Kafası karışık bir oyun Mutfak Söyleşileri

Şehir Tiyatrosu dev bir kurum. Dünyada benzeri yok. Muazzam bir tarihi var, olanakları var. Oyun ve seyirci sayısı çok etkileyici.

Haberin Devamı

Siyasi tartışmaların dışından baktığımızda gayet bilgili ve deneyimli bir dramaturg olan Hilmi Zafer Şahin’in bu muhteşem kurumun genel sanat yönetmenliğine atanması umut verici bir şeydi. Ama Şehir Tiyatrosu yine bildiğimiz gibi... H.Z. Şahin fark yaratmalı. Bunu yapabileceğine inanıyorum. Genel olarak hem repertuvarda, hem oyunların düzeyinde hem de sunumda dünyadaki rakiplerinden gerideler. Buna çok üzülüyorum. Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’nde izlediğimiz Mutfak Söyleşileri bu sevimsiz gerçeğin maalesef iyi bir örneği. Kafası karışık, lezzeti az, dağınık bir oyun.
Mutfak Söyleşileri 1965’te yazılmış ve belli ki o dönemde çok ses getirmiş kısa öykülerden uyarlanmış. Yazan da uyarlayan da İzlandalı. Bu ülkenin edebiyatı ve tiyatrosunu neredeyse hiç bilmeyiz. Bu yüzden ilginç bir deneyim. Ama genel hatlarıyla erken dönem feminist edebiyatının pek de parlak olmayan bir örneği olmaktan ileri gidemeyen bu metin, çağdaş bir oyun yazarı tarafından uyarlanmış da olsa eski ve çağın gerisinde. Gerçeküstü bir dille kadın konumuna ve aile kurumunun saçma taraflarına göndermeler yapıyor. Oyun skeçlerden oluşuyor. Bizde kız alıp kız vermek denen şeye çoğu Batı ülkesinde ‘kızın elini vermek’ denir. Oyunun başında nikâhta gelinin evet deyip gerçekten de elini koparıp verdiğini görüyoruz. Doğal olarak gülmüyoruz. Diğer skeçler de öyle. Skeçlere gülmüyoruz, derin anlamlar da bulmuyoruz. Metnin tamamında belki ince bir eleştiri var ama oyun bizi hiçbir şekilde yakalamıyor. Yeteneğini defalarca kanıtlamış olan arkadaşım Yeşim Koçak bu oyunu iyi yönetememiş. Bütün oyuncular aşırı gayret gösteriyor. Aslında komik olmayan, olsa da komedisi imbiklenmemiş epizodları abartarak oynuyorlar. Aşırı büyüterek bir estetik yaratılabilir tabii ki. Grotesk bir tat bulunabilir. Ama olmamış. Ana hatlarıyla tutarsız bir iş çıkmış. Sahnedeki dostlarımız bilgili, yetenekli insanlar. Sorun burada değil. Sorun bu oyunun neden seçildiği, aslında ne yapılmak istendiği, hayata ve tiyatroya dair nasıl bir duruş sergilediğinin açık olmamasında. En azından ben göremedim.
Oyun, ‘Genç Günler’ bünyesinde oynandıktan sonra repertuvara girmiş. Ana repertuvar için zayıf. Birkaç İzlanda oyunu daha olsa, tematik bir repertuvar oluşturulsa belki bir bütün içinde yeri olabilirdi. Şehir Tiyatrosu artık tematik repertuvarlar oluşturmalı. Ses getiren etkinlikler, yayınlar yapmalı. Tiyatro miktarla değil nitelikle ilgili bir iş.
Mutfak Söyleşileri zayıf bir oyun. Yine de tatlı anları var. Seyirciyi yormuyor. Değişik bir üsluba sahip. İyi niyetle, gayretle yapılmış. Beklentinizi yüksek tutmazsanız sevebilirsiniz. Gişede ve kapıda seyirciye bağırıp çağırma küstahlığını gösteren kaba saba görevlileri önemsemezseniz tabii.

Haberin Devamı


Künye
Yazan Vala Thorsdottir
Çeviren Ayşe Üner
Yöneten Yeşim Koçak
Oyn. Aslı Aybars, Aslıhan Kandemir, Buket Yanmaz Kubilay, Mert Tanık, Seda Fettahoğlu, Yeşim Koçak

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları