Paylaş
Bir kez daha bağımsız sinemanın en iyilerini, Sundance’ten Cannes’a dünyanın önde gelen festivallerinin çok konuşulan ödüllü filmlerini Ankara’ya getiren !f İstanbul’un programında kaybolmuş, kararsız !f’çiler için bir liste hazırladık.
* Aşk 3D (Love 3D): “I Stand Alone”, “Irreversible/Dönüş Yok” ve “Enter the Void” filmleriyle hayranları olduğu kadar nefret edenlerini de yaratan Gaspar Noé’nin yılın 3 boyutlu seks ve aşk karması deneyimini başka hiçbir yerde izleyemeyeceğimiz kesin. İlk biletiniz “Aşk 3D”ye olsun!
* Der Nachtmahr: Yaratık filmlerine getirdiği taptaze bakış ve takip edilesi bir yönetmeni (AKIZ) müjdelediği için kaçırılmayacaklar listesine eklenmeli. Bilimkurguda yeni tatlar arayan takipçilere özellikle önerilir.
* Sen Benimsin (A Bigger Splash): Tilda Swinton, Ralph Fiennes, Matthias Schoenaerts ve Dakota Johnson! “I am Love/Benim Adım Aşk” ile bizi kalbimizden vuran İtalyan yönetmen Luca Guadagnino’nun son filminde bir araya gelen bu dörtlüden, yılın en seksi filmlerinden birinin çıkmaması mümkün değildi elbet.
* Turbo Çocuk (Turbo Kid): Fantastik tutkunlarının internetteki adresi SLASHFILM’in “Çılgın… Son 10 yılda yapılmış başka hiçbir filme benzemiyor” sözleriyle övdüğü, 1997 yılının kıyametten sonrasını bize gösteren, retro, nostaljik bir gelecek tasarımıyla 80’ler aksiyon filmlerinin bıraktığı yere götüren film, yılın en iyi fantastik filmlerinden sayılıyor!
* Quincy’de Mevsimler: John Berger’ın Dört Portresi: 1973 yılında yaşadığı şehri terk edip İsviçre Alpleri’nde küçücük bir köy olan Quincy’e yerleşen usta yazar ve düşünür John Berger’ı Quincy’deki mevsimlerin ritimleriyle merkezine yerleştiren ve aralarında Tilda Swinton’ın da olduğu dört yönetmenin kısalarından oluşan bu belgesel, yılın en büyük keşiflerinden. Yazarın takipçileri ve edebiyatseverler aman kaçırmasın!
* Krisha: Trey Edward Shults’ın ilk yönetmenlik denemesiyle Cannes’da Eleştirmenlerin Haftası’nın en beğenilen filmlerinden birine dönüşen, dört kuşağı bir araya getiren Şükran Yemeği için kız kardeşine konuk olan ve varlığıyla patlamaya hazır bir bombaya dönüşen Krisha’nın hikâyesini hüzünlü ve cesur bir dille anlatan filmin başrolündeki Krisha Fairchild yılın en akılda kalıcı performanslarından birini veriyor.
* Bana Marianna De (Call me Marianna): Bir kadının trans geçiş sürecini, ajitasyona çok açık bu hikâyeyi derinliğini kaybetmeden ve ana karakteri Marianna’dan da destek alarak, tüm samimiyetiyle anlatabilen bu küçük film, LGBTİ temalı hikâye anlatmaya kalkışan pek çok belgesele de adeta “film aslında nasıl yapılır” dersi veriyor.
HAFTANIN FİLMLERİ
ZOMBİLERE AŞK VE GURUR İŞLEMEZ CANIM
AŞK VE GURUR VE ZOMBİLER(PRIDE AND PREJUDICE AND ZOMBIES) **
YÖNETMEN: Burr Steers
OYUNCULAR: Lily James, Sam Riley, Jack Huston
2016-ABD-İNGİLTERE-107’
AKSİYON, KORKU, AŞK
Seth Grahame-Smith’in 2009’da yayımlanan ve Jane Austen’ın “Aşk ve Gurur” romanından esinlenerek 18. yüzyılda geçen bir zombi hikayesi yarattığı bestseller’ı, nihayet beyazperdede. “Twiglight” (Alacakaranlık) serisinin yarattığı rüzgârdan yararlanmakta epey geç kalan proje, Zac Efron’lı “Charlie St. Cloud” ve “17 Again” flmleriyle genç kızları tavlama konusunda rüştünü ispatlamış Burr Steers’a emanet. “Pride and Prejudice and Zombies”de Austen’ın kurduğu dünya bir taslak sadece. Genç kadınların terbiyeli, şarkı ve dans etmek konusunda en iyisi olmak zorunda olduğu bir dönemde hırçınlığıyla ailesini ve taliplerini usandıran Elizabeth Bennet’in tek derdi küstah ve kibirli asilzade Bay Darcy olmuyor haliyle; sessiz sakin İngiliz köyü Meryton’a musallat olan salgında ölüp de dirilenlere karşı elinde kılıçla savaşarak hayatta kalmaya çalışıyor kızımız. “Aşk ve Gurur”un romantik sahnelerine bolca kan ve dövüş ekleyen filmde, “Downton Abbey”nin Lady Rose’u, en son Cinderella olarak arz-ı endam etmiş Lily James’i ve yeni Darcy’miz Sam Riley’i birlikte izliyoruz.
YANILIYORSUNUZ, TANRI ASLINDA BEYAZDI!
MISIR TANRILARI(GODS OF EGYPT) *
YÖNETMEN: Alex Proyas
OYUNCULAR: Gerard Butler, Nikolaj Coster-Waldau, Elodie Yung
2016-ABD, AVUSTRALYA-100’
MACERA-FANTASTİK
Kapkaranlık fantezi “The Crow/Ölümsüz Aşk” ve gelmiş geçmiş en iyi bilimkurgulardan “Dark City/Gizemli Şehir” filmleriyle bile 90’ların efsane yönetmenlerinden birine dönüşen Alex Proyas, “I, Robot/Ben, Robot” ve 2009’da çektiği “Knowing/Kehanet”te büyük stüdyoların verdiği imkânlara karşılık gönüllü olduğu kötü projelere yenik düşmesinin cezasını “Mısır Tanrıları”nda da çekmeye devam ediyor görünüyor. Yalnızca bilgisayar başında yapılmış görünen film, karanlığın acımasız tanrısı Set’in Mısır tahtını ele geçirmesine karşı çıkan genç bir isyancının yanına tanrı Horus’u alıp düştüğü türlü maceraları konu alıyor. İki yıl önce Ridley Scott’ın Musa uyarlaması “Exodus: Gods and Kings”te olduğu gibi Mısırlı tanrıyı beyaz aktörlere oynatmasıyla “Hollywood badanalaması” türünden sert eleştirilere uğrayan film için, yapım şirketi Lionsgate ve Proyas özür dilemek zorunda kalmış ve Gerard Butler’ı gişe için seçmek zorunda kaldıklarını itiraf etmişlerdi.
YILDIZ TABLOSU
Aşkın Seçimi (The Choice) **
Büyük Açık (The Big Short) ****
Carol *****
Çağrılan *
Danimarkalı Kız (The Danish Girl) ***
Deadpool **
Diriliş (The Revenant) ***
Hesaplaşma (Misconduct) *
Hesapta Aşk *
İftarlık Gazoz **
Kötü Kedi Şerafettin **
Osman Pazarlama *
Room: Gizli Dünya **
Son Efsane (The Program) **
Saul’un Oğlu *****
Senarist *
The Hateful Eight ****
Zebani (The Stranger) *
Paylaş