HAFTALAR bir bir geçiyor. Beşiktaş 26. haftayı bekleyerek, G.Saray Skibbe’yi tartışarak, F.Bahçe çelişkili sonuçlarla şaşırtarak... Ve her biri şampiyonluk heveslerini hep diri tutarak sona doğru koşuyorlar.
Sivasspor ve Trabzonspor da aynı yolda koşuyor. Onların temposu daha tutarlı. Aldıkları sonuçlar daha istikrarlı... Bir öyle bir böyle değil. Yere sağlam basıyorlar.
Yine de çoğunluk, yılların getirdiği bir alışkanlığın miskinliğine bürünmüş. Şampiyonluğun İstanbul’un dışına çıkacağına, Trabzonspor veya Sivasspor’un mutlu sona ulaşacağına asla inanmıyorlar.
Hem de hiçbir neden göstermeden akla ve mantığa uygun bir sav üretmeden, papağan gibi aynı heceleri sıralıyorlar.
Anadolu’dan şampiyon çıkmaz!
Ve hemen ardından sırıtarak bir bilen edası ile benzeri bir düşünceyi ters-yüz edip tekrarlıyorlar...
3 Büyükler bırakır mı!
Olabilir.3 Büyükler tekrar bir şampiyonluk sevinci yaşayabilir. Belki ilk üç sırayı da yine aralarında paylaşırlar. Ancak, değişen bazı dengeleri hesaplamadan Anadolu’yu kenara atmanın ukalalığına karşıyım.
Fikstüre baktım. Neler anlatıyor neler... F.Bahçe geri kalan 14 maçın 8’ini deplasmanda oynayacak. Bu maçlara bir göz atın.
Böyle bir fikstürden elini kolunu sallayarak çıkmak mümkün mü?
Yine de Büyük’tür, deneyimlidir başarır diyerek olaya yaklaşanlara lafım yok. Ama Sivas ve Trabzon’u bir kenara iterek ahkam kesenlere karşıyım.
* * *
G.SARAY için kestirmeden gireceğim konuya...
Bu sezon 5 yenilgi almış. Beşi de deplasmanda. Ve daha 6 deplasman maçı oynayacak. G.Saray’ın bu fobisi diğer deplasman maçlarına da sıçrar mı, bilemiyorum. Ancak, G.Saray’ın üzerine sinen bu korku, Trabzonspor ve Sivasspor için bir avantaj...
G.Saray’ın oynayacağı deplasman maçlarını da hatırlatayım...
Trabzonspor, Beşiktaş, G.Antepspor, İstanbul BŞB, Konyaspor, Hacettepe. Bunlara bir de Ali Sami Yen’de oynayacağı F.Bahçe derbisini de eklerseniz... Hiç de kolay değil.
Geliyorum Beşiktaş’a.
Mustafa Denizli’nin 26. hafta beklentisinden nasıl bir panorama çıkacak, gerçekten merakla bekliyorum.
Sağdan soldan soranlar, merakıma ortak olanlar 26.hafta için şöyle bir tablo çıkartıyorlar.
Beşiktaş, en iyimser bir yaklaşımla yarıştan kopmaz. Ama rakiplerinin neresinde olur, işte bu önemli.
Başka türlü düşünenler de var. Diyorlar ki...
Beşiktaş önce kazanmayı becersin. Rakiplerinin kaybedeceği her puanı değerlendirsin.
Böyle düşünenlere soruyorum...
Peki, Beşiktaş’a güvenmiyor musunuz?
Kafa sallıyorlar ama hemen ekliyorlar...
Trabzon maçı gibi oynasınlar. Ne çıkarsa bahtımıza!
* * *
LAF Beşiktaş’a geldi, ben de söyleyeyim. Bilmenizi istiyorum...
Denizli, Beşiktaş’ın iki derbiyi de kazanacağına inanıyor. Yani, G.Saray ve F.Bahçe maçlarını İnönü’de hiç puan yitirmeden geçeceği inancında...
Korkusu mu?
Öncelikle G.Antepspor deplasmanı...
Yine de 26. haftayı bekleyelim. Hani şu, dillerden hiç düşmeyen haftayı.
Trabzonspor’a gelince... Ersun Yanal’ın ilginç bir yorumu ile başlayacağım. Diyor ki...
İnönü Stadı’ndan alınan beraberliği küçümsemeyin. Bir büyükten puan aldıysak kötü futboldan söz etmemeliyiz.
Doğru söylüyor. Üstelik Trabzonspor’un bir özelliği var...
Kötü oynadığı maçlardan da puan çıkartıyor.
Daha daha...
Deplasmandan en çok puan çıkartan takım kimliğine sahip. 11 maçın 6’sını kazanmış.
İşte bu özelliklerini kullanarak hedefe doğru koşuyor Trabzonspor... Böyle bir güce kafa çevirmek mümkün mü?
* * *
SİVASSPOR mu? Başkaları ne düşünür bilemem. Ben, Mehmet Yıldız ile Sivasspor’un gücünü ikiye katladığına inanıyorum.
Cezası bitti Yıldız’ın. Bu hafta Eskişehir maçında forma giyecek. Sivasspor’un deplasman dosyasını açtım. Üç Büyük’ten ikisi ile deplasmanda oynayacak. F.Bahçe ve G.Saray...
Diğer deplasman maçları Ankaragücü, Denizli, Konya, G.Antep ve Hacettepe. Yani, dışarıda oynayacağı 7 maçtan alacağı sonuçlar Sivasspor’un kaderini belirleyecek.
Bu yükün altından kalkabilir mi Sivasspor?
Her hafta başı sonuçları şöyle bir gözden geçirdikçe, Bülent Uygun’un bir sözünü hatırlıyorum...
İnanmayanları, bir gün Anadolu’dan da bir şampiyon çıkacağına inandıracağız.