Melda Narmanlı Çimen
Melda Narmanlı Çimen
Melda Narmanlı ÇimenYazarın Tüm Yazıları

Tendence 2005 ile eve dönüş

Dekorasyon firmaları evleri mutlu etmek için; dekorasyon fuarları ise firmaları mutlu etmek için çabalıyor.

Frankfurt’ta, 130,500 m2 kapalı alanda, 3.714 firmanın ve 105 ülkeden 90.000 ziyaretçinin katılımıyla gerçekleşen Tendence Lifestyle 2005, içeriği, kapsamı ve

Ağustos sonunda Frankfurt’ta düzenlenen Tendence Lifestyle 2005, yalnızca fuar merkezini değil, tüm şehri tasarımla kapladı.

Aralarında 23 Türk firmanın da bulunduğu fuarda, yeni sezon trendlerini takip etmek için Rhine nehri boyunca üzerinde ‘Fresch’ yazan mavi bantlı ağaçları takip etmek yeterliydi. Grafik tasarımcılar, mimarlar, aydınlatma ve ürün tasarımcıları ve peyzaj mimarlarından oluşan bir grup, Frankfurt’un merkezinde bulunan Anlagering parkında bir tasarım vahası oluşturdu. Parkta kurulan enstalasyonlar ve ürün sunumları ziyaretçilerle birebir etkileşim içinde sürdü beş gün boyunca.

Farklı bölümlerde farklı temalar

Fuar alanı, çeşitli kutucuklara bölünmüştü. Maviler ‘Modern Living’, pembeler ‘Emotion’, turuncular ‘Passione’, yeşiller ‘Joy’ ve kahverengiler ‘Function’ katlarını gösteriyordu.

Diplomalarını henüz almış tasarımcıları üretici firmalarla buluşturmak için organize edilen ‘Talents’ bölümü, önümüzdeki yılların nişlerini fısıldar nitelikteydi. 40 genç tasarımcının esprili ve sınırları zorlayan prototipleri teknolojik yeniliklerle geleneksel öğeleri buluşturuyordu.

‘Talents’ sokağının hemen arka paralelinde ise İngiliz tasarımcıların ürünlerinin sergilendiği bir koridor vardı.

Ya trendler?

Tendence 2005’ten trendler adına bize kalanların anafikri şöyle özetlenebilir:

‘Maksimalizm, seni özlemiştik!’. Rengi, şekli ya da kumaşı ne olursa olsun bu kışın teması ‘fazla daha fazladır’ cümlesiyle özetlenebilir. Sezon trendleri için anahtar kelimeler art deco, barok, romantik ve lüks olarak belirlenmişti. Dantellerle ilgilenmeye ya da kristal şamdanlara göz atmaya başlayabilirsiniz. Ama gümüşün ışıltısı gibisi yok diyorsanız, gümüş takımlarınızı çekmeceden çıkarabilirsiniz. Çiçek desenleri ve barok baskılar tekstillerle evimize girmeye hazırlanıyor. Bu kadar romantizm fazla derseniz eğlenceli ve enerjik tasarımlara yönelebilirsiniz.

Günlük yaşamın sıkıntılarından uzaklaşmak için, evinize salyangoz formunda bir radyo ya da pembe domuzcuk şeklinde bir yastık seçebilirsiniz. Alessi, Bodum, Koziol gibi markaların eğlenceli ve şık tasarımları, siyah metal ve renkli plastiklerle göz kırpıyor.

Gelecek sezonunun parametrelerinin sunulduğu son şovlarda milenyumla beraber popülerlik kazanan ‘kişiselliği koruma ve seçimlerde şahsi karar verebilme’ öğretisinin altının bu fuarda da çizildiğine şahit olduk. Bu şu demekti: Bana seçenek ver, bana tüm dünyayı ver. Anlaşılan kimsenin kendi kimliğini bir yana koyup başkalaşmaya niyeti yoktu.

Globalleşme tıpkılaştırmıyor, kombinlerin uçları gittikçe daha zıt yönlere doğru açılıyor, evlerdeki prototipleşme tedavülden kalkıyor. Evi artık bir sığınma ve inziva alanı olarak kabul eden otoriteler onu korumanın yollarını arıyorlar.

Kapısından içeri girdikten sonra ev sizin, onunla nasıl oynamanız gerektiği size kalmış, orası sizin mabediniz.

Yeni ilham modelleri ararken, yavaş yavaş yaratıcılığın köklerine geri gittiğimiz de fark ediliyordu fuarda sergilenen tasarımlarda.

Yani, kökenlerimizin yeni fethinde şu an ve gelecek iç içe geçiyor. Geçmiş, daha sonra ‘gelecekteki atalarımıza bir saygı’ olarak modernizmle birleşiyor. Bu tıpkı zor zamanlarda eski ve güvenilir değerlere geri dönmek gibi.

Son söz

Suyla olan ilişkinizi başka bir boyuta taşımak isterseniz, organik formlardaki ev aksesuvarları size cazip gelebilir. Doğaya dönüş, ham ağaç dokuları, kahverengi ve amber tonlarıyla kendini hissettiriyor.

Tasarımları ‘Talents’ bölümünde yer alan tasarımcı Yasmine Graf: ‘Bu kış güven duygusunu insanlara hissettirmek, bütün tasarımların konseptini oluşturuyor’ sözleriyle kısa bir süre önce başlayan eve dönüş temasını destekliyor.

Plastik elastiktir!

‘The British Design Group’ çatısı altında birleşen İngiliz ya da Kraliyet ailesinin okullarında yetişmiş yabancı tasarımcılar fuarda ‘We love design’ mottosuyla bizleri karşıladı. ‘Plastik elastiktir!’ cümlesinin altını çizen genç tasarımcılar strüktürel sorunlara zihinsel çözümler getirmişlerdi.

Plastiğin yanı sıra heykelsi seramikler ve ‘doğaya kaçış’ temasını sergileyen tekstil tasarımları dikkat çekiyordu.

Designersblock

Fuarın dışına çıkalım ama çok da uzaklaşmayalım derseniz; Messe Frankfurt fuar merkezinin birkaç adım ötesinde Milano ya da Londra fuarlarından aşina olduğumuz tipografi tabelaları bizleri Designersblock’a yönlendiriyor. Frankfurt’ta ilk kez gerçekleşen Designersblock, şehrin ve ziyaretçilerin Tendence Lifestyle’a bakış açılarını değiştirecek nitelikteydi.

Aslında Messe Frankfurt ve Londra merkezli Designersblock’un bu birlikteliği ticaret ve tasarım arasındaki köprüyü sağlamlaştırmak için gerçekleştirilmişti. Çoğunlukla İngiliz, İsveç ve Alman 35 tasarımcının ve sekiz markanın tasarımlarının sergilendiği eski bir karakol olan bina, ilk kez bir sergi mekánı olarak kullanıldı. Ticari geri dönüşümlerden uzak gibi algılansa da, Designersblock ‘endüstrinin dayatmaları’na karşı durup yine de tasarladıklarını tüketiciyle buluşturmak isteyen tasarımcıları destekliyordu.
Yazarın Tüm Yazıları