Paylaş
HAYATIMDAKİ ilk idamı 1951 yılında gördüm. ‘‘Rus Casusu’’ sayılan Hayati Karaşahin, Ankara'nın Samanpazarı'nda ipe çekildi.
Suçlama tüyler ürpertici, infaz çabuktu.
‘‘Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gizli belgelerini pis komonistlere sızdırmak...’’
Böylelerini elbette beslemeyeceksin, oracıkta asacaksın!
Vatan haini bunlar!
* * *
Daha sonra bir sürü ‘‘ipe çekilmiş insan’’ gördüm.
Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan...
Talat Aydemir, Fethi Gürcan...
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan...
İnsan yaşlanıp tecrübe kazandıkça, geriye dönüp utanıyor.
* * *
Menderes-Zorlu-Polatkan niye asıldı?
Anayasayı ihlal ettikleri için...
Peki, ‘‘Anayasa bir kere delinmekle delinmiş olmaz!’’ diyenlere ne demeli?
Asmalı mı, beslemeli mi, gömmeli mi?
* * *
Talat-Fethi niye asıldı?
Müesses düzene karşı silahlı ayaklanmaya kalkıştıkları için...
Beceremeyince asıldılar.
Peki, aynı suçu işleyen Allah'ın bir başka kulu, gözde beldelerimizden Armutalan'da, hem suluboya resim yapmayı, hem yaptıklarını keriz zenginlere pazarlamayı bunca senedir nasıl beceriyor, başarıyor?
Asmayalım da resim mi yaptıralım?
* * *
Deniz-Yusuf-Hüseyin adam öldürmediler, eylemlerini banka soymakla sınırlandırdılar. Asıldılar.
Oysa, banka soyguncusu bir tek onlar değil...
Oysa, off-shore kurbanları var Türkiye'de...
Batık bankalar, batırıcı bankerler, kerize gelen mevduat sahipleri var.
‘‘Banka soymak’’ suç olabilir Türkiye'de...
Ama, çifte standard var bizde...
Silahlı soyarsın, silahsız soyarsın...
Nüans meselesi...
Kimini asarsın, kimini getirip başına taç yaparsın...
* * *
Emekli albay, MİT İstihbarat Daire Başkanı Yardımcısı Sabahattin Savaşman, 9 Nisan 1979'da, 17 yıl 6 ay hapse mahkûm oldu, cezasını çekerken öldü.
Suçu neydi? ‘‘NATO sırlarını CIA'ya sızdırmak...’’
Kanun başkadır. Hukuk başkadır.
Akıl-mantık çok daha başkadır.
Adamı sinirlendirmeyin...
NATO'nun bütün bilgileri zaten CIA'dan geçer.
Allah rahmet eylesin!
* * *
Hayati Karaşahin meselesine dönelim...
Atatürk Bulvarı üstündeki Sovyet sefaretinin bahçesine ‘‘devletin gizli askeri belge ve bilgileri’’ni atmışmıştı.
Hangisini? Hangilerini?
İç Hizmet Talimatnamesi'ni...
Ulus Meydanı'ndaki Atatürk Heykeli'nin yakın çevresinde bedava dağıtılan ‘‘hizmete özel’’ bir evrak-ı metrûkeyi...
* * *
Rauf Denktaş, sanıyorum 1957 yılıydı, Fazıl Küçük'e karşı operasyonlarını başlattığında, 3 namuslu sendikacının minik Volkswagen arabalarında öldürülmelerine, ya yeşil ışık yakmış, ya göz yummuştu.
Türkiye'nin sırtından geçinmek güzeldir, iyi nemalandırır.
Aynı Kıbrıs'ta, ‘‘Askeri bölgelerin fotoğraflarını Rum gávuruna pazarladıkları’’ iddiasıyla gazeteciler tutuklandı, tutuklanıyor.
Kimin, nerede, ne yaptığını bilmeyen mi var?
Bilenler susmayı tercih ediyor nedense...
Paylaş