Bu sene uzak olsunlar

Yeni yılın ilk günü.

Haberin Devamı

Genellikle “yeni başlangıçlar” yapmaya pek müsait görünür, temiz bir sayfa açmış gibi gelir ancak eski alışkanlıklar aynen devam eder değişen takvimle birlikte.
Peki bunları engellemek için ne yapacağız?
Öncelikle etrafımıza bakacağız. Etrafımıza bakacağız ve kimlerden zarar görüyoruz, onları ayıklayacağız.
Hani hep “İfinim, tatmini, mutluluğu kendinizde arayınız” diyorlar ya, hayır.
İnsanın gözü en çok neyi görüyorsa, neye sürekli maruz kalıyorsa, o koşullara göre şekilleniyor. Uzun vadede birlikte aynı ortamı veya hayatı paylaştığımız insanlara dönüşüyoruz. Bunu hem özel hayatınız hem de iş hayatınız için düşünebilirsiniz. Öncelikle “insan tüketen” tür iki ayaklıları belirlemek gerek. Kim mi onlar?

Kendini anlatmaktan dili damağı kuruyanlar

Mesela karşılıklı bir diyalog içindesiniz diyelim.
Bir iş görüşmesi, bir arkadaş sohbeti ya da her neyse.
Bir süre sonra aynı konuları tekrar tekrar konuştuğunuzu fark ediyorsanız, işte orada antenleri çıkarabilirsiniz, zira “Canım, bana müsaade” diyecek koşullar oluşmuş demektir.
Sizin “muhabbet” sandığınız şey maalesef şuydu aslında: Karşınızdaki, siz konuşurken, kendi söyleyeceklerini tasarlıyordu.
Siz konuşurken asla sizi dinlemiyor, sizin hayatınızı veya anlatacaklarınızı umursamıyor, konuyla ilgili kendi hayatından örnekleri düşünüyordu.
Hatta bunları düşünürken gözünde anılarını canlandırıyor ve kendi kendine çok eğleniyordu.
Yani bu sohbette, ki bu bir sohbet değildi, sizin bir dahliniz yoktu.
Siz aslında kendi kendinize konuşuyordunuz.
İşte bu tür “tüketengil” ile karşılaştığınızda, sohbetin esasında bir monolog olduğunu anladığınızda, ortamdan Road Runner hızıyla uzaklaşabilirsiniz.

Haberin Devamı

“Haber veremeyen”giller

Malum, Türkiye sınırları içinde saatinde gelen bir usta, bir sıhhi tesisatçı yoktur.
“Tastamam 9’da oradayım abula” der, en erken 11’de gelirler.
Sizi sabahın köründe eve hapseder, siz “Ha geldi, ha gelecek” diye beklerken, tüm gününüzü hatır hutur yerler.
Evde eğer bir arıza varsa, bilirsiniz ki o gün “sıhhi tesisatçı odaklı” bir gün yaşayacaksınız.
Esasında bu sıhhi tesisatçı dostumuzun söylemesi gereken bir şey var, üstelik öyle basit ki: “Gecikeceğim abla.”
Fakat bu asla olmaz.
Gecikeceğini de asla söylemez. Beklersin Allah beklersin. Sıhhi tesisatçının kendisi kadar, işi bu olmasa da, anlayış olarak sıhhi tesisatçılığı benimsemiş arkadaş ve dostlarımız da yoruyor efendim.
Bir yere gelemeyecek mesela veya verdiği sözü tutamayacak diyelim.
Asla ama asla haber vermez. Telefonlara çıkmaz.
İşte ben bunu anlamıyorum arkadaş. Be kardeş. Madem söz verdiğin yere, söz verdiğin saatte gelemiyorsun. Haber ver, ne kaybedersin haber versen?
Sen bir şey kaybetmezsin ama karşındaki enayi çok şey kazanır güzel kardeşim.

Haberin Devamı

“İkili oynayan’giller

İşte fersah fersah uzak durulması gereken en önemli tip. Arkadaş, tanıdık, iş arkadaşı fark etmez.
Sana başka konuşur, diğer insanlara başka konuşur.
Herkese başka başka hikayeler anlatmakla tam olarak ne kazanacağı bilinmez ama kafasındaki hikayelerin farklı versiyonlarını gerçekmişçesine anlatır.
Herkese başka anlatır.
Kendine paralel hayatlar yaratır, sonra da teker teker yarattığı tüm hayatların gerçekliğine inanır.
Hesap da soramazsın, zira ayrı ayrı yarattığı hayatlar ve anlattığı hikayeler onun için gerçektir, dolayısıyla tüm sözlerini kanının son damlasına kadar savunur. Bugünün politikacıları gibidir, hiçbir sözünde tutarlılık yoktur, bugün ak dediğine yarın kara der, ertesi gün ak dediğini de, kara dediğini de hatırlamaz, kırmızı der...
Tek amacı kendini haklı çıkarmak olduğu için sığındığı bahanelerin hem saçmalık konusunda bir insaf sınırı yoktur, hem de mantık dışı sözlerin bir önemi yoktur. Böyle insanlarla başka çıkmanın da bir yolu yoktur.
“Tüketengiller”den uzak bir yıl geçirmeniz dileğiyle...

Yazarın Tüm Yazıları