Paylaş
“Gaziantep ağzı”nda böyle özdeyişlerin en çarpıcı olanlarından birisi şöyledir:
- Davacının aptalı derdini mübaşire anlatır!
Türban üzerindeki tartışmalarda dilimin ucuna en sık gelen özdeyiş bu.
Eğitim sorunu çözümlenememiş.
Türkiye'de 15-29 yaş grubundaki kızların yüzde 60'ı, 25-29 yaş grubundaki kızların da yüzde 66'sı ne öğrenim görüyor ne de çalışıyor.
Eğitim görmüş azınlıktaki kızların arasından daha da küçük bir azınlık “türbanlı” olmuş. Onlara da üniversite eğitimi yasaklanmış.
“Bu yasak kalksın mı yoksa kalsın mı” konulu siyaset kavgasını yapanlar, bu büyük ve acı gerçeği nasıl değiştireceklerine değil, kendi taraftarlarının alkışlarına kilitlenmişler.
Aptal davacılar
Ve bu arada medyada her topa çıkanlar da “bu sabah hangi kaleye şut atayım” diye yorgun beyinlerini zorlarken, “her şeyin sorumlusu liberallerdir” diye konuya girmeyi seçmiyorlar mı?
İşte o zaman hemen “Davacının aptalı derdini mübaşire anlatır” özdeyişini tekrarlıyorum içimden.
O köşe-bazların üsluplarını beğensem, “Başınıza liberaller kadar taş düşsün” de diyebilirim aslında.
Sanki bu “devlet” yakın geçmişin herhangi bir döneminde liberal bir parti tarafından yönetildi. Sanki bu devlet imam hatip okullarını açıp kızları da bu okullara yazdırırken ve aynı devlet bu okullardan mezun başı örtülü kızların üniversitelere girmesini yasaklarken, bu tutarlı politikayı liberaller belirliyordu.
Her askeri darbenin ardından yapılan seçimi darbede devrilenlerin kazandığı bilinirken, son “28 Şubat post-modern darbesi”nde Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığından alınıp cezaevine gönderilmesine alkış tutanlar, sanki liberallerdi.
Kime sordular ki?
Son iki genel seçimde de “karnını kaşıyan seçmenler” sanki liberalleri dinleyip AK Parti’yi iki kez tek başına iktidara getirdiler.
Şimdi de sanki liberallere “önce hangi sorunu ele alalım” diye soruldu ve onlar da “aman şu Anayasa’yı sadece türbana özgürlük tanıyacak şekilde değiştirin” diye cevap verdiler.
İşte bütün bu tablo içinde geçmişlerinde “medya karteli kurmak”, “medya- siyaset-banka-mafya” çemberleri oluşturmak, “seçilmişleri aşağılayıp atanmışları kutsamak” benzeri sabıkaları bulunanlar, bugün “her şeyin sorumlusu liberallerdir” demiyorlar mı?
“Laiklik demokrasinin ve özgürlüklerin güvencesidir” demek yerine “laiklik rejimin emridir” diyenler, laikliği halkın değil askerin ve seçkinlerin ideolojisi gibi sunanlar, şimdi türban dolayısıyla yine “cumhuriyet muhafızı” konumundalar ve bugün de liberallere
saldırıyorlar.
Sanki Tayyip Erdoğan “Avrupa’dan bilgi yerine ahlaksızlık aldık” derken, ona bu sözü liberaller söyletti. Sanki AK Parti’yi “aman AB yolundan sapmayın” diye sürekli uyaranlar liberaller değil.
Yanlış hesaplar
Ama bu tablo içinde şapka çıkarmamız gereken bir durum da var.
İçinde bulunduğu medya grubu dünyaya açılmayı, “Davos Ruhu”nu, özelleştirmeleri, globalleşmeyi gelişmesinin ve varlık sebebinin temel öğeleri arasında tutarken, bu grubun en büyük gazetesini “liberal-düşmanı” konumuna getirmek de bir başarıdır.
Eğer liberal demokrat görüş istenildiği gibi ağırlığını kaybederse, AK Parti-MHP ağırlıklı bir düşünce ve siyaset ortamı bu liberal-düşmanı aymazları herhalde çok mutlu edecektir.
İşte o zaman da Ömer Asım Aksoy’dan aldığımız “Gaziantep ağzı”nın bir başka özdeyişini hatırlayacağız herhalde:
- Tedariksiz aptesaneye giden domalı domalıtaş arar.
ŞAKA
Mübarek sanki İmam-ı Azam Hazretleri…
Dünyevi ve yasalarla düzenlenmesi gereken bir konuda “Bunu ulemaya danışmak gerekir” dediği için başbakan Erdoğan çok eleştirilmişti. Sanırız artık “ulema” ihtiyacının ana muhalefet CHP tarafından karşılanmış olması, benzer eleştirileri kesecektir.
Sözü “Hayatı boyunca dini tedrisattan başını alamamış, ilkokuldan sonra bir buçuk yılını İstanbul’daki Yeşil Camii Kur’an Kursu’nda geçirmiş, 7 yılını memleketin değişik imam-hatip mekteplerine adamış ve ayrıca uzatmalı ilahiyat talebeliği de olan” Ahmet Hakan’a bırakalım:
- Deniz Baykal, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, "Ey Baykal! Sen ne anlarsın din diyanet işlerinden?" şeklindeki posta koymasına fazlasıyla içerlemiş olacak ki… "Biz imam-hatip tahsili görmedik ama icabında sana fıkıh dersi veririz" edasıyla meseleye dalıverdi… Hem de öyle böyle değil… Mübarek sanki İmam-ı Azam Hazretleri!
Paylaş