Geçenlerde televizyon şovumuzda, ‘aşırı yemek yeme’ hakkında konuştuk. Aşırı yeme bozukluğundan mustarip kişiler doyma hissine aldırmaksızın kontrolsüzce yiyorlar. Şovun konukları, bir oturuşta birkaç hamburger, pizza, birkaç kutu donut, bir kova kızarmış tavuk parçası, iki litrelik kolayı mideye indirdiklerini itiraf etti. Bu, önüne geçilmesi gereken bir durum çünkü ilerde öldürücü olabilir.
Duygusal yeme alışkanlığı, tadı ve görüntüsü bizi cezbeden kurabiyelerden yalnızca bir tane yemek değil, kontrolsüz bir şekilde tüm paketi bitirmek ve devamında da başka yiyecekler aramakla alakalı. Aşırı yeme alışkanlığıyla aldığınız fazla kaloriler yüzünden yalnızca kilo almakla kalmazsınız, aynı zamanda yediğiniz yemeklerin hacmi de mide ve bağırsaklarınıza zarar verir. Uzun vadede, yüksek tansiyon; diyabet; safra kesesi rahatsızlıkları; mide yanması, ülser ve kalp rahatsızlığı gibi hastalıklar da cabası. Daha büyük komplikasyonlar arasındaysa mide zarı yırtılması, hayati önem taşıyan damarların baskıya maruz kalması, pankreas iltihabı, bağırsak tıkanıklığı gibi problemleri sayabiliriz. Aşırı yemek yemenin hemen ardından ölen insanlar bile var.
Aşırı yeme bozukluğu kadınların yüzde 3.5’inde, erkeklerinse yüzde 2’sinde görülüyor. Bu probleme, özgüven eksikliği, cinsel veya fiziksel istismar ya da huzursuz bir ev ortamı gibi unsurların neden olduğu düşünülüyor. Doktorlar, aşırı yemek yiyen insanların bazı ortak özelliklerini keşfetmişler:
Hızlı yemek yerler.
Ya gece herkes uyuduktan sonra ya da gündüz, çevrelerindeki insanlar işte veya okuldayken yerler çünkü ne kadar çok yediklerinin görülmesinden utanırlar.
Acıkmadıkları halde yerler. Bu kişilerde aşırı yeme dürtüsünün kaynağı başkadır: İncinmiş duygularını tatmin ve içlerindeki acıyı dindirmek için yerler.
Yedikten sonra pişman olup kendilerini suçlarlar ve utanç hissederler. Aşırı yiyen kişiler aslında duygularını yerler; yani yediklerini, yaşadıkları stres ve depresyona karşı ilaç olarak kullanırlar.
Esneme hareketleri
Esneme hareketlerinin önemi anlatmakla bitmez. Kasların esnekliğini geliştirme ve duruşunuzu düzeltmenin ötesinde, yorulmasını önler. Bir kalp doktoru olarak bunu desteklemiyor olmam mümkün değil. Ayrıca esneme egzersizleri vücuttaki kan akışını arttırıp kaslarınıza ve beyninize taze oksijen taşınmasını sağlar, canlanmanıza yardımcı olur. Her bir esneme hareketini 30 saniye boyunca yapın:
1-Kollarınızı başınızın
üzerinde düz bir şekilde tutun ve birleştirin. Omuzlarınızı gevşetmek için dik durun ve göğsünüzü esnetmek için geriye doğru uzanın.
2-Boynunuzu ihmal etmeyin: Başınızı bir yana doğru çevirin ve o şekilde tutun, sonra öteki tarafa doğru çevirin ve tekrarlayın.
3-Sağ kolunuzu göğsünüzün üzerinden sola doğru uzatın ve o şekilde durarak trapez (üst omuz) kaslarını esnetin. Diğer tarafla tekrarlayın.
Masa başı hareketi
Hedef: Arka kol (Triceps) kası
Ertesi gün sersemliği yaşamamak için...Şeffaf renkli likörler
Yılbaşı gecesinin vazgeçilmezlerinden biri içki. Eğer alkol alacaksanız ölçüyü kaçırmamalısınız. Karnınız açken asla içmeyin. Yemek yediğiniz zaman, alkolün ince bağırsaklara gitmesi daha uzun sürer; bu da alkolün emilimini geciktirir.
