Bol seçenek içinde Şeytan’ın Ikizi önde

Carpenter’ın kült korku filmiyle karşılaştırmak isteyenler için Şey atmosferiyle dikkat çekiyor. Eski Dogmacı kadın yönetmen Lone Scherfig’in buram buram Hollywood kokan romantik komedisi Bir Gün, kendini tekrarlayıp duran ve bir süre sonra artık güldürmeyen komedi filmi Hayat Sana Güzel ile Conan’a 2011 yorumu Conan the Barbarian haftanın diğer seçenekleri.

Uday olmak ya da olmamak

Şeytanın İkizi
The Devil’s Double
Yönetmen: Lee Tamahori
Belçika/2011/108’
İlk filmi Bir Zamanlar Savaşçıydılar’la (Once Were Warriors, 1994) dikkatleri üzerine çeken ama yalnızca sert erkeklerin cirit attığı aksiyon filmlerinden oluşan bir kariyeri tercih eden Tamahori’nin son filmi Şeytanın İkizi, zorla ve tehditle Saddam Hüseyin’in oğlu Uday’ın yerine geçirilen Latif Yahia’nın gerçek hayat hikayesinden uyarlandı. Uday babası Saddam Hüseyin’in gücünün zirvede olduğu zamanlarda ve her türlü ahlaksızlığın döndüğü Bağdat’ta kendi küçük krallığını kurmuştur. Doğal olarak pek çok düşman edinen Uday’ı korumak için bir çare bulunur: Birisi onun dublörü olacaktır. Bu rol için de Uday’a olan benzerliğiyle dikkat çeken, orduda subay olan Latif Yahia seçilir. Latif’in karşısında iki seçenek vardır: Ya Uday’ın yerine geçecek ya da ailesini de kendisiyle birlikte ölüme götürecektir. Mama Mia!, Düşes (The Duchess) filmlerinden hatırladığımız İngiliz oyuncu Dominic Cooper yılın çok konuşulan performanslarından birinde. Fransız sinemasının en yetenekli kadın oyuncularından Ludivine Sagnier de ona eşlik ediyor.

ŞEY çoğalmak istiyor

Şey
The Thing
Yönetmen: Matthijs van Heijningen Jr.
ABD-Kanada/2011/103’

1951 yapımı kült korku filmi The Thing From Another World ve John Carpenter’ın sinema tarihinin en etkileyici korku filmlerinden biri sayılan 1982 tarihli Şey’e esin kaynağı olmuş, John W. Campbell romanı ‘Who Goes There?’ bir kez daha beyazperdede. İlk kurmaca uzun filmini çeken Hollandalı yönetmen Matthijs van Heijningen Jr. bu uyarlamanın romana daha sadık kaldığı iddiasında.
Paleontolog Kate Lloyd Antartika’da araştırma yapmak için yola koyulur. Buzulların içine gömülmüş bir uzay gemisi bulan Norveçli bilim insanlarına katılır. Kate, çok uzun zaman önce çarpışmanın etkisiyle ölen bir yaratık bulur. Ancak buldukları ŞEY uyanmak üzeredir. Basit bir deney ŞEY’i buzlarından kurtarınca, Kate takımın hayatını kurtarmak için pilotu Carter’la işbirliği yapar. Ancak ŞEY dokunduğu her şeyi taklit edebilmekte ve insanları birbirine düşürmektedir. Bilim insanları gibi o da hayatta kalmak ve hatta çoğalmak istemektedir.

Conan’a 2011 yorumu

Conan the Barbarian
Yönetmen: Marcus Nispel
ABD/2011/112’
Conan the Barbarian da bu haftanın korkusu Şey gibi 1982 tarihli öncülüyle anılıyor. İlk filmde Arnold Schwarzenegger’in oynadığı Kimmeryalı savaşçı Conan rolünde bu kez Game of Thrones’da Khal Drogo rolünde izlediğimiz Jason Momoa bulunuyor. Conan hayranları önden buyursun!

Keşke senin yerinde olmasaydım!

Hayat Sana Güzel
The Change-Up
Yönetmen: David Dobkin
ABD/2011/101’
Çocukluk arkadaşı olan Mitch ve Dave yıllar sonra karşılaştıklarında birbirlerinden çok farklı iki insana dönüşmüşlerdir. Dave evli, çocuklu bir adam olmuş, Mitch de onun tam tersi, köksüz, sorumsuz bir hayatı tercih etmiştir. İçmeye çıktıkları gece ikisi de aynı şeyi diler: “Keşke senin yerinde olsaydım”. Sabah uyandıklarında da bu dilek gerçekleşmiş olur. fİLM, Felekten Bir Gece’nin yazarları ile Davetsiz Çapkınlar’ın) yönetmenini bir araya getiriyor.

Hollywood usulü aşk

Bir Gün
One Day
Yönetmen: Lone Scherfig
ABD/2011/108’
Kim derdi ki, Trier’in başlattığı Dogma 95 akımının ilk kadın yönetmeni, İtalyanca Aşk Başkadır ve Wilbur Ölmek İstiyor’un yaratıcısı Lone Scherfig bir gün gelecek Hollywood’da aşk filmi yönetecek, diye? Hiç kimse! Bugün bile inanmak istemediğimiz bu gerçek bu hafta gösterime giren Bir Gün’le karşımızda, capacanlı duruyor işte! Scherfig’in, kariyerini romantik komedilerde harcayan Anne Hathaway ve Hollywood’un yeni yakışıklı yüzü Jim Sturgess’den oluşan star kadrosuyla çektiği Bir Gün, David Nicholls’ın aynı adlı çok satan kitabından uyarlama.
Film, birbirlerine tamamen zıt sınıflardan gelen Emma ve Dexter’ın üniversiteden mezun oldukları 15 Temmuz günü başlıyor ve 20 yıl boyunca o güne gidip, aralarındaki ilişkinin seyrinin nasıl değiştiğini izliyor.