CEBECİ’de, mahalleyi boydan boya yarıp geçen demiryolunun hemen yanındaki bir apartmanda doğdum ve büyüdüm..
Her gece yarısı 01:00 ve 02:00’de mahalleyi zangır zangır titreterek geçip giden iki marşandiz, ilk gençlik yıllarının unutulmaz ezgileri idi.. Ritmi farklıdır demiryolu mahallesinin.. Kara tren sadece okul şarkıları ile halk türkülerinde gerçektir.. Gerisi alışılmış, geceyi ve uykuyu bölen gürültüyü umursamadan uyumaktır mışıl mışıl.. 16 yıl önce Cebeci’den Çayyolu’na ‘göç’ ettiğimde, sık sık marşandiz gürültüsünün ‘yokluğuna’ uyandığımı hatırlıyorum.. Bir zaman sonra, yeni mahallemin ‘marşandizleri’ ile tanıştım.. Helikopterler..
Demiryolu yoktu ama camları titreten, telefonla konuşurken bir anda karşı tarafı duyamayacağınız kadar yüksek gürültülerle uçan helikopterleri vardı Çayyolu’nun.. Sonradan öğrendim ki, bizim mahallenin hava sahası aynı zamanda Kara Havacılık Okulu’nun eğitim sahası idi.. Aradan yıllar geçti, eğitim uçuşu sırasında bölgeye düşen helikopterde şehit olan 5 subayın haberi ile sarsıldık hepimiz.. Ciğerimiz yandı.. Ama bir gerçek daha vardı.. Helikopter Tulumtaş’ta boş bir arazi yerine Çayyolu’nun kalbine düşseydi, şüphesiz daha büyük acılara mahkum olacaktık.. Yıllar öncesinden, çok az insanın bildiği bir toplantı geldi gözlerimin önüne..
Çayyolu’nda sivil toplum kuruluşları, bir yerleşim merkezinin üzerinde eğitim sahası olmasından duydukları endişeyi dile getirdiklerinde, askeri yetkililer referans noktaları ve karaya yerleştirilmiş özel elektronik aksam nedeniyle bu sahanın kaydırılmasının mümkün olmadığını dile getirmişlerdi.. Mümkün olup olmadığı, artık pek önem taşımıyor.. Kara Havacılık Okulu Komutanlığı Isparta’ya taşınma hazırlığı içinde.. Zannediyorum eğitim uçuşları için bundan sonra Çayyolu’nun hava sahası kullanılmayacak.. Sıradan vatandaş olarak tek dileğim, daha iyi planlanmış kentlerde yaşamak.. Her şeyin doğru yerde olduğu mahallelerde..