Bu düzen sürerse daha çok orman yanar

Orman yangınlarını ve yıkımlarını en aza indirmenin öncelikli koşulu, uygun bir idari yapının kurulması ve etkin çalıştırılması.

Haberin Devamı

Bizde ormancılığın idari yapısı bu doğrultuda inşa edilmemiş.
İyiye gittiğini de söyleyemeyiz.
Orman yangınlarının sık yaşandığı yörelerdeki orman işletme şefliklerinin, müdürlüklerinin alanları, teknik personelin yönetemeyeceği, koruyamayacağı, tanıyamayacağı denli geniş.
Orman Genel Müdürlüğü’nde (OGM) teknik personelin görevlendirilmesinde kurulan düzen de sorunlu. Bu düzende personel, her zaman uzmanı olduğu yörelerde görevlendirilmeyebiliyor.
Oysa Türkiye’de hem ormanların yapısal özellikleri hem de ekonomik, toplumsal ve kültürel koşullar yöreden yöreye değişiyor.
Ormancılıkta teknik işleri bilmek yetmiyor; yöresel ekolojik, toplumsal ve kültürel koşullarda da uzmanlık düzeyinde bilgi ve birikim şart.
Bu zorunluluk bizim ülkemizin ormancılığında hiçbir dönemde yerine getirilmedi.
Hayatında hiç yangın söndürme deneyimi olmayan teknik personel, orman yangınlarının çokça yaşandığı yörelerde ve birimlerde görevlendirildi. Bu uygulama, orman yangınlarının önlenmesi ve söndürülmesi çalışmaları sırasında çok sayıda işçinin, orman mühendisinin, yangın söndürme uçağı kullanan pilotun, köylünün yanarak ölmesine ve sakat kalmasına yol açtı.
2013’te yürürlüğe giren yeni yönetmelik’le de orman mühendislerinin yöresel bilgi ve deneyimlerini gözetmeyen teknik personel görevlendirme düzeni iyiden iyiye pekiştirildi.

Haberin Devamı

Bu düzen sürerse daha çok orman yanar

****

Diğer yandan...
Orman yangını söndürme çalışmalarında mevsimlik olarak görevlendirilecek işçilerin işe alımında gerekli bedensel özellikler, eğitim düzeyleri, bilgi ve deneyimleri gerektiğince göz önünde bulundurulmayabiliyor.

****

Kuraklık orman yangınları için uygun ekolojik koşullar yaratır.
Bir kere, orman yangınlarının önlenmesi ve söndürülmesi çalışmaları planlanırken ve yürütülürken bunun akılda tutulması şart.
Orman Genel Müdürlüğü merkez ve taşra örgütlenmesindeki idari düzeneğin, çalışmaların gerektiği gibi yürütülmesine yetmediği stratejik planlar ve faaliyet raporlarında da açıkça belirtiliyor.

****

Son olarak...
Özel ağaçlandırma ve dikili ağaç satışının yaygınlaştırılması, “devlet ormanı” sayılan yerlerin madencilik ve turizm gibi ormancılık dışı yatırımlara açılması, 2B arazilerin herkese satılması gibi uygulamaların orman köylülerinin çevrelerindeki ormanlara yabancılaşmasına yol açıyor.
Öyle ki, Orman Kanunu sadece 2003-2012 arasında bu uygulamalar doğrultusunda tam 11 kez değiştirildi; ilgili yönetmelikler birçok kez yeniden düzenlendi. Bu nedenle, köylülerin orman yangınlarının önlenmesi ve söndürülmesi çalışmalarına katılma ve katkıda bulunma düzeyi de giderek düştü.

****

Uzun lafın kısası...
Ciğerlerimiz yanmasın istiyorsak, yangın söndürme uçaklarının sayısını artırırken...
Bir yandan da ormancılığın idari yapısındaki bozukluklara ve nasıl düzelteceğimize bakmak zorundayız.
Yoksa yamaçlar cayır cayır yanmaya devam eder, biz de böyle seyrederiz.

Yazarın Tüm Yazıları