Bir millet trafikte deliriyordu!

Birkaç yıl önce trafikle ilgili tahmin yapabilmek bugüne nazaran kolaydı.

Haberin Devamı

Hatta Google Maps, Yandex veya İBB’nin trafik aplikasyonu yokken dahi kolaydı.

Belirli yerlerde, belirli saatlerdeki trafiği bilir, oradan kaçınmaya çalışırdınız.

Son günlerde trafikte aklınızı yeme sınırına geldiyseniz şaşırmayın, artık “yoğun saatler”den başka problemlerle karşı karşıyayız İstanbul’da.

Öncelikle, artık her saat yoğun. Daha doğrusu, yoğunluk, sadece akşam ve sabah saatlerinde değil, trafik yoğunluğu, tahmin edilebilir bir konu değil.

Neden mi? Teker teker anlatayım.

Şehrin diğer bölgelerindeki trafiğe etkisinin ne olacağı hesaplanmayan her hareket...

Araç yükü-çevre trafiği düşünülmeden mantıksızca tasarlanan yollar...

Sürücülere ön bilgi verilmeden kapatılan her yol, kentsel dönüşüm çalışmaları, inşaat kamyonları...

Kötü hava koşulları, maç günleri güvenlik için kapatılan cadde-sokakların yarattığı yük birleşiyor...

Haberin Devamı

Üstüne zaten normal koşullarda dahi kurallara uyma zahmeti göstermeyen sürücülerin davranışları ekleniyor...

Sonuç: Kaos...

Kaosun içinde kaos...

Bakın size trafiği ayrı ayrı etkileyen faktörleri saydım.

Normalde sadece bir faktör bile 14 milyonluk bir metropolde trafiğin kilitlenmesi için yeterlidir.

Bu faktörler bir araya gelince hayat bloke oluyor...

İnsanı en çileden çıkaran konuların başında “mantıksızca tasarlanan yollar” var.

Bir bölgenin araç yükü, yoğun kullanılan saatler, çevre yollardan etkilenebilirliği gibi faktörler göz önüne alınmadan tasarlanan yollar...

Avrasya Tüneli kadar hayat kolaylaştıran bir proje şehrin belirli bir bölgesini sonsuz bir trafik tıkanıklığına mahkum etti mesela.

Acıbadem, Koşuyolu, D100 Karayolu tek kelimeyle iptal.

Öte yandan hala ne olacağı, ne zaman tamamlanacağı konusunda net bir bilgi bulunmayan tren yolu var.

Burada yapılan çalışmalardan ötürü bilgi verilmeden günlük olarak kapatılan anayollara rotasını çevirenler, trafikte ömür geçiriyorlar.

Trafikte belirli bir yerdeki tıkanıklığın ve yol kapatmaların diğer caddelere olan kaotik etkisi hesaplanmadığı için her şey rastlantısal ilerliyor İstanbul’da.

Üzerine bir de kamyon ve vinçlerin yarattığı “inşaat trafiği”ni ekleyin...

Haberin Devamı

Kapatılan sokak ve caddeler, trafikte ölüm makinesi gibi dolaşan beton karıştırıcı ve moloz kamyonları...

Tüm bunlar bir araya geldiğinde asla ama asla tahmin edilemeyen, bir trafik manzarası çıkıyor ortaya.

APLİKASYONLAR DA BİR YERE KADAR!

Trafikle ilgili bilgi veren harita uygulamalarından da doğru bilgi almak mümkün değil bu koşullarda, hepsini aynı anda açacaksınız, mesela önce kendinize bir rota çizeceksiniz, sonra Yandex’te harita üzerine uyarı bırakan kullanıcıları okuyacaksınız, İBB’nin uygulamasından şehir kameralarına bakacaksınız.

Şehirde trafikten kaçabilmek de öncesinde bir “aplikasyon mesaisi”ne bakıyor...

Tüm bunlara rağmen yine de kendinizi trafikte bulabilirsiniz tabii, o ayrı, siz köprüye gidene kadar takip mesafesi bırakmayı bilmeyen yaklaşık 6 milyon ehliyet sahibi sürücüden biri önündekine hafif dokunur mesela...

Haberin Devamı

Sonra hep birlikte yolun ortasında ZART diye durup “kaportaya bir şey oldu mu” tetkiki yaparlar, bu sırada “Önüne baksana hayvan oğlu hayvan” diye kavga ederler... Birbirlerine girerler, ayırmak için çabalayan insanlar sayesinde mevzu büyür, kalabalık toplanır...

Tüm bu olanları izlemek için “kaza”nın yanından geçerken hızlarını ani olarak düşüren diğer sürücüler sayesinde geride kilometrelerce araç trafiği oluşur...

İşte tüm bunlar beş dakikada olur ve hiçbir harita aplikasyonundan ne olduğunu öğrenemezsiniz, kendinizi çaresizce trafiğin içinde buluverirsiniz...

Bakın daha dün köprüdeki yoğunluğa sebep olan fırtına gibi doğal sebeplere gelemedim...

Haberin Devamı

Başta saydığım yedi faktöre gelince...

Ulaştırma Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kafa kafaya verip “Bir milletin aklını kaçırmaması için nasıl iyileştirmeler yapabiliriz” diye düşünmeli artık...

Yoksa dünya tarihine “trafikte deliren millet” olarak geçeceğiz!

Yazarın Tüm Yazıları