalimlerin peşine takılmadıkları bir Türkiye hayal ediyorum.

*

İnsanların eleştirilerini haykırabildiği bir Türkiye hayal ediyorum. Gaz yeme, dayak yeme, gözaltına alınma tehlikesi olmadan sokaklara akabildikleri bir Türkiye hayal ediyorum.
Onların haykırdıklarını kaale alan, onlara kulak veren siyasilerle dolu Meclis’i olan bir Türkiye hayal ediyorum.
Gazetecilerin terörist diye, casus diye, maşa diye yaftalanmadığı, tehdit edilmediği bir Türkiye hayal ediyorum.

*

Doğa katliamının üzerine oturtulan sarayların, maden facialarının, kadın cinayetlerinin, trans cinayetlerinin, iş katliamlarının, çocuk gelinlerin, ‘ahlaki’ dayatmaların olmadığı, sadece aydınlık geleceğin tasarlandığı bir Türkiye hayal ediyorum.

*

Kadınların süs eşyası, mal mülk gibi görülmediği, erkeğin namusu olarak addedilmediği bir Türkiye hayal ediyorum.
Eşcinsellerin vebalı muamelesine maruz kalmadığı bir Türkiye hayal ediyorum.
Hayvanlara şefkatle yaklaşan bir Türkiye hayal ediyorum.
30 kişi ya da 30 milyon kişi olsun fark etmez, etnik kimliklerine, dillerine, inançlarına, siyasi görüşlerine, yaşam tarzlarına bakılmaksızın tüm toplulukların haklarının teslim edildiği, insanların tüm farklılıklarıyla eşit olduğu bir Türkiye hayal ediyorum.

*

İnsanların iyi yaşamaya çalışırken diğerlerini de iyi yaşatmaya çalıştığı bir Türkiye hayal ediyorum.
Yoksulları elinden tutup ayağa kaldıran bir Türkiye hayal ediyorum.
Gelir adaletsizliğinden kurtulmuş, fırsat eşitliğinde zirve yapmış bir Türkiye hayal ediyorum.

*

Her çocuğun kendi mahallesinde iyi eğitim alabileceği okulların olduğu bir Türkiye hayal ediyorum. Çalışan çocuğun, okumayan çocuğun, cezaevlerinde çocuğun kalmadığı bir Türkiye hayal ediyorum.

Çocukların kız-erkek ayrımı yapılmadan yetiştirildiği bir Türkiye hayal ediyorum.

*

İnsanların rasgele yaşamadığı, kaderci olmadığı, cesur olduğu, dayanıştığı, özür ve af dileyebildiği, affettiği, barışabildiği, gülebildiği bir Türkiye hayal ediyorum.

*

Kimsenin tahtı ele geçirince nefret pompalamadığı, yılgınlık yaratmadığı bir Türkiye hayal ediyorum.

*

Hayal etmeyi ve o hayaller için mücadele etmeyi bıraktığımızda...
Karanlıklar aydınlığa çıkar mı hiç?
Ne demiş şair...
“Ya düşlerinin peşine düşmeyi seçersin ya da kabullenmeyi. ‘İyi ki’lerinle güçlenir, ‘keşke’lerinle tükenirsin. Karar senin.”**

* Lewis Carroll-Alice Harikalar Diyarında
** Charles Bukowski