Alkolü renklerine göre ayırın: Brendi, kırmızı şarap ve viski gibi daha koyu renkli içkilerin ertesi gün sersemliği yaratma olasılığı daha fazla. Eğer bir bardaktan daha fazla içecekseniz rom, votka, cin gibi şeffaf renkli likörleri tercih edin.
Susuz kalmamaya özen gösterin! Alkol, böbreklerin su tutmasını sağlayan hormonu etkisiz hale getiriyor. Alkol tükettiğiniz zaman idrar yoluyla, tükettiğinizden daha fazla su kaybedersiniz ve bu da susuz kalmanıza neden olarak alkolün ertesi günkü etkilerini daha güçlendirir. Alkol alırken aralarda su içerek denge sağlamaya çalışın.
Eğer ertesi gün içki sersemliği yaşıyorsanız, biraz meyve suyu tüketerek früktozun, vücudun alkolü metabolize etmesine yardımcı olun. Ayrıca tuzlu bir et suyuna çorba da midenizi rahatlatır ve kaybettiğiniz elektrolitleri geri kazanmanıza yardımcı olur.
Son olarak, yetersiz ve kalitesiz bir uyku, ertesi gün yaşanan içki sersemliğini kötüleştirebileceğinden, çok geç yatmamaya özen gösterin. ‘Akşamdan kalma’ haliniz uyanma saatinize göre yok olabilir.
Multivitaminler, birçok nedenden dolayı alınması gereken takviyeler listemde. Çoğumuzun beslenme yoluyla alamadığı ama aslında her gün almamız gereken vitamin ve mineralleri sağlıyorlar. Tipik bir multivitamin, A, C, D, E, K vitaminleri ve potasyum, çinko gibi minerallerin dahil olduğu yaklaşık 10 vitamin ve 10 mineral içeriyor. Üstelik ‘Journal of the American Association’ın son zamanlarda yaptığı çok önemli bir araştırmaya göre kanser riskini azaltıyor.
Araştırmacılar, 11 yıl boyunca 50 yaşın üzerindeki yaklaşık 15 bin Amerikalı erkek doktoru takibe aldı. Plasebo ilaç alanlarla karşılaştırıldığında, günlük multivitamin kullanan kişilerde çok olmasa da önemli ölçüde kansere yakalanma riskinin azaldığı kaydedildi. Plasebo ilaç kullanan gruptaki 1000 erkekten 18.3’ünde kanser görülürken, multivitamin kullanan gruptaki 1000 erkekten 17’sinde görüldü.
Ancak, farklı kanser türlerini ayrı ayrı inceledikçe, aralarında prostat kanseri veya kolorektal kanserin de bulunduğu belirli kanser türlerinde bir fark olmadığı anlaşıldı.
KARAR SİZE KALMIŞ
Aynı zamanda multivitaminlerin yan etkileri de değerlendirildi ve kısmen daha yüksek oranda deri döküntüsü olduğu ancak bulantı veya kusma gibi sindirim sistemiyle ilgili semptom sayısında bir değişiklik olmadığı ortaya çıktı.
Araştırma, birçok doktorun multivitaminlerin genel faydaları hakkında aynı fikirde olmadığı bir zamanda sonuçlandı ama elde edilen sonuçlar uzun süreli multivitamin kullanımının etkileri hakkında daha çok araştırma ihtiyacını kamçılıyor. Daha çok araştırma yapılana kadar multivitamin kullanıp kullanmama kararı yine size kalmış…
Takviye alırken nelere dikkat edeceksiniz?
Multivitaminlerinizi alırken yüzde 100 ‘Daily Value / Günlük Değer’ etiketli olanları yani besin maddeleri için günlük değerin yüzde 100’ünü temin edenleri tercih edin.
Cildiniz için...
Kan portakalıBildiğimiz türdeki portakalın biraz daha egzotik bir türü olan kan portakalı, serbest radikaller ve UV ışınlarının zararlarıyla savaşan antioksidanlar olan antosiyanin içeriyor.
YabanmersiniBu mucize besinin bir porsiyonu birçok meyve ve sebzeden daha fazla antioksidan sağlıyor. Antioksidanlar da kırışıklığa neden olan serbest radikallerle savaşıyor.
Morina balığıBalık tüketmenin sağlığa oldukça yararlı olduğunu biliyoruz. Peki, morina balığının ekstra anti-aging özellikleri olduğunu biliyor muydunuz? Morina balığı cildinizi güneşin zararlarına ve kansere karşı koruyan selenyum içerir.
SalatalıkSalataların vazgeçilmezi olan salatalık cildiniz için bir mucize gibidir. Kabuğundaki silika maddesi kırışıklıkları azaltır ve kolajen üretimini destekler. Mumlama yapılmamış olanları tercih edin.
Kelp (Esmer su yosunu)Bu doğal su bitkisi, cildin nem duvarındaki yağları serbest radikallerin zararlarına karşı koruyan C ve E Vitamini içeriyor.
DomatesDomates, kalp rahatsızlığı, yüksek kolesterol ve kanseri önlemeye yardımcı likopen maddesini içeriyor. Likopen, doğal bir güneş koruyucu görevi üstlenerek UV ışınlarının güneş lekesi, kuruluk ve kırışıklığa sebep olan etkilerine karşı koruma sağlıyor. Likopenin anti-aging özelliğinden maksimum derecede faydalanmak istiyorsanız domatesi tüketmeden önce biraz ısıtın.
Nefesiniz aseton gibi kokuyor = Olası bir diyabet belirtisi
1- Biliyor muydunuz? Diyabet hastalarının neredeyse üçte birinin diyabet hastası olduğundan haberi yok. Bunun belirtilerinden biri de nefes. Nefesin aseton gibi kokması ya da dişlerinizi fırçaladıktan sonra bile ağzınızda meyvemsi bir tat devam ediyor olabilir. Tıpta ‘diyabetik ketoasidoz’ (DKA) olarak bilinen bu durum tedavi edilmezse şeker komasına yol açabilir. Diyabetin bazı diğer uyarıcı semptomları da yorgunluk, baş dönmesi, sık sık susama-idrara çıkma ve tatlı krizleri.
Eğer aseton kokusuna benzer bir nefes kokusuna veya yukarıdaki belirtilerden herhangi birine sahipseniz doktorunuza danışın. Basit bir kan tahliliyle kan şekeri seviyeniz ölçülebilir. Tip 1 diyabet insülin enjeksiyonuyla tedavi edilirken tip 2 diyabet tedavisi genellikle yeni bir beslenme şekli ve egzersiz programları gibi yaşam tarzı değişikliklerini içerir.
Tip 2 diyabetten korunmak içinse sağlıklı bir kiloda kalın; lif, tam tahıllar, yağsız protein, bol meyve-sebze içeren sağlıklı bir diyet uygulayın. Şeker ve trans yağlarla dolu işlenmiş gıdalardan kaçınmak ve düzenli egzersiz de diğer önlemler. Egzersiz olarak haftada üç kere en az 20 dakikalık, tempolu yürüyüş, bisiklet veya eliptik egzersiz
bisikleti öneririm.
Çene bölgesinde tüylenme veya burun kılı uzaması = Olası bir yumurtalık kanseri belirtisi
2- Kadınlardaki en yaygın beşinci kanser türü olan yumurtalık kanseri sessiz katil olarak bilinir ve bu yüzden tüm kadınların olası belirtilerini bilmesi çok önemli.
Kahvaltı: Teks-meks yumurta & peynirli muffin
Bir bilgi: Kahvaltıda yumurta yiyen kişiler gün boyu daha az yemeye meyilli olurlar, daha enerjik olurlar ve daha fazla kilo verirler.
Malzemeler: 1 adet yumurta, 1 dilim yağı azaltılmış İsviçre peyniri, 2 dilim avokado, 1 yemek kaşığı orta acılı salsa sosu, 1 adet tam buğday muffin
Hazırlanışı: Küçük bir muffin kabını zeytinyağıyla hafifçe yağlayın ve içine bir yumurta kırın. Yumurtayı biraz çırpın veya en azından yumurtanın sarısını çatalla karıştırın. Bir çay kaşığı salsa sosunu yumurtanın üzerine dökün ve peynir dilimini ikiye katlayarak üzerine yerleştirin. Orta sıcaklıkta 1 dakika 20 saniye mikrodalgada pişirin (Bu süre, mikrodalganın ısıtma gücüne göre değişebilir). Kalıp sıcak olacağından eğer gerekirse bir tutacak kullanarak mikrodalgadan dikkatlice çıkarın ve beş dakika dinlendirin.
Bir bıçağı pişen yumurtanın kenarından gezdirin ve dikkatlice ikiye bölerek üzerine kalan salsa sosunu ve zeytinyağını dökerek avokado dilimlerini ve ikiye böldüğünüz muffinin üst kısmını yerleştirin.
Öğle yemeği: Sebze burger ve göbek eriten çörek
Burgeriniz için Bir bilgi: Bu öğün günün en büyük öğünü… Hazırlayacağınız bu tarifin içinde, yağ hücrelerini aç bırakan mantar-soğan ikilisi ve metabolizmayı adeta fişekleyen keklik otu gibi kilo vermenize yardımcı birçok gıda var. Lif bakımından zengin, kalori bakımından düşük ve su oranı yüksek bu gıdalar adeta birer yağ savaşçısı!
Uyku jetlag’ine yakalanmayın: Büyük olasılıkla, cuma akşamı kendinizi yatağa atmadan önce alarmınızı cumartesi sabahı çalmaması için kapatıyorsunuz. Ancak, cumartesi günü geç saatlere kadar uyuduğunuzda daha bitkin ve uykusuz hissediyorsunuz. Nasıl ki farklı zaman dilimlerinde yolculuk ettiğinizde vücudunuzun doğal uyku döngüsü bozulur; her zamankinden çok daha fazla uyumak da ‘uyku jetlag’ine yol açabilir. Sanki kıtalararası bir uçuştan yeni dönmüşsünüz hissinden kurtulmak için her gün aynı saatlerde uyanmaya çalışın.
İkindi şekerlemesi: Öğlen uykusunun faydası sadece çocuklara değil. 20 dakikalık bir şekerleme aşırıya kaçmadan, uykunuzu tamamlamanız için harika bir fırsat. Bu kısa süreli uyku pazartesi sabahı zombi gibi hissetmenizi önleyerek öğleden sonrası için canlanmanızı sağlar.
Kahvaltı: Uzun ve yorucu bir haftanın ardından, uyandığınızda hâlâ yorgun hissediyor olmanız gayet normal. Güne sağlıklı bir kahvaltıyla başlayarak yorgunluğunuzla savaşabilirsiniz. Tüm hafta yediklerinizden daha farklı bir şeyler hazırlayarak kendinize ekstra motivasyon sağlayın. Bu şekilde, metabolizmanız canlanacak ve güne daha iyi başlayacaksınız. Potasyum zengini muz ve az yağlı sütle tahıl gevreği, iyi bir başlangıç. Kahvaltı, günün en önemli öğünü. Bu önemli öğünü her gün yemelisiniz.
Doğru miktarlarda servis yapın: Eğer yemeğinizi bol çeşitli hazırladıysanız veya fazla sipariş verdiyseniz, bir kerede sadece bir yemek tercih edin. Bir kerede hepsini yemektense vücudunuza, masada tüketmesi gerekenden daha fazla yiyecek olduğunun farkına varması için zaman tanımış olacaksınız.
İçkiyi nasıl kontrollü içersiniz?Hafta boyunca ‘kızlar gecesi’ni ya da ‘kankalar buluşması’nı dört gözle bekliyorsunuz. Buluştuğunuzda gelsin yiyecekler, içecekler ve biriken dedikodular ya da spor muhabbetleri... Farkına varmadan kendi sınırınızı iki kadeh aşmış olursunuz ve ‘sadece bir yudum daha’lara karşı koymak üzere devreye giren iradeniz çoktan yok olmuştur. Bir veya iki kokteyl içmekte hiçbir sorun yok elbette ama önemli olan bu sınırı aşmamak. Bir dahaki içki içişinizde bu noktalara dikkat edin:
Tasarruf edin: Dört yerine iki kadeh kırmızı şarap içtiğinizde bir gecede 300 kalori tasarruf etmiş olursunuz. Bu, yılda beş kilo şeker demek ve yaklaşık iki buçuk kilonun verilmesine tekabül ediyor.
Akıllı seçimler yapın: Şarap yerine votka-sodayı deneyin. Bu sayede yaklaşık 100 kalori tasarruf yapabilirsiniz. Fazladan şeker veya kalori içermez